Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 11 HD. 1990/8165E. 1992/71012K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Bonoda tanzim edenin unvan ve imzasının açığına atılan imzalar aval hükmündedir.

Böyle bir durumda borçlu yararına aval verenler kendi aralarında birbirlerine karşı kambiyo hukukundan dolayı değil, Borçlar Kanununun müteselsil borçlulara dair hükmü uyarınca mesuldürler.
(Karar Tarihi : 21.5.1992)
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul 3. Asliye Mahkemesince verilen 11.5.1990 tarih ve 1043- 328 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenilmekle dosyanın incelenmesinde duruşma için gerekli tebligat giderleri yatırılmamış olması nedeniyle HUMK.nun 2494 sayılı kanunla değiştirilen 438/1. meddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü;

KARAR : Davacı vekili, davalının hissedarı bulunduğu Işıkteks Tekstil A.Ş.nin Faysal Finans Kurumu A.Ş.den 26.11.1985 tarihinde 17.050.000 TL. tutarında mal aldığını, tarafların Işıkteks (Canko Tekstil Dış Tic. A.Ş.)nin borcuna müşterek borçlu ve müteselsil kefil oldukalarını ve 4.8.1986, 3.9.1986, 3.10.1986 vadeli 5.750.000 TL'lık üç adet bono imzaladıklarını, borçlu şirketin vadesinde borcunu ödemeyince davacı tarafından 3.8.1986 ve 9.11.1986 tarihlerinde ödendiğini, ödeme tarihinden itibaren işleyen 5.750.000 TL. faizi ile birlikte tutarı 23.000.000 TL'den davalıya isabet eden 11.500.000 TL'nın davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevabında, davanın süresinde açılmadığını, sükutu hak süresi ve zamanaşımı yönünde reddi gerektiğini, davalının bahsi geçen imzaları borçlu şirket adına ve şirket kaşesi ile atıldığını kefil ve sıfatı ile şahsi sorumluluğu bulunmadığını dava dilekçesinde ileri sürülen hususlar varit kabul edilse bile davacı gibi kefil olan vekil edenine rücu düşürülemeyeceği faiz talebinde kanunu aykırı ve fahiş olduğunu davanın reddi ile % 15 tazminatın davacıya yükletilmesini istemiştir.

Mahkemece, her biri 5.750.000 TL. bedelli 4.8.1986, 3.9.1986 ve 3.10.1986 vadeli 3 adet bononun borçlu şirketi temsil eden imzalar dışında açığa atılmış 3 imza daha bulunduğunu bononun ön yüzünde bulunan imzaların asıl borçlunun borcuna Abdurrahman İlker, Fahrettin Caner ve İmren Işıldar'ın müteselsil kefil olduğunu davacının müteselsil kefil sıfatı ile ödediği paranın ancak 1/3 nispetindeki miktarına davalıdan tahsilini isteyebileceği belirtilerek bilirkişi raporuna göre 7.002.397 TL'nın dava tarihi 10.10.1988 den itibaren % 30 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Mahkeme kararını davalı vekili temyiz etmiştir.

Davalı, dava konusu bonoların borçlu kısmına pul üzerine ve pulun dışına diğer temsilci İmren Işıldar ile birlikte borçlu Işılteks Tekstil San. ve Tic. A.Ş. kaşesi üzerine borçluyu temsilen imza attıktan sonra ayrıca yine senedin sol alt tarafıda şirket kaşesi olmaksızın imzalamış bulunmalarına göre, TTK. 613/3. maddesi uyarınca borçlu şirket lehine aval veren durumundadır.

Davacı ise, davalı ve dava dışı İmren Işıldar ile birlikte borçlu şirket yararına verdiğinden kendi aralarında kambiyo hukuku kuralları değil müteselsil borçlulara ilişkin genel hükümlerin (BK. 146'ncı maddesi) uygulanması gerekmesine göre davacı vekilin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile mahkeme kararırın ONANMASINA, 210.000 lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubuyla temyiz edenden alınmasına, 21.5.1992, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Üye Notu : Bu kararın özeti tarafımdan yazılmıştır. Karar, TTK. aval hükümlerine tamamen aykırıdır. Bilindiği üzere aval TTK'da düzenlenmiş olup, aval verenler, hamile karşı müstakilen borçlanırlar. Dolayısıyla TTK.614/3 uyarınca aval veren kişi, borcu ödediği zaman yararına aval verdiği keşideciye (veya tanzim edene), lehine aval verilene karşı hukuken mesul olanlara ve kabul edene başvurabilir. Diğer avalistler, yararına borç üstlendikleri borçluya değil hamile karşı mesuldürler. Dolayısıyla avalistler, keşideciye (tanzim edene), lehine aval verilen cirantaya ve onun borçlularına ve kabul edene rücu amaçlı başvurabilirler.Bu anlamda avalistin diğer avaliste başvurması mümkün değildir.

Diğer yandan TTK'da düzenlenen bir hüküm, BK'ya göre daha özel nitelikte olup, TTK'daki hükmün uygulanması icap eder.(düşüncesindeyim)
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu MADDE 614 :III - HÜKÜMLER:

       Madde 614 - Aval veren kimse, kimin için taahhüt altına girmişse tıpkı onun gibi mesul olur.

       Aval veren kimsenin temin ettiği borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa dahi aval verenin taahhüdü muteberdir.

       Aval veren kimse, poliçe bedelini ödediği takdirde poliçeden dolayı lehine taahhüt altına girmiş olduğu kimseye ve ona karşı poliçe gereğince mesul olan kimselere karşı poliçeden doğan hakları iktisabeder.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Mehmet Saim DİKİCİ
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 21-12-2009

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03071404 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.