Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, Esas - Karar: 5049-7669 İçtihat

Üyemizin Özeti
Menfi tesbit davası kural olarak borç ödeninceye kadar ikame edilebilirse de; söz konusu davaya mesnet kılınan hukuki sebep maddi hukukta bir süre ile sınırlandırılmışsa, maddi hukukta belirlenen bu sürede menfi tesbit davasının açılması gerekir. TTK m.25 e göre ticari satışlarda ayıp nedeniyle tekeffül için 6 aylık müruruzaman söz konusu olmakla ayıplı malda semen olarak verilen senetler için ikame edilecek menfi tesbit davasında da zamanaşımı süresi 6 aydır.
(Karar Tarihi : 10.07.2003)
"Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten tavuk yemi alıp, karşılığında 4 adet bono verdiğini, ancak yemlerdeki kusur nedeniyle müvekkilinin tavuklarının bir kısmının öldüğü bir kısmının ise yetersiz büyüdüğünü, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını, yemlerinin kusurlu olduğunun açılan dava sonucunda tesbit edildiğini ve verilen hükmün Yargıtayca onandığını, böylece bonoların karşılıksız kaldığını ancak davalının bonolara dayalı olarak takibe geçtiğini belirterek bonolar nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tesbiti ile %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili tarafından davacıya piliç yemi satıldığını, yemlerin ayıplı olduğuna ilişkin yaptırılan tesbitin müvekkiline tebliğ edilmediğini, ayrıca tesbitin tüm yemler üzerinde yaptırılmadığını, TTK m.25/4 te öngörülen 6 aylık dava zamanaşımı süresinin dolduğunu öne sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece "davacı tarafından yemlerin kusurlu olduğuna ilişkin açılan maddi-manevi tazminat davasının kısmen kabulüne" karar verilip hükmün kesinleştiği "davacının 11.03.1997 tazminat davası tarihi itibariyle yemlerin ayıplı olduğunu bilmesine rağmen 1 yıllık süre içinde menfi tesbit davası açmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davanın BK m.207 ve TTK m.25/4 te belirtilen süreler içinde açılmadığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddine..."
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 72 :(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/43 md.)

Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.

İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.

İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmiden" aşağı tayin edilemez.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmisinden" aşağı olamaz.

Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.

Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.

Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 08-02-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03267503 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.