![]() |
|
![]() |
|
Üyemizin Notu:
Geleneksel sözleşmede icap, bir akdi meydana getirmek amacı ile bir şahsın teklifini ihtiva eden ve karşı tarafa yöneltilen irade beyanıdır. Bir diğer deyişle icap, taraflardan birinin diğerine yaptığı ve muvafakat edildiği taktirde sözleşmenin meydana gelmesini sağlayacak nitelikteki tekliftir. Doktrinde icap tek taraflı bir hukuki işlem olarak kabul edilmektedir.(Sefa Reisoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul, 2000, s.53. Ayrıca aynı fikirde TEKİNAY ve AKSOY) İcap, sözleşmeyi kuran irade beyanlarından önde geleni olarak tesbit edilmelidir. İcabın bir sözleşmenin esaslı unsurlarını içermesi gerekmektedir. Aksi taktirde yapılan teklif hukuken bir icap olarak değerlendirilemez, icaba davet hükmünü taşır. İcap öyle olmalıdır ki, muhatap sadece "evet" ya da "peki" deyince sözleşme kurulabilsin. Bununla birlikte, sözleşmenin esaslı şartı sayılamayacak ikincil hususların icapta yer almaması, o teklifin icap vasfını etkilemeyecektir. Sözleşmenin kurulması için gerekli unsurları içermeyen veya bu unsurları içermekle birlikte teklifte bulunanın kendisini önerisi ile bağlamadığı durumlarda karşımıza çıkan teklif ise "icaba davet"tir. İcap (ve icaba davet) muhataba varması gerekli bir irade beyanı olarak yorumlanmaktadır. Ancak bu tanımı çok dar yorumlamak doğru olmayacaktır. Örneğin, özel bir muhatap belirlenmeden icabın umuma yapılması mümkündür ve bu durumda icabı kabule herkes yetkili olacaktır, ki bunlara “aleni icap” ismi verilmektedir. Nitekim Borçlar Kanunumuzun 7. Maddesinde de bu hüküm kendine yer bulmakta ve yasa aleni icabın geçerliliğini belirtmektedir. Örneğin, KİOSK’lar aracılığıyla kurulan sözleşmelerde icap bu şekilde umuma yönelmiş bulunmaktadır. Web teknolojileri üzerinden kurulan akitlerin pek çoğu da bu kategori içinde değerlendirilmelidir. Geleneksel sözleşmeler açısından da gazeteye bir ilan vermek suretiyle yapılan icap veya vitrine fiyat koymak suretiyle yapılan mal teşhiri aleni icaplardır. KOCAYUSUFPAŞAOĞLU, KİOSK’lar (Otomatlar) aracılığıyla yapılan icaplarda, ancak otomatın içinde mal bulunduğu sürece bir icaptan söz edilebileceğinden bahsetmektedir. Bu görüşe katılma olanağı bulamıyorum. Kanaatimce borçlar kanunu sistematiğinde icaptan söz edebilmenin şartlarından biri icapçının sözleşme kurulduktan sonra sözleşme şartlarına uyup uymayacağı olmayıp, bir icapçı yerine getiremeyeceği bir taahhütte bulunuyor olsa dahi, icabın hukuki unsurları mevcutsa, bu icap geçerli olacağından sözleşme de hukuka uygun olarak kurulacaktır. İcapçının bilahare üzerine düşen ifayı yerine getiremeyip temerrüde düşmesi sözleşmenin ya da icabın geçerliliğini etkilemeyecektir. Bu açıdan, örneğin, bir kişinin bir KİOSK’a para atmak suretiyle onun sunduğu bir hizmetten/maldan yararlanmaya çalışması üzerine KİOSK herhangi bir nedenle bu hizmeti yerine getiremiyor ya da malı veremiyorsa, burada geçerli bir akit mevcut olup borçlunun temerrüdü söz konusu olacaktır. İcapçının icabı ile bağlanma iradesi de icabın unsurlarındandır (B.K.m.7.f.1). Bu nedenle icapçının bir icapta bulunma ya da icapla bağlı olma isteğinin bulunmadığı durumlarda yapılan teklif icap olarak nitelendirilmemektedir. Şaka amacıyla yapılan teklifler bu madde kapsamında olduğu gibi, teklif esnasında bu teklifin bağlayıcı olmadığının belirtildiği örneklerde de teklif icap olarak nitelenmemekte, icaba davet olarak sınıflandırılmaktadır. Aynı şekilde yukarıda arz olunduğu üzere icapta (veya icaba davette ya da kabulde) muhatabın anonimliği de bu tekliflerin hukuki geçerliliğini etkilememelidir. Bu husus özellikle elektronik sözleşmelerin kuruluşu konusunda özel bir önem taşımaktadır, zira aleni icaplar veya anonim taraflar elektronik sözleşmelerde çok sık rastlanılan unsurlardandır. (*) Sinan Öztürk Elektronik Sözleşmeler (Kuruluş ve Geçerlik Şartları) – İ.Ü.SBE.Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, 2002, sf.92 |
|
Şerh Son Güncelleme: 29-12-2009
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |