Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/4-345 E.; 364 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Basın toplantısında söylenen hakaret nitelikli sözleri servise veren haber ajansı aleyhine uygun bir tazminata hükmolunmalıdır.
(Karar Tarihi : 08/06/2005)
Taraflar arasındaki "manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen …. gün ve … sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2.3.2004 gün ve 6449-2526 sayılı ilamı ile,
(...1-Davacı, davalılardan B.A.'nın 20/2/2002 tarihinde düzenlediği basın toplantısında kendisi için "Mit Ajanımıdır nedir? Uydularımı var? Neyle beslenir, parası nereden, ağzından hiç hayırlı laf çıkmaz, söyledikleri şerdir, hep tahrik eden olmuştur" şeklindeki kişilik haklarına saldırı oluşturan sözler söylediğini, diğer davalının ise bunları alarak servise verdiğini belirtip manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece dava reddedilmiştir.
Davalı B.A. 'nın basın toplantısında söylediği ve diğer davalı tarafından yayınlanan ifadeler doğrudan davacının kişiliğini hedef alan eleştiri sınırları dışında ve gerçekliği de kanıtlanmamış beyanlardır. Hakaret nitelikli bu sözler nedeniyle davacının kişisel değerlerinin ihlal edildiğinin kabulü ile uygun görülecek tazminat miktarına hükmolunması gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın tümden reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
2-….…..Açıklanan nedenlerle, taraf sıfatı bulunmayan vekil yararına vekalet ücretine hükmedilmesi de ayrı bir bozma nedenidir...)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı ve davalı vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, A..Partisi Grup Başkanvekili B. A.'ın, 20.2.2002 tarihli basın toplantısında söylediği sözlerle kişilik haklarına ağır saldırıda bulunduğunu; bu asılsız sözlerin A…Ajansı tarafından servise verildiğini, 21 Şubat 2002 tarihli Cumhuriyet, Posta ve Takvim gazetelerinde yayınlandığını ileri sürmüş, 10.000.000.000 TL. manevi tazminatın davalı B.A.'dan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacının daha sonra A. Ajansı aleyhine açtığı dava, görülmekte olan dava ile birleştirilmiştir.
Davalı B.A ve A. Ajansı vekili davanın reddini savunmuşlar, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak kurulan hüküm, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkemece yargılama masrafları ve B.A.'a ilişkin bozma ilamı yerinde görülerek uyulmasına, davacı yararına 2.000.000.000 TL.manevi tazminatın hüküm altına alınmasına; birleştirilen dosyanın davalısı A. Ajansı yönünden, bir siyası parti grup başkan vekilinin başka bir siyasi parti genel başkanı olan davacı hakkında söylediği sözleri aynen haber servislerine yansıtması nedeniyle sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Bozmadan sonra mahkemece, bozmaya kısmen uyulmak suretiyle davalı B.A. yönünden davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak hüküm kurulmuştur.
Buna göre;
1-Davalı B.A. vekilinin temyiz itirazları yönünden, tazminata hükmedilmesi gerektiği yönündeki Daire bozmasına açıkça uyulmuş olduğundan ve hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verildiğinden, ortada varlığından söz edilebilecek direnme kararı mevcut olmayıp, yeni bir hüküm kurulduğunun kabulü gerekir. Şu durumda, adı geçenin hükmün bu kısmına yönelik temyiz itirazlarının Özel Dairesince incelenmesi gerekir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
KARAR : 1-Yukarıda (l).maddede açıklanan nedenlerle davalı B.A. vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 4.Hukuk Dairesine gönderilmesine;
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda (2).maddede açıklanan nedenlerden dolayı direnme kararının HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 8.6.2005 gününde ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
Üye Notu : Karar özeti tarafımdan yazılmıştır.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türkiye Cumhuriyeti Anayasası MADDE 28 :Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve malî teminat yatırma şartına bağlanamaz.
(İkinci fıkra mülga: 3.10.2001-4709/10 md.)
Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.
Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27 nci maddeleri hükümleri uygulanır.
Devletin iç ve dış güvenliğini, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit eden veya suç işlemeye ya da ayaklanma veya isyana teşvik eder nitelikte olan veya Devlete ait gizli bilgilere ilişkin bulunan her türlü haber veya yazıyı, yazanlar veya bastıranlar veya aynı amaçla, basanlar, başkasına verenler, bu suçlara ait kanun hükümleri uyarınca sorumlu olurlar. Tedbir yolu ile dağıtım hâkim kararıyla; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle önlenebilir. Dağıtımı önleyen yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime bildirir. Yetkili hâkim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, dağıtımı önleme kararı hükümsüz sayılır.
Yargılama görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için, kanunla belirtilecek sınırlar içinde, hâkim tarafından verilen kararlar saklı kalmak üzere, olaylar hakkında yayım yasağı konamaz.
Süreli veya süresiz yayınlar, kanunun gösterdiği suçların soruşturma veya kovuşturmasına geçilmiş olması hallerinde hâkim kararıyla; Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, millî güvenliğin, kamu düzeninin, genel ahlâkın korunması ve suçların önlenmesi bakımından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir. Toplatma kararı veren yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime bildirir; hâkim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, toplatma kararı hükümsüz sayılır.
Süreli veya süresiz yayınların suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt ve müsaderesinde genel hükümler uygulanır.
Türkiye’de yayımlanan süreli yayınlar, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Cumhuriyetin temel ilkelerine, millî güvenliğe ve genel ahlâka aykırı yayımlardan mahkûm olma halinde, mahkeme kararıyla geçici olarak kapatılabilir. Kapatılan süreli yayının açıkça devamı niteliğini taşıyan her türlü yayın yasaktır; bunlar hâkim kararıyla toplatılır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Kamil Nadir SARILKAN
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 04-12-2009

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01665401 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.