![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 24.1.2008)
DAVA : Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, asıl ve birleşen davada davalı borçlu M____ A____ aleyhine icra takibi yapıldığını, borcu karşılayacak mal bulunamadığını bu nedenle borçlunun İstanbul, Bahçeşehir, E____ Bankası Şelale projesi 237 ada 1 parsel de kain R2 Blok 21 numaralı dairesini diğer davalı M____'e devrine ilişkin tasarrufun iptaline ve taşınmaz üzerinde cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu M____ A____ vekili, davada hak düşürücü sürenin geçtiğini, Bursa 3. İcra Müdürlüğünün 1999/7808 esaslı dosyada takibin kesinleşmediğini, aciz belgesi alınmadığını, satışın ekonomik kriz nedeniyle yapıldığını ve satışın banka yetkililerinin izni ile yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı M____ vekili, muvazaa iddiasının yasal dayanağı bulunmadığını, satışın banka yetkililerinin izni ile gerçekleştiğini, davada hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının 5020 sayılı yasa kapsamında 20 yıllık zamanaşımını öngören kuraldan yararlanamayacağını zira dava açıldığı tarihte hak düşürücü sürenin de geçmiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı bankanın sıfatına, davalılar arasındaki yakın ilişkiye nazaran davalı M____'in iyiniyetli olduğu ve davalıların mal kaçırmak niyeti ile hareket etmedikleri yolundaki savunmalarına itibar edilmeyerek, tasarrufun mal kaçırmak amacıyla yapıldığı gerekçesi ile davanın Bursa 3. İcra Müdürlüğünün 2000/1113 esaslı dosyası açısından hariç olmak üzere kabulüne karar verilmiş hüküm davalılar vekillerince temyiz edilmiştir. İIK'nın. 284. maddesinde iptal davası hakkının, batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşeceği hükmüne yer verilmiş olup dava konusu edilen tasarrufun yapıldığı 07/05/1998 tarihinden asıl ve birleşen davanın açıldığı tarihe kadar 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. 12/12/2003 tarihinde kabul edilen 5020 Sayılı Kanunun Ek 3. maddesinde "Bu Kanundan kaynaklanan Fon alacaklarına ve bu Kanuna göre Hazine alacağı sayılan alacaklara ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi yirmi yıldır..." hükmüne yer verilmiş ve bu yasadan sonra yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 141. maddesindede aynı hüküm yer almış ise de bu kuralın davacı banka için de geçerli olabilmesi için 5411 Sayılı Kanunun geçici 13. maddesinde açıkça 141. maddeye atıfta bulunulması zorunludur. Gerçekten davacı banka için de uygulanacak hükümler 5411 Sayılı Kanunun geçici 13. maddesinde tahdidi olarak sayılmış ve 141. maddeye burada atıfta bulunulmamıştır. Kaldı ki 5411 sayılı yasadan önce çıkarılan ve yirmi yıllık zamanaşımı süresini getiren 5020 sayılı yasa çıkmadan önce İİK'nın 284. maddesinde sözü edilen 5 yıllık hak düşürücü süre de geçmiş bulunmaktadır. Hal böyle olunca davacı banka lehine yirmi yıllık dava zamanaşımı süresini kabul etmek mümkün olmadığı nazara alınarak davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmek gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. KARAR : Davalıların temyiz itirazları yerindedir kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 24.01.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi. |
İlgili Mevzuat Hükmü : Bankacılık Kanunu MADDE 141 :Bu Kanundan kaynaklanan Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi yirmi yıldır.
|
|
Şerh Son Güncelleme: 13-01-2010
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |