![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 19.12.1994)
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün, temyizen tetkiki davalı alacaklı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: 1- Borçlu Y. Selvi aleyhine yapılan icra takibi sonucu haczedilen malların kendisine ait olduğu iddiası ile üçüncü kişi tarafından istihkak davası davalı alacaklı vekilince de karşı dava olarak iptal davası ikame edilmiş 3. şahsın istihkak davası merciince kabul, alacaklının iptal davası ret edilmiş, karar davalı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık İİK. 96 vd. maddeler gereğince açılan istihkak davasına ilişkindir. Davalı alacaklı tarafından borçlu aleyhine yapılan icra takibi sırasında 13.12.1991 tarihinde borçlunun adresinde haciz yapılmış, 25.5.1992 tarihli muhafaza tutanağı yapıldığı sırada borçlunun babası davalı H. Selvi'nin 200.000.000 TL. için borca kefil olduğu, 31.8.1992 tarihinde mahcuz mallar yeniden muhafaza altına alınmak için gidildiğinde, davalı H. Selvi tarafından mahcuzların satılıp parasının alacaklıya verildiği ve bu yerin artık başka bir şirkete ait olduğunun ifade edildiği, 24.9.1992 tarihinde adı geçen yere tekrar gelinerek T. Doğan isimli kişinin huzurunda yeniden haciz ve muhafaza yapıldığı anlaşılmıştır. 10.8.1992 tarihinde kurulduğu anlaşılan 3. kişi durumundaki K. Halı Möble ve Dayanıklı Tüketim Malları Tic. Ltd. Şti.nin ortaklarından birisinin, borçlunun eski işçisi T. Doğan, birisinin de davalı borçlu ve kefille aynı soyadı taşıyan E. Selvi olduğu borçlu hakkında bu şirketin kuruluşundan çok sonra 26.12.1992 tarihinde borçlu bir takipten ötürü borçlu adına çıkarılan ödeme emrinin, T. Doğan tarafından "birlikte çalışan işçi" sıfatıyla alındığı saptanmıştır. Davacı şirket ile borçlu verdiği çeklerde "K. Halı" unvanın kullanmışlardır. Tüm bu hususlar borçlu ile davacı 3 şirketin organik bağ içerisinde olduğunu ve davacı şirketin paravan şirket olarak kurulduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu durumda mahcuzlar davalı borçluya ait olduğunun kabulüyle istihkak davasının reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 2- Davalı karşı davasında tasarrufun iptalini talep etmiş ise de, iptalini istediği davasının konusunu açıklamamıştır. Mahkemece iptali istenen tasarrufun konusu karşı davacıya açıklattırılarak iptali gereken bir tasarruf bulunduğu takdirde bu hususta bir karar verilmesi gerekirken bu yön araştırılmadan sonuca varılması uygun görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. KARAR : Yukarda 1 ve 2. bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı alacaklı yararına BOZULMASINA, istek halinde ödediği temyiz peşin harcının temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine, 19.12.1994 gününde oybirliği ile karar verildi. |
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 97 :(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/54 md.)
İstihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse, icra memuru dosyayı hemen icra mahkemesine verir. İcra mahkemesi, dosya üzerinde veya lüzum görürse ilgilileri davet ederek mürafaa ile yapacağı inceleme neticesinde varacağı kanaate göre takibin devamına veya talikine karar verir. İstihkak davasının sırf satışı geri bırakmak gayesiyle kötüye kullanıldığını kabul etmek için ciddi sebepler bulunduğu takdirde merci takibin taliki talebini reddeder. Takibin talikine karar verilirse, haksız çıktığı takdirde alacaklının muhtemel zararına karşı davacıdan 36 ncı maddede gösterilen teminat alınır. Teminatın cins ve miktarı mevcut delillerin mahiyetine göre takdir olunur. (Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./9.mad) Takibin devamına dair verilen icra mahkemesi kararı kesindir. Üçüncü şahıs, merci kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinde istihkak davası açmaya mecburdur. Bu müddet zarfında dava edilmediği takdirde üçüncü şahıs alacaklıya karşı iddiasından vazgeçmiş sayılır. (Değişik ibare: 6103 S.K. m.41/2-g / Yürürlük: m.43-01.07.2012) “Kiralanan taşınmaz veya gemilerdeki” hapis hakkına tabi eşya ile ilgili istihkak davaları Borçlar Kanununun 268 inci maddesinin 1 inci fıkrasında yazılı hükümlere uygun olmadıkça talik emri verilemez. Dava esnasında 106 ncı maddedeki müddetler cereyan etmez. Yukardaki hükümler dairesinde kendisine istihkak talebinde bulunmak imkanı verilmemiş olan üçüncü şahıs, haczedilen şey hakkında veya satılıp da bedeli henüz alacaklıya verilmemişse bedeli hakkında, hacze ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde, icra mahkemesinde istihkak davası açabilir. Aksi takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder. Bu halde davacının talebi üzerine merci hakimi takibin talik edilip edilmemesi hakkında yukardaki hükümler dairesinde acele karar vermeye mecburdur. Bu karar diğer taraf dinlenmeksizin de verilebilir. İstihkak davası neticelenmeden mahcuz mal paraya çevrilmiş bulunursa merci hakimi işbu bedelin yargılama neticesine kadar ödenmemesi veya teminat karşılığında veya halin icabına göre teminatsız derhal alacaklıya verilmesi hususunda ayrıca karar verir. İstihkak davasına umumi hükümler dairesinde ve basit yargılama usulüne göre bakılır. Mahcuz eşya ile ilgili olarak icra memuruna dermeyan edilen iddiada üçüncü şahıs ve borçlunun birleşmeleri alacaklıya müessir değildir. Üçüncü şahsın bu iddiasını ispat etmesi lazımdır. Ancak üçüncü şahsın mahcuz eşyanın kendisinin mülkü veya kendisine merhun olduğu hakkındaki iddiasının borçlu tarafından kabulü kendi aleyhine delil teşkil eder ve ileride bu ikrara aykırı hiçbir iddiada bulunamaz. (Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/11 md.) İstihkak davası üzerine takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.19) "yüzde yirmisinden" aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunur. (Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./9.mad) Davanın reddi hakkındaki karara karşı istinaf veya temyiz yoluna başvuran istihkak davacısı icra dairesinden 36 ncı maddeye göre mühlet isteyebilir. İstihkak davası sabit olur ve birinci fıkra gereğince istihkak iddiasına karşı itiraz eden alacaklı veya borçlunun kötü niyeti tahakkuk ederse haczolunan malın değerinin yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere itiraz edenden tazminat alınmasına asıl dava ile birlikte hükmolunur. Koca aleyhine yapılmış bir hacizde karı şahsi malları üzerindeki haklarını Medeni Kanunun 160 ıncı maddesi hükmüne tabi olmaksızın kendisi takip edebilir. İstihkak davasına karşı haczi yaptıran alacaklı bu kanunun 11 inci babı hükümlerine dayanarak ve muvakkat veya kati aciz belgesi ibrazına mecbur olmaksızın mütekabilen iptal davası açabilir. Dava ve mütekabil davada tarafların gösterecekleri bütün delilleri hakim serbestçe takdir eder. İstihkak davaları süratle ve diğer davalardan önce görülerek karara bağlanır. İSTİHKAK DAVALARINDA MÜLKİYET KARİNESİ: MADDE 97/a. Bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunur. (Ek üçüncü ve dördüncü cümle:24/11/2021-7343/8 md.) Bu hâlde üçüncü şahıs yedieminliği kabul ettiği takdirde bu mal muhafaza altına alınmaz. Ancak 97 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca takibin devamına karar verilmesi hâlinde mal muhafaza altına alınabilir. Birlikte oturulan yerlerdeki mallardan mahiyetleri itibariyle kadın, erkek ve çocuklara aidiyetleri açıkça anlaşılanlar veya örf ve adet, sanat, meslek veya meşgale icabı olanlar bunların farz olunur. Bu karinenin aksini ispat külfeti iddia eden kişiye düşer. İstihkak davacısı malı ne suretle iktisap ettiğini ve borçlunun elinde bulunmasını gerektiren hukuki ve fiili sebep ve hadiseleri göstermek ve bunları ispat etmekle mükelleftir. |
|
Şerh Son Güncelleme: 26-12-2009
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |