Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 12.Hukuk Dairesi, Esas: 2007/6521, Karar: 2007/8674 İçtihat

Üyemizin Özeti
Kambiyo vasfında olmadığı halde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe konu edilen çek hakkında takibin kesinleşmesinden sonra TTK 726.maddesindeki altı aylık zamanaşımı süresi değil BK.125.maddesinde düzenlenen genel(10 yıllık)zamanaşımı süresi uygulanır.
(Karar Tarihi : 01.05.2007)
"Alacaklının kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlattığı takipte dayanak çek adı altındaki belgelerde, keşide yeri olarak (K.Maraş) belirlenmiştir. TTK.nun 692/5. maddesine göre, keşide yerinin gösterilmesi çekin şekil koşulu olup, aynı kanunun 708. maddesi gereğince ibraz süresi çekin keşide edildiği yere göre belli edileceğinden, keşide yerinin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir. 14.12.1992 tarih ve 1992/1-1992/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı üzere, kısaltılmış olarak yazılan keşide yerinin (ANK-İST dışında) yukarıda yazılı ilkeye uygun bulunmaması halinde takip dayanağı belgenin çek niteliğinde kabulü söz konusu olamaz. Bu durumda icra takibinin dayanağı belge, TTK.nun 692/5. maddesine göre keşide yeri unsurunu taşımadığı için çek vasfını taşımamaktadır. Kambiyo senedi niteliği bulunmayan bu senet ile başlatılıp kesinleşen takipte İİK.nun 71/2 maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde işleyecek zamanaşımı süresi TTK.nun 726/1. maddesine göre hesaplanmaz. Kambiyo senetlerine mahsus yol ile yapılan takip kesinleştiğine göre, olayda uygulanması gereken Borçlar Kanunu'nun 125. maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından mahkemece zamanaşımı itirazının reddi yerine, kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

Kabule göre de; TTK.nun 730. maddesi yollamasıyla uygulanması gerekli aynı kanunun 662. maddesinde dava açılmasının zamanaşımını keseceği belirtilmiştir. Anılan maddede mücerret dava açılmasından söz edilmiş, bu davanın kimin tarafından açılacak bir dava olduğu hususunda açıklık getirilmemiştir. Ancak borçlu tarafından açılacak davada alacaklı durumundaki davalının itirazını def'i yolu ile ileri sürdüğü cihetle borçlu tarafından alacaklı aleyhine açılan davanın da bu nedenle zamanaşımını kesmesi gerekir. Nitekim Yargıtay HGK.nun 20.1.1996 tarih 1996/12-654 esas 1996/805 karar sayılı ve HGK.nun 22.2.1984 tarih ve 1981/10-716 E. - 1984/141 K. sayılı kararları ile de aynı ilke kabul edilmiştir. TTK.nun 662. maddesinde zamanaşımının kesilmesi özel olarak düzenlenmiş iken, (zamanaşımının durması) ile ilgili bir hüküm mevcut değildir. TTK.nun 1. maddesinin yollaması ile Borçlar Kanununun zamanaşımının durmasına ilişkin hükümleri ve bu arada BK.nun 132. maddesi ticari senetler için de uygulanacaktır. (Prof Dr. Seza Reisoğlu, Çek, 1998 Baskı sahife:305 vd.) (Gönen Eriş, Çek Hukuku, 2003 Baskı sahife:291)

BK.nun 132/son maddesine göre; zamanaşımını tatil eden sebeplerin ortadan kaldırılmasından sonra, bir başka deyişle, menfi tesbit davasının sonuçlanıp kesinleşmesinden sonra yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlayacaktır.

Somut olayda borçlunun 12.11.2001 tarihinde Kahramanmaraş 1.Asliye Hukuk Mahkemesine 2005/466-344 sayılı menfi tesbit davasının açıldığı, bu davada 19.07.2005 tarihinde karar verildiği ve kararın 05.10.2005 tarihinde kesinleşti, bu durumda 12.11.2001 ile 05.10.2005 tarihleri arasında zamanaşımı süresi işlemeyeceğinden Mahkemece itirazın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değildir."
Üye Notu : Yargıtay'ın zorunlu unsurları taşımadığından çek niteliğinde olmayan belgeye dayanarak açılıp kesinleştirilen kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibin, kesinleşmesinden sonraki dönemde, 6 aylık zamanaşımı süresi yerine 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanacağına dair istikrar kazanmış ancak eleştiriye açık kararlarından birisi:Bir yandan icra müdürünün senedi inceleme yetkisini ihmalini ve borçlunun süresinde itiraz etmemesini alacaklı lehine yorumlayıp onun aslında bir kambiyo alacağı olmadığı halde varmış gibi kambiyo takibine imkan verirken,diğer yandan da içtihat yoluyla zamanaşımı süresini belge çek niteliğinde olmadığından on yıl olarak kabul ederek ilave bir koruma sağlamanın yerindeliği tartışılabilir.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu MADDE 726 :III - MÜRURUZAMAN:

Madde 726 - Hamilin; cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat hakları ibraz müddetinin bitiminden itibaren (Değişik ibare: 31.01.2012 K.T/6273 S.K. m.7/Yürürlük-m.9: 03.02.2012) "üç yıl"* geçmekle müruruzamana uğrar.

Çek borçlularından birinin diğerine karşı haiz olduğu müracaat hakları bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yolu ile kendisine karşı dermeyan edildiği tarihten itibaren (Değişik ibare: 31.01.2012 K.T/6273 S.K. m.7/Yürürlük-m.9: 03.02.2012) "üç yıl"* geçmekle müruruzamana uğrar.


(*) "altı ay" olan müruruzaman süreleri 31.01.2012 Kabul/03.02.2012 yürürlük Tarihli 6273 sayılı Yasa'nın 7. maddesi ile "üç yıl" olarak değiştirilmiştir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Onur ÖMEROĞLU
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 19-01-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02657604 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.