Üyemizin Notu:
Gerekçe; Yürürlükteki Kanunun 85 inci maddesini karşılamaktadır.
Yürürlükteki maddede manevî tazminatın koşulları Borçlar Kanunumuzun 3444 sayılı Kanunla değiştirilmeden önceki hükmüne paralel olarak kaleme alındığından, manevî tazminat "şahsen fahiş bir surette mutazarrır olma" koşuluna bağlanmıştır. Oysa Borçlar Kanununun 49 uncu maddesinde 3444 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle manevî tazminatta "zararın ve kusurun ağırlığı" koşulu kaldırılmıştır. Bu değişikliğe rağmen niteliği ve amacı aynı olan bu maddedeki manevî tazminatın ağır zarar koşuluna bağlı tutulması haklı ve yerinde görülmemiştir, öte yandan maddede hükmedilecek manevî tazminatın bir miktar paranın ödenmesi şeklindeki bir tazminat olduğu açıkça vurgulanmış, burada manevî tazminatın diğer şekillerine yer verilmediği ifade edilmek istenmiştir.
Yürürlükteki Kanunun 85 inci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen manevî tazminatın mirasçılara intikal edip etmeyeceği sorunu, 25 inci maddenin dördüncü fıkrasında hükme bağlanmış olan genel kurala bırakılmıştır. Manevî tazminatın mirasçılara intikal edip etmeyeceği, ayrıca bunun başkalarına devir edilip dilmeyeceği 25 inci maddede hükme bağlanmış olduğundan bu maddede yeniden aleme alınması yerinde görülmemiştir. 3444 sayılı Kanunla yürürlükteki Kanunun
24/a maddesi hükmü kabul edilmeden önce, bu sorun yürürlükteki Kanunun 85 inci maddesinin ikinci fıkrasında hükme bağlanmış idi. Bu düzenleme karşısında buradaki özel hükmün diğer manevî tazminatlar için de geçerli olup olmadığı konusunda önemli tartışmalar yapılmaktaydı. Bu konu 25 inci maddede genel hüküm olarak düzenlendikten sonra artık manevî tazminatla ilgili özel hükümlerde aynı kuralın tekrarlanması isabetli olmayacaktır.
|