Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

1136 S.lı Avukatlık Kanunu MADDE 35
(Değişik: 26/2/1970 - 1238/1 md.)
       Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir.
       Baroda yazılı avukatlar birinci fıkradakiler dışında kalan resmi dairelerdeki bütün işleri de takip edebilirler.
(Değişik üçüncü fıkra: 23/1/2008-5728/329 md.) Dava açmaya yeteneği olan herkes kendi davasına ait evrakı düzenleyebilir, davasını bizzat açabilir ve işini takip edebilir. Ancak, Türk Ticaret Kanununun 272 nci maddesinde ön görülen esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan anonim şirketler ile üye sayısı yüz veya daha fazla olan yapı kooperatifleri sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorundadır. Bu fıkra hükmüne aykırı davranan kuruluşlara Cumhuriyet savcısı tarafından sözleşmeli avukat tayin etmedikleri her ay için, sanayi sektöründe çalışan onaltı yaşından büyük işçiler için suç tarihinde yürürlükte bulunan, asgarî ücretin iki aylık brüt tutarı kadar idarî para cezası verilir.
       Hukuk ve Ceza Muhakemeleri Usulleri kanunları ile diğer kanun hükümleri saklıdır.

       35/A – (Ek : 2/5/2001 - 4667/23 md.) Avukatlar dava açılmadan veya dava açılmış olup da henüz duruşma başlamadan önce kendilerine intikal eden iş ve davalarda, tarafların kendi iradeleriyle istem sonucu elde edebilecekleri konulara inhisar etmek kaydıyla, müvekkilleriyle birlikte karşı tarafı uzlaşmaya davet edebilirler. Karşı taraf bu davete icabet eder ve uzlaşma sağlanırsa, uzlaşma konusunu, yerini, tarihini, karşılıklı yerine getirmeleri gereken hususları içeren tutanak, avukatlar ile müvekkilleri tarafından birlikte imza altına alınır. Bu tutanaklar 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesi anlamında ilâm niteliğindedir.

Avukat bulundurmak zorunluluğu

Üyemizin Notu: TTK.'de ön görülen (m.272) esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan Anonim şirketler ile, üye sayısı yüz veya daha fazla olan yapı kooperatiflere sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorunluluğu getirilmiş olması, öncelikle yasa yapma tekniğine aykırıdır.
Böyle bir hüküm koymaya gerek var idi ise bile, bu hükmün yeri Avukatlık Kanunu değil, TTK. olmak gerekirdi.
Dahası değil Avukatlık Kanununa, Ticaret Kanununa dahi böyle bir hüküm konulmasına, iş dünyasından önce, önce avukatların itiraz etmesi beklenirdi. Anayasanın (m.36) ve Avukatlık Kanununun “Dava açmaya yeteneği olan herkes kendi davasına ait evrakı düzenleyebilir, davasını bizzat açabilir ve işini takip edebilir” (m.35) hükümleri karşısında, 35. maddenin üçüncü fıkrasına yapılan eklemeyle, özellikleri yasada belirtilen anonim şirketlere ve yapı kooperatiflerine sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorunluluğunun getirilmiş olması; yasal açıdan anayasaya, etik açıdan ise, avukatın gerçekleştirilmek istenen “bağımsızlığına” aykırıdır.


 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Hulusi METİN
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 23-01-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02323103 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.