Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU 1998/131 E, 1999/164 K İçtihat

Üyemizin Özeti
Kanuni ve işmerkezi yurt dışında bulunan kişi veya kurumlara verilen hizmetin yurt dışında olması ve bu hizmet bedelinden yurt dışından yararlanılması, ancak elde edilen bedelin Türkiye de değerlendirilmesi halinde, bir başka ifade ile hizmet sunan kişi veya kurumun iş merkezi veya ikametganhının Türkiye de bulunması durumunda, hizmetten yurt dışında yararlanışmış olsa bile bu Hizmet bedeli Türkiye de katma değer vergisine tabi olup sorumlu sıfatı ile beyan edilip ödenmesi gerekmektedir.
(Karar Tarihi : 12.03.1999)
T.C.
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
1998/131 Esas
1999/164 Karar
12.3.1999 Tarih3065/m.1,6
193/m.7


İstemin Özeti: İhraç ettiği meyve suyu konsantresinin yurt dışında tanıtım ve dağıtımını yapan merkezi yurt dışında bulunan ve kanuni temsilcisi olmayan firmaya söz konusu hizmet karşılığında ödenen komisyon ücretinin sorumlu sıfatıyla beyan edilmediğinin inceleme raporuyla saptanması üzerine davacı adına Ağustos 1992 dönemi için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır.

Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen Vergi Mahkemesi kararıyla, tarhiyatın kaldırılmasına karar vermiştir.

Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Onbirinci Dairesinin kararıyla; 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanu'nun 1, 6 ve 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 7. Maddesi uyarınca, hizmet Türkiye dışında yapılmış, ancak hizmetin bedeli Türkiye'de ödenmiş ya da ödeyenin hesaplarına gider kaydedilmişse, değerlendirme Türkiye'de yapılmış sayılarak ifa edilen hizmetin vergilendirilmesi gerektiği, konuyla ilgili düzenlemenin 15 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'yle yapıldığı olayda, yükümlü şirketin Türkiye'de ikametgahı, işyeri veya daimi temsilcisi bulunmayan yurt dışında mukim Melford Limited Şirketine faturada belirtilen bedel tutarında komisyon ödediği, söz konusu miktarı giderlerine kaydettiği anlaşıldığından yurt dışındaki firmaya ödenen komisyon ücretinin katma değer vergisine tabi tutulması gerektiği, öte yandan 3065 Sayılı Yasa'nın 9. Maddesi uyarınca hizmeti ifa eden yurt dışındaki firma olmakla birlikte, Türkiye'de yapılan, değerlendirilen veya faydalanılan hizmetler Türkiye'de ifa edilmiş sayılacağından, vergi emniyeti açısından firmanın, Türkiye'de ikametgahı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunup bulunmadığına ve hizmeti yapanın yabancı bir işletme olup olmadığına bakılmaksızın; yükümlü şirketin, yurt dışına yaptığı ödemeler üzerinden katma değer vergisi kesintisi yaparak 2 no.lu katma değer vergisi beyannamesiyle beyan edilmesi, beyan edilen miktarın 1 no.lu katma değer vergisi beyannamesiyle de indirim konusu yapılması gerekirken, bu düzenlemelere uymayan yükümlü şirket adına yapılan cezalı tarhiyatı kaldıran kararda yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.

Bozma kararına uymayan Vergi Mahkemesi kararıyla; 3065 Sayılı Yasa'nın 1 ve 6. maddeleri ile 193 Sayılı Yasanın 7. maddesi uyarınca, Türkiye'de iş merkezi veya kanuni temsilcisi bulunmayan şirkete yurt dışında ifa edilen ve yurt dışında yararlanılan hizmetler karşılığı yapılan ödemenin katma değer vergisine tabi tutulamayacağı, aksi bir düşüncenin Türkiye'de değerlenen yurt dışındaki her türlü hizmetin vergiye tabi tutulması sonucunu doğuracağı, bunun katma değer vergisinin mülkilik prensibine aykırı olacağı, Türkiye'de ikametgahı işyeri veya daimi temsilcisi bulunmayan yurt dışında yerleşik firmaya verilen hizmetin Türkiye'de yapılmadığı, vergilendirilmediği, Türkiye'de faydalanılmadığının ihtilafsız olduğu, hizmet bir bedel karşılığı yapıldığına göre bedelin Türkiye'deki firmanın hesaplarına intikal ettirileceğinin tabii olduğu tebliğe dayanılarak mükellefiyet tesis edilemeyeceği, 3065 Sayılı Yasa'nın 9. Maddesinin de Türkiye'de ikametgahı, kanuni ve iş merkezi bulunmayıp, Türkiye'de katma değer vergisi kapsamına giren işleri yapan kişi ve kuruluşları kapsadığından tarhiyatta yasaya uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.

Direnme kararı vergi dairesinin müdürlüğünce temyiz edilmiş ve inceleme raporundaki tespitleri yineleyerek, Yasa'ya uygun olarak yapılan tarhiyata karşı açılan davanın reddi gerektiği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

KARAR : Türkiye'den ihraç edilen meyve suyu konsantresinin yurt dışında tanıtım ve dağıtım hizmetini yapan ve Türkiye'de ikametgahı, işyeri, kanuni ve iş merkezi bulunmayan İngiltere'de mukim şirkete bu hizmeti nedeniyle ödenen komisyon ücreti üzerinden sorumlu sıfatıyla katma değer vergisini beyan etmediğinden bahisle davacı adına salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisini kaldıran vergi mahkemesi ısrar kararı, vergi idaresince temyiz edilmiştir.

3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1. Maddesinde, verginin konusunu teşkil eden işlemler belirtilmiş, 6. Maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasından neyin ifade edildiği açıklanmış, parantez içi hükümde, değerlendirilmenin Gelir Vergisi Kanunu'nun 7. Maddesine göre tayin olunacağı hükme bağlanmıştır.

Sözü edilen hükmün atıfta bulunduğu 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 7. Maddesinde, değerlendirmeden maksadın ödemenin Türkiye'de yapılması veya yabancı memlekette yapılmışsa, Türkiye'de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya karından ayrılması olduğu belirtilmiştir.

İşlemin katma değer vergisine tabi tutulması koşullarından birisi değerlendirmenin Türkiye'de yapılması başka bir deyişle ödeyenin hesaplarına intikal ettirilmiş olmasıdır.

Olayda, davacıya verilen hizmet karşılığı yurt dışındaki firmaya yapılan ödemenin davacı kurum tarafından gider kayıtlarına intikal ettirildiği tartışmasızdır. Yukarıda açıklanan yasa kuralları uyarınca değerlendirme Türkiye'de yapılmış sayılacağından, ifa edilen hizmetin katma değer vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Her ne kadar sözü edilen hizmet, yurt dışındaki firmaca verilmekte ise de, hizmetten yurt içinde faydalanılması karşısında, hizmeti verenin yurt içinde ikametgahı, işyeri veya kanuni ve iş merkezi bulunup bulunmadığına bakılamayacağından bozma kararına uyulmaksızın verilen ısrar kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, Vergi Mahkemesi ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri hakkında hüküm tesisine gerek bulunmadığına, oyçokluğu ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Gelir Vergisi Kanunu MADDE 7 :Dar mükellefiyete tabi kimseler bakımından kazanç ve iradın Türkiye'de elde edildiği aşağıdaki şartlara göre tayin olunur:
1. Ticari kazançlarda; kazanç sahibinin Türkiye'de işyerinin olması veya daimi temsilci bulundurması ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyle sağlanması (Bu şartları haiz olsalar dahi iş merkezi Türkiye'de bulunmayanlardan, ihraç edilmek üzere Türkiye'de satın aldıkları veya imal ettikleri malları Türkiye'de satmaksızın yabancı memleketlere gönderenlerin bu işlerden doğan kazançları Türkiye'de elde edilmiş sayılmaz.

Türkiye'de satmaktan maksat, alıcı veya satıcının veya her ikisinin Türkiye'de olması veya satış aktinin Türkiye'de yapılmış olmasıdır. İş merkezinden maksat ise, iş bakımından muamelelerin bilfiil toplandığı ve idare edildiği merkezdir.

2. Zirai kazançlarda: Zirai faaliyetlerin Türkiye'de icra edilmesi;

3. Ücretlerde:

a) Hizmetin Türkiye'de ifa edilmiş veya edilmekte olması veya Türkiye'de değerlendirilmesi;

b) Türkiye'de kain müesseselerin idare meclisi başkan ve üyelerine, denetçilerine tasfiye memurlarına ait huzur hakkı, aidat, ikramiye ve benzerlerinin Türkiye'de değerlendirilmesi;

4. Serbest meslek kazançlarında: Serbest meslek faaliyetlerinin Türkiye'de icra edilmesi veya Türkiye'de değerlendirilmesi;

5. Gayrimenkul sermaye iratlarında: Gayrimenkulün Türkiye'de bulunması ve bu mahiyetteki mal ve hakların Türkiye'de kullanılması veya Türkiye'de değerlendirilmesi;

6. Menkul sermaye iratlarında: Sermayenin Türkiye'de yatırılmış olması;

7. Diğer kazanç ve iratlarda:(*)

Bu kazanç veya iratları doğuran işin veya muamelenin Türkiye'de ifa edilmesi veya Türkiye'de değerlendirilmesi;

Bu maddenin 3'üncü, 4'üncü, 5'inci ve 7'inci bentlerinde sözü edilen değerlendirmeden maksat, ödemenin Türkiye'de yapılması veya ödeme yabancı memlekette yapılmışsa, Türkiye'de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılmasıdır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Muhsin KOÇAK
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 09-12-2009

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02471399 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.