Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 10. HD. 2008/14534E. 2009/18660K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Davacının, para tahsil işini tamamlayarak, işyerindeki çalışma saatinin son bulmasından sonra, tahsil ettiği parayı teslim için işyerine uğrama olanak veya zorunluluğunun bulunmadığı bir saatte Bandırma’ya geldiğinin belirlenmesi halinde; dönüşünü takiben özel amaçlı telefon görüşmesi için de olsa telefon kulübesinde bulunması, karar metni içerisinde geçen içtihatlarda da belirtildiği üzere, verilen işin tamamlanması için öngörülen süre kapsamındaki bir an olarak değerlendirilebilecek ve bu yaklaşım iş kazası sayılmayı gerektirir koşullarda saldırıya uğradığının kabulünü gerektirecektir.
(Karar Tarihi : 15.12.2009)
Davacı 24.02.2001 tarihinde gerçekleşen ve yaralanmasına neden olan olayın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Ercan turan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davalı Şirkete ait işyerinde çalışan ve Bandırma'da ikamet etmekle birlikte, Edirne ve çevresindeki müşterilerden olan alacakların tahsilatıyla görevlendirilen davacı, 24.02.2001 günü Şirkete ait 10 XX XXX plakalı araçla Kemalpaşa ilçesinden Bandırma'ya dönmüş, saat 20.30 sularında evinin yakınındaki telefon kulübesinden telefon görüşmesi yaptıktan sonra çıkarken, iki kişinin saldırısına uğrayarak yaralanmıştır.
Mahkemenin davanın reddine yönelik kararında, "Olay Şubat ayında meydana gelmiştir. Bu tarihte mevsim kıştır. Hava o saatlerde karanlıktır. Bu durumda gece vakti davacıya saldırı gerçekleşmiştir.
Şirkete ait araçta davacı tarafından tahsil edilen müşteri paraları bulunmaktadır. Davacının o saatte şirkete ait araç ile güvensiz yerlerde dolaşmak yerine şirket aracını kalacağı güvenli bir parka veya kalacağı otelin önüne park ederek kendi özel işi olan nişanlısı ile görüşmesini sağlaması doğru olan bir davranış olurdu. Davacı böyle bir tedbiri almadan tenha bir yerde bulunan ankisörlü telefondan nişanlısı ile yarım saat gibi uzunca bir süre görüşmüştür. Konuşma kısa süreli olsa idi belki de sanıklar tarafından dikkati çekilmeyecek ve olay da meydana gelmeyecekti.
Böylece davacının kendi beyanı ile olayın şubat ayında gece vakti olan 19.30 gibi bir saatte davacının şirkete ait işlerini bitirdikten sonra istirahate çekilmesi gereken bir saatte meydana gelmiş olması karşısında olay bir iş kazası olarak kabul edilemez." gerekçesine yer verilmiştir.
506 sayılı Yasanın "İş kazası ve meslek hastalığının tarifi" başlıklı 11. maddesi "A) İş kazası , aşağıdaki hal ve durumlardan birinde meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan olaydır:
a)Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b)İşveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısiyle,
c)Sigortalının, işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda..." düzenlemesini içermekte olup; sigortalının ikamet ettiği Bandırma dışında, Şirkete ait araçla ve para tahsili için görevlendirildiği, karar gerekçesinde de belirtildiği üzere taraflar arasında çekişme konusu değildir. Davalı kurum müfettişi tarafından düzenlenen raporda, mesai saati sonrasında özel telefon görüşmesi sırasında gerçekleşen olayın iş kazası olmadığı değerlendirmesine yer verilmiş; mahkemenin red kararı gerekçesinde ise, iş kazasının unsurlarından öte, kazanın oluşumuna etken kusurlu davranışlar konusundaki değerlendirmelere yer verilmiştir.
506 sayılı Yasa, olay ile işin ilgisinin veya işverenle ilişkisinin bulunmadığı durumları da iş kazası olarak kabul eden bir düzenleme yapmış, 11. madde yanında 110 ve 111. maddelerindeki düzenlemeyle de konuya açıklık getirmiştir. Konuya ilişkin Yargıtay içtihatlarına bakıldığında ise ; "Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının E. Kooperatifinde şoför olarak çalıştığı, 02.6.1982 günü Bandırma'ya muhasebe müdürüyle birlikte görevli olarak gittiği, aynı gün saat 18'e kadar çalıştıkları, Kooperatifin Bandırma'da bulunan irtibat bürosuna uğradıkları, irtibat bürosunda bulunan kooperatif üyeleriyle birlikte akşam yemeği yemek için limana 15 dakika uzaklıkta bulunan restorana deniz motoruyla gittikleri, saat 20.30'da dönerlerken limana 500 metre mesafede motorun dalgalar nedeniyle alabora olduğu ve sigortalının öldüğü... olayın iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiği, ...zira, sigorta olayının, sigortalının görev ile başka yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanda meydana geldiği... sigortalı işçinin, işveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla iş yerinden uzaklaştığında, boş zamanlarını normal bir yaşantı içerisinde değerlendirmesi doğaldır... Bu bakımdan, sigortalıyı görevle ayrıldığı işyerinden aynı işyerine dönünceye kadar normal yaşam içerisinde kalmak koşuluyla boş zamanlar da dahil olmak üzere tüm risklere karşı sigortalı saymanın, sosyal sigorta hukukunun ilkelerine uygun düşeceği... (Y.10.H.D.,02.6.1983 T.,2601/3002)" (Mustafa Çenberci, Sosyal Sigortalar Kanunu Şerhi, Ankara 1985, sh.119-120) "İşveren tarafından görevli olarak başka yere gönderilen sigortalının yol üzerindeki bir parkta arkadaşlarıyla otururken patlayan bir bomba sonucu ölmesi olayı iş kazası olarak kabul edilmiştir(Y.10.H.D., 13.10.1987 T., 5024/5139)" (Güzel/Okur, Sosyal Güvenlik Hukuku 8. Bası, İstanbul 2002, sh. 193) "...Olay günü dükkândan malzemeleri almak üzere görevlendirildiği ve gerekli alış-verişi yapmasını müteakip uğradığı yol üzerinde bulunan babasına ait başka dükkânda silahlı tecavüze uğrayarak öldüğü anlaşılmaktadır... sigortalının ölümüne neden olan olay, sigortalı işçiden yapılması istenilen işin kapsamı itibarıyla tamamlanması için geçmesi gereken normal sürenin dışında, ancak hoşgörü sınırları içerisinde kabul edilebilecek bir zaman kesiti içinde vuku bulmuştur... (YHGK,05.6.1996 T.,228/454)",(Resul Aslanköylü,Sosyal Sigortalar Kanunu Yorumu, 1. Cilt, Ankara 2004 sh.434-435) görüşlerine yer verildiği görülmektedir.
Mahkemece, davacının para tahsilatı için görevlendirildiği yerlerden, işyerinin bulunduğu Bandırma'ya dönüş saati ve döndükten sonra işyerinde mesaiye katılıp katılmadığı konusunda herhangi bir inceleme yapılmamıştır. Davacının, para tahsil işini tamamlayarak, işyerindeki çalışma saatinin son bulmasından sonra, tahsil ettiği parayı teslim için işyerine uğrama olanak veya zorunluluğunun bulunmadığı bir saatte Bandırma'ya geldiğinin belirlenmesi halinde; dönüşünü takiben özel amaçlı telefon görüşmesi için de olsa telefon kulübesinde bulunması, yukarıda sıralanan içtihatlarda da belirtildiği üzere, verilen işin tamamlanması için öngörülen süre kapsamındaki bir an olarak değerlendirilebilecek ve bu yaklaşım iş kazası sayılmayı gerektirir koşullarda saldırıya uğradığının kabulünü gerektirecektir.
Mahkemece, anılan eksiklikler giderildikten sonra, elde edilecek kanıtların 506 sayılı Yasanın 11. maddesi koşulları yönünden, yukarıdaki açıklamalar ışığında irdelenmesi gereği üzerinde durulmaksızın, eksik inceleme ve iş kazası koşulları yerine, olaya etken kusurlu davranışlara yönelik değerlendirmeden hareketle hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
KARAR : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine 15.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu MADDE 13 :İŞ KAZASININ TANIMI, BİLDİRİLMESİ VE SORUŞTURULMASI

İş kazası;

       a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,

       b) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,

       c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

       d) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

       e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,

       meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan olaydır.

       İş kazasının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;

       a) (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde,

       b) (b) bendi kapsamında bulunan sigortalı bakımından kendisi tarafından, bir ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonra üç işgünü içinde,

       c) (Mülga: 17/4/2008-5754/8 md.)

       (Değişik paragraf: 17/4/2008-5754/8 md.) iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu fıkranın (a) bendinde belirtilen süre, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar.

       Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir. Bu soruşturma sonunda yazılı olarak bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığı anlaşılırsa, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan, 96 ncı madde hükmüne göre tahsil edilir.

       İş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usûlü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Can DOĞANEL
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 04-02-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03151107 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.