Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

2004 S.lı İcra ve İflas Kanunu MADDE 72
(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/43 md.)

Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.

İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.

İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmiden" aşağı tayin edilemez.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmisinden" aşağı olamaz.

Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.

Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.

Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.

İcra takibinden önce ikame edilen menfi tespit davasında talep edilebilecek "ihtiyati tedbir"in içeriği hususu doktrinde tartışmalıdır.

Üyemizin Notu: İİK m.72/2: “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir” şeklinde düzenlenmiştir. Kanaatimce yasakoyucu maddedeki “icra takibinin durdurulması hakkında” ibaresini bilinçli olarak ve özellikle bu şekilde düzenleme yolunu seçmiştir. Maddenin 3. fıkrasında icra takibinden sonra ikame edilecek menfi tespit davasında Mahkemenin “tedbiren icra takibinin durdurulmasına karar veremeyeceği, icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi için tedbir kararı verilebileceği” düzenlemesi de maddenin özellikle ve bilinçli olarak bu şekilde vazedildiğini kuvvetlendirmektedir. İcra takibinden önce ikame edilen menfi tespit davasında davacı teminat mukabilinde tedbiren icra takibinin durdurulmasını talep etmişse; dava ikame tarihinden sonra davalı alacaklı tarafça başlatılan icra takibi üzerine; Mahkemece, alacağın %15’i teminat mukabilinde işbu icra takibinin durdurulması yönünde tedbir kararı verilebilecektir.
İcra takibinden önceki safhada ikame edilecek menfi tespit davasında –yasadaki düzenleme- yoruma mahal bırakmayacak kadar açık olmakla; Mahkemenin “senedin icra takibine konu edilmemesi” yönünde ihtiyati tedbir kararı verememesi gerekir. Aksi durumun kabulü halinde öncelikle Mahkeme tarafından yasaya aykırı işlem yapılmış olacağı açık olmakla birlikte; iyiniyetli alacaklıların hakkının da mesnetsiz ve hukuka aykırı şekilde zayiine sebebiyet verileceği kanaatindeyim.
Sn. Av. Talih Uyar a göre ise: Mahkemelerin icra takibi başlamadan önce de dava konusu belge(senet) hakkında “alacaklı tarafından icra takibine konulmaması” yönünde tedbir kararı verebilmesi gerektiği, aksi takdirde alacaklının ihtiyati haciz kararı alıp borçlunun mallarını haczinin önlenemeyeceği ve böylece borçlunun zarara uğrayabileceği, sonraki aşamada takip durdurulsa da haczin kalkmayacağı, borçlunun haczedilen mallarına kavuşabilmek için borcun tamamını ödeyip istirdat davası ikame etmek zorunda kalacağı ve hükmün amaç ve konuluş nedeninin bu doğrultuda yorum ve uygulama gerektirdiği düşünülmektedir (Av. Talih Uyar, İcra ve İflas Kanunu Şerhi, Cilt 4, sf. 6056-6057)
Oysa ki; Sn. Av. Talih Uyar tarafından zikredilen durumun vaki olması halinde dahi sonuçta haksız çıkan alacaklının borçluya tazminat ödemesi, böylece borçlunun tüm zararlarının karşılanması elbette mümkün olacak ve hatta yargılama giderleri konusunda dahi 1086 S.K. m.422 : “ Kötüniyetli davalı veya hiçbir hakkı olmadığı halde dava açan taraf, yargılama giderlerinden başka, diğer tarafın vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekalet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkum edilebilir. Vekalet ücretinin miktarı hakkında uyuşmazlık çıkması veya mahkemece miktarının fahiş bulunması halinde, bu miktar doğrudan mahkemece takdir olunur.
Kötüniyet sahibi davalı veya hiçbir hakkı olmadığı halde dava açan tarafa ayrıca mahkemece beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir. Bu hallere vekil sebebiyet vermiş ise idari para cezası vekil hakkında uygulanır” gereği alacaklı, kötüniyetli olmasının yükünü taşıyacaktır.


 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 06-02-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02605700 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.