(Karar Tarihi : 15.12.2005)

Silahla eşe karşı müessir fiil suçundan sanık S_____ ve silahla eşe karşı müessir fiile teşebbüs suçundan sanık N______ ile babaya karşı silahla müessir fiile teşebbüs suçundan sanık N_____'nin yapılan yargılamaları sonucunda; açılan davanın TCK.nun 460. maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA dair (Ş____) Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 16.9.2003 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi o yer C.Savcısı tarafından istenmekle ve dosya C.Başsavcılığının 7.11.2004 tarihli tebliğnamesiyle dairemize gelmekle yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:

KARAR : 1- İddia ve bu iddiayı doğrulayan müşteki-sanık N_____ hakkında verilen 8.6.2003 tarih 2586 sayılı raporda, sol elde ve sol ön kolda hafif kesi olduğunun belirtilmesine, sanık S_____'ninde "elinde çatal olduğunu, yaralamak için vurmadığını beyan etmesine göre, sanığın silahla yaralama suçundan mahkumiyeti gerekirken sanık S_____'nin silahla müessir fiil suçunu işlediğine ilişkin yeterli delil olmadığına dair yetersiz gerekçe ile silahla etkili eylem suçundan açılan kamu davasının TCK.nun 460. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına karar verilmesi,

2-Sanıklar N_____ ve S_____'nın oğulları, sanık N_____'ninde kardeşi olan tanık G_____'ye tanıklıktan çekinme hakkı hatırlatılmayarak 1412 sayılı CMUK.nun 47. maddesine (5271 Sayılı CMK.nun 45. maddesi) muhalefet edilmesi,

KARAR : Bozmayı gerektirmiş, o yer C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 15.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

İlgili Mevzuat Hükmü : Ceza Muhakemesi Kanunu MADDE 45 :(1) Aşağıdaki kimseler tanıklıktan çekinebilir:

a) Şüpheli veya sanığın nişanlısı.

b) Evlilik bağı kalmasa bile şüpheli veya sanığın eşi.

c) Şüpheli veya sanığın kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu.

d) Şüpheli veya sanığın üçüncü derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın hısımları.

e) Şüpheli veya sanıkla aralarında evlâtlık bağı bulunanlar.

(2) Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle tanıklıktan çekinmenin önemini anlayabilecek durumda olmayanlar, kanunî temsilcilerinin rızalarıyla tanık olarak dinlenebilirler. Kanunî temsilci şüpheli veya sanık ise, bu kişilerin çekinmeleri konusunda karar veremez.

(3) Tanıklıktan çekinebilecek olan kimselere, dinlenmeden önce tanıklıktan çekinebilecekleri bildirilir. Bu kimseler, dinlenirken de her zaman tanıklıktan çekinebilirler.

Şerh Son Güncelleme: 31-01-2010