Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 11 HD. 2001/5381E. 2001/8432K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Munzam zarardan dolayı talep edilen alacak, asıl alacak nedeni neye dayanırsa dayansın ondan tamamen bağımsız bir alacak olup, uygulanacak olan zamanaşımı süresi BK.125'e göre 10 Yıldır. Süre alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren işler.
(Karar Tarihi : 30.10.2001)
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ürgüp Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 17.11.2000 tarih ve 2000/194 - 2000/356 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin 1.3.1984 tarihinde alması gereken 10.000.000.- TL. alacağın davalıdan geç alması nedeniyle doğan munzam zararın tahsili için Ü____ Asliye Hukuk Mahkemesi'ne 5.000.000.- TL. nın tahsili için açtıkları, kısmi davanın lehlerine sonuçlanıp kesinleştiğini, o davada 1.8.1984 - 29.6.1992 tarihleri arasındaki zararlarının USD. bazında 183.577.617.- TL. olarak belirlendiğini ileri sürerek, ilk davada saklı tuttukları fazlaya ilişkin 178.500.000.- TL.nın 29.6.1992 tarihinden itibaren faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, kaldı ki alacağın geç tahsiline alacaklı davacının, davaların uzamasına neden olan davranışlarının etken olduğunu, davacının somut olarak zararını da kanıtlayamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar doğrultusunda; işbu davanın, ilk davada saklı tutulan fazlaya ilişkin ek dava olduğu, ülkemizdeki enflasyonist ortamda alacağın geç ödenmesinde munzam zararın oluşacağının kesin olduğu, ispata gerek olmadığı, davalının geç ödemekte kusurunun bulunmadığını kanıtlayamadığı, onama suretiyle kesinleşen ilk davada alınan bilirkişi raporunda belirtilen miktardan geriye kalan miktar kadar munzam zarar oluştuğu gerekçeleriyle, davanın faiziyle birlikte kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Dava, BK.nun 105 nci maddesine dayanan munzam zarar alacağının tahsiline ilişkindir.

Taraflar arasındaki çekişme, davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.

BK.nun 105 nci maddesinde sözü edilen munzam zararın tazmin yükümlülüğü, asıl borç ve temerrüt faizi ödeme yükümlülüğünden farklı, temerrüt ile oluşmaya başlayan ve asıl borcun ifasına kadar geçen zaman içinde artarak devam eden, asıl borçtan tamamen bağımsız, yeni bir borçtur. Asıl borcun hukuki nedeni kural olarak haksız eylem, nedensiz zenginleşme veya sözleşme olduğu halde, bu borcun hukuki nedeni asıl alacağın temerrüde uğraması, diğer anlatımla borcun ödenmemesi veya zamanında ödenmemesi gibi bir hukuka aykırılıktır. O nedenle, bu hukuki niteliği ve karakteri itibariyle asıl alacak ve faizleri yönüyle icra takibinde bulunulması veya dava açılmasıyla sona ermez. Dolayısıyla, munzam zarara dayanan talep hakkı, esas itibariyle bir alacak hakkıdır ve BK.nun 105 nci maddesinde zamanaşımı yönünden de ayrık özel bir hüküm getirilmemiş olup, bu durumda, bu alacağa da BK.nun 125 nci maddesindeki, on yılık zamanaşımı uygulanacaktır. Sürenin başlangıcı da, munzam zararın hukuki yapısından hareketle genel hüküm uyarınca alacağın muaccel olduğu zamandan başlatılacaktır.

Somut olayda, kesinleşen asıl dava sırasında alınan bilirkişi raporunda, davacının hamili olduğu 10.000.000.- TL. bedelli çeki ibraz edip karşılıksız çıktığı 1.3.1984 tarihinden itibaren, davacının başlattığı takip sırasında teminat mektubunun 29.6.1992 günü paraya çevrilerek %30 faiz dahil tahsil ettiği 31.179.570.- TL. toplam alacağından başka, bu tarihler arasında faizle karşılanamayan ve dolar kurundaki artışlar baz alınarak (toplam alacak hariç) 183.179.570.- TL. munzam zarar hesaplanmıştır. Bu hesap yöntemine ve miktarına ilişkin taraflar arasında bir çekişme bulunmamaktadır. Asıl davanın açılması, iş bu dava yönüyle zamanaşımını kesmeyeceğine göre, munzam zarar davasının açıldığı 30.6.2000 tarihinden geriye doğru on yıllık süre içerisinde gerçekleşen zarar bölümü talep edilmesi mümkün olup, bu süre dışında kalan zarar bölümü ise, zamanaşımına uğramıştır.

Bu durumda mahkemece, 30.6.1990 ile 29.6.1992 tarihleri arasındaki dönem için oluşan munzam zarar alacağının zamanaşımına uğramadığı düşünülerek, 1.3.1984 - 29.6.1992 tarihleri arası dönem için bilirkişi raporunda, (tahsil edilen alacak ve faizi hariç) hesaplanan 183.179.570.- TL. dan, asıl davada kabul edilen 5.000.000.- TL. düşülerek geriye kalan ve iş bu ek davada talep edilen 178.500.000.- TL. esas alınarak, zamanaşımına uğramayan döneme karşılık gelen munzam zarar miktarı hesaplatılmak suretiyle bulunacak miktar üzerinden dava kabul edilmek gerekirken, zamanaşımı savunması üzerinde durulmadan, eksik inceleme sonucu davanın 178.500.000.- TL. üzerinden kabulü doğru olmamıştır.

KARAR : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 105 :Alacaklının düçar olduğu zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu surette borçlu kendisine hiç bir kusur isnat edilemiyeceğini ispat etmedikçe bu zararı dahi tazmin ile mükelleftir.

Bu munzam zarar derhal takdir olunabilirse hâkim, esasa dair karar verir iken bu zararın miktarını dahi tâyin edebilir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Mehmet Saim DİKİCİ
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 29-01-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02108097 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.