![]() |
|
![]() |
|
|||||||
|
(Karar Tarihi : 20.05.2025)
Esas No : 2024/2671
Karar No : 2025/2087 ¸ T. C. Y A R G I T A Y 6 . H U K U K D A İ R E S İ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A Y A R G I T A Y İ L Â M I Esas No : 2024/2671 Karar No : 2025/2087 İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi TARİHİ : 06.06.2024 SAYISI : 2023/1265 E., 2024/615 K. ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA DAVACI : Nazif Yata vekili Avukat Yağız Can Tulubka ASIL DAVADA DAVALILAR : 1- Güven Mırıdlıy vekili Avukat Aykut Lanö 2- Faik Çiglib BİRLEŞEN DAVADA DAVALILAR : 1- Alper Kinac vekili Avukat Murat Relüg 2-AAAAA Konut Yapı Kooperatifi vekili Avukat Murat Lemet Natka 3- Keçiören Belediye Başkanlığı vekili Avukat Faik Naczö İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 15.06.2023 SAYISI : 2018/187 E., 2023/274 K. Bölge Adliye Mahkemesi kararı birleşen davada davalı Alper Kinac vekilince duruşmasız, asıl davada davalı Güven Mırıdlıy vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 20.05.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir. Belli edilen günde asıl davada davalı Güven Mırıdlıy vekili avukat Ezel Lanö, birleşen davada davalı asil Alper Kinac, birleşen davada davalı Keçiören Belediye Başkanlığı vekili avukat Ayşe Maç, birleşen davada davalı AAAAA Konut Yapı Kooperatifi vekili avukat Murat Lemet Natka'nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili dava dilekçesinde; davacı arsa sahibi ile asıl davada davalı yüklenici Faik Çiglib ve dava dışı diğer hissedar arasında 09.07.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile yapılan paylaşımın daha sonra yüklenici ve davacı arasında imzalanan protokol ile değiştirildiğini ve B blok, 2. kat, 3 no'lu bağımsız bölümün davacıya verildiğini, ayrıca bu nedenle davacının yükleniciye 25.000,00 TL ödeme yaptığını, bu daire tamamlanarak davacıya teslim edildiği halde sözleşme ile davalıya yüklenen tüm edimler yerine getirilmediği gibi dairelerin birden fazla kişiye satılmış olduğunu öğrendiklerini ileri sürerek, protokol ile davacıya verilip teslim edilen 3 no'lu bağımsız bölümün davalı Güven adına olan 15/23 hissesinin tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Asıl davada davalı Güven Mırıdlıy vekili cevap dilekçesinde; inşaat sözleşmelerinde arsa sahiplerine hangi dairelerin verileceğinin belirtildiğini, davacının yükleniciden sonradan aldığını iddia ettiği B blok, 2. kat, 3 no'lu bağımsız bölümün sözleşme ile yükleniciye bırakılan yer olduğunu ve davalı müvekkili tarafından satın alındığını savunarak, asıl davanın reddini istemiştir. Birleşen davada davalı Alper Kinac vekili cevap dilekçesinde; davayı kabul etmediklerini, haciz şerhinin kaldırılmasının hukuka, yasalara aykırılık teşkil edeceğini ve müvekkili açısından ciddi hak kayıplarına yol açacağını savunarak birleşen davanın reddini istemiştir. Birleşen davada davalı Keçiören Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde; bağımsız bölüme imar cezasından dolayı 01.07.2012 tarihli ve *** yevmiye no'lu haciz şerhi konulduğunu, 28.08.2012 tarihinde borç ödendiğinden aynı tarihte haciz kaldırma yazısının mükellefe elden teslim edilmiş olduğunu ancak mükellef evrakı Tapu Müdürlüğüne teslim etmediğinden haczin kaldırılmadığını, 11.03.2021 tarihli ve *** sayılı haciz şerhi ise sadece Güven Mırıdlıy'nın (diğer ortak) aynı ada parsel 3 no'lu bağımsız bölümün güncel olan 1.500,00 TL tutarındaki emlak vergi borcundan kaynaklandığını, emlak Vergi Borcu kapanmadan haczin kaldırılmasının mümkün olmadığını savunarak birleşen davanın reddini istemiştir. Asıl ve birleşen davada diğer davalılar; davalara cevap vermemişlerdir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kesinleşmiş mahkeme kararına göre dava konusu dairenin davacıya ait olduğunun arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve ek tadil sözleşmesi ile kararlaştırıldığı, tadil sözleşmesi noterde yapılmamış olsa da taraflara ağır ek yükümlülükler getirmediği, davacı tarafından arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince edimlerin eksiksiz olarak yerine getirildiği, Ankara 12. İcra Müdürlüğü'nün 2014/4015 Esas sayılı ve Ankara 11. İcra Müdürlüğü'nün 2018/10433 Esas sayılı dosyalarında hacizlerin davalı yüklenicinin borçlarından ötürü konulduğu, Keçiören Belediyesi'nin 06.07.2012 tarihli *** sayılı işlemi bakımından borç ödendiğinden haczin kaldırıldığı, 11.03.2021 tarihli, *** yevmiye no'lu haczin ise taşınmazın emlak borcundan kaynaklı olduğu ve kaldırılamayacağı gerekçesiyle, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı Güven Mırıdlıy ve birleşen davada davalı Alper Kinac vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Sebepleri 1. Asıl davada davalı Güven Mırıdlıy vekili temyiz dilekçesinde; davaların birlikte götürülmesinin hukuka uygun olmadığını, muvazaa hukuki nedenine dayalı olarak açtıkları tapu iptali ve tescil davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini, bilirkişi raporunda da davaya konu edilen bağımsız bölümün kime özgüleneceğine ilişkin açıklama bulunmadığını, hükme esas alınan adi belgenin hüküm kurmaya yetersiz olduğunu ve davaya konu edilen B blok, 2. normal kat, 3 no'lu bağımsız bölümün, noterlikte arsa sahipleri ile müteahhit arasında yapılan inşaat sözleşmeleri ile sabit olduğu üzere yüklenici Faik Çiglib'e özgülendiğini beyan etmektedir. 2. Birleşen davada davalı Alper Kinac vekili temyiz dilekçesinde; aşamalardaki iddialarına dair herhangi bir araştırma yapılmadığı gibi bu iddiaları hakkında olumlu veya olumsuz değerlendirmede de bulunulmadığını, karara esas alınan ilamın bu davanın tarafları bakımından kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, resmi protokolde adi yazılı bir şekilde yapılan değişikliğin hukuken geçerli olmadığını, değiştirildiği iddia edilen bağımsız bölümler arasında çokça değer farkı bulunduğunu, davacı tarafından yükleniciye ödeme yapıldığı iddiasının gerçek olmadığını beyan etmektedir. 3. Birleşen davada davalı AAAAA Kefalet Kooperatifi vekili temyiz dilekçesinde; birleşen davada taraf gösterildikleri halde İlk Derece Mahkemesi tarafından başka bir kooperatif olan AAAAA Konut Yapı Kooperatifi davaya eklenerek, taraf teşkili sağlanmaksızın aleyhlerine hüküm kurulduğunu, hiçbir aşamadan haberdar edilmediklerini savunma ve adil yargılanma haklarının kısıtlandığını beyan etmektedir. B. Değerlendirme ve Gerekçe Asıl ve birleşen davalarda uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ile takyidatların fekki istemine ilişkindir. Asıl ve birleşen davalarda davacı arsa sahibi ile asıl davada davalı yüklenici Faik arasında davacının hissedarı olduğu taşınmaz üzerinde yapılacak inşaata ilişkin olarak 09.07.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme ile davalı yükleniciye düşen B blok, 2. kat, 3 no'lu bağımsız bölümün 15/23 hissesi, 17.12.2009 tarihli kat irtifakı tesisi ile yüklenici Faik Çiglib adına tescil edilmiştir. Birleşen davada davalı haciz sahipleri Alper Kinac ile AAAAA Kefalet Kooperatifi ise bahsi geçen bağımsız bölüm hissesi yüklenici adına tescilli iken, yüklenicinin borcundan dolayı, bu hisseye haciz koydurmuşlardır. Akabinde bu hacizli hisselerin yüklenici tarafından asıl davada davalı Güven Mırıdlıy'ya satış suretiyle devredildikleri anlaşılmıştır. Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, dava konusu hacizli bağımsız bölümün yüklenici ile yapılan tarihsiz ve adi yazılı ek protokol kapsamında davacının 1. kattaki dairesi ile takas edildiğini ayrıca davacı tarafından bu takas nedeniyle 25.000,00 TL de ödeme yapıldığını iddia etmiştir. Asıl davada davalı Güven ve birleşen davada davalı Alper Kinac vekilleri ise; bahsi geçen protokolün yüklenici ile arsa sahibi davacı arasında muvazaalı şekilde tanzim edildiğini, asıl amaçlarının yüklenici alacaklılarının alacaklarına kavuşmasını engellemek olduğunu savunmuşlardır. 6100 sayılı HMK'nın 303/1. maddesi, "Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir" hükmünü ihtiva etmektedir. Somut olayda; İlk Derece Mahkemesi kararına dayanak, Ankara 7. Tüketici Mahkemesi'nin 2012/63 E. sayılı dosyasının davacısı işbu dosyada asıl davalı Güven Mırıdlıy, davalısı ise asıl ve birleşen davalarda davacı Nazif Yata'dır. Bahsi geçen yargılama birleşen davada davalı yüklenici alacaklılarının yokluğunda gerçekleştirilmiş, buradaki taleplere karşı iddia ve itirazda bulunabilmeleri söz konusu olmamıştır. Anılan kişilerin yokluğunda görülen böyle bir davada verilen kararın onlar açısından kesin hüküm teşkil etmesi olanağı bulunmamaktadır. Ayrıca bu davada ek protokolün geçerliliği bakımından muvazaa tartışması da yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece; asıl davada davalı Güven ve birleşen davada davalı yüklenici alacaklılarının, arsa sahibi davacı ile davalı yüklenici Faik arasında yapılan ve bağımsız bölümlerin paylaşımında değişiklik öngören, adi yazılı ek protokolün muvazaalı şekilde tanzim edildiğine dair iddialarının, tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceği dikkate alınarak, araştırılması ve oluşacak uygun sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Öte yandan, birleşen davada davalı kooperatifin unvanı ticaret sicilindeki ilana göre "AAAAA Kefalet Kooperatifi" olduğu halde, gerekçeli karar başlığında "AAAAA Konut Yapı Kooperatifi" şeklinde yazılması doğru değilse de, bu husus HMK'nın 304. maddesi uyarınca mahallinde mahkemece her zaman düzeltilebilecek, maddi hata niteliğinde görülmekle, ayrıca bozma nedeni yapılmamıştır. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, Dairemizdeki duruşmada vekille temsil olunan asıl davada davalı Güven Mırıdlıy ile birleşen davada davalı AAAAA Kefalet Kooperatifi yararına takdir olunan 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin, asıl ve birleşen davada davacıdan tahsili ile adı geçen davalılara ödenmesine, Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20.05.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. (Yargıtay İçtihat Merkezinde yayımlanan kararlardaki kişisel veriler "Yargıtay İçtihat Merkezi Kararlarındaki Kişisel Verilerin Anonim Hale Getirilmesine Dair Yönerge" uyarınca anonimleştirilmiştir.) |
|
İlgili Mevzuat Hükmü : Hukuk Muhakemeleri Kanunu MADDE 303 :(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
(2) Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder. (3) Kesin hüküm, tarafların küllî halefleri hakkında da geçerlidir. (4) Bir dava dolayısıyla ortaya çıkan kesin hüküm, o hükmün kesinleşmesinden sonra dava konusu şeyin mülkiyetini tarafların birisinden devralan yahut dava konusu şey üzerinde sınırlı bir ayni hak veya fer’î zilyetlik kazanan kişiler hakkında da geçerlidir. Ancak, Türk Medenî Kanununun iyiniyetle mal edinmeye ait hükümleri saklıdır. (5) Müteselsil borçlulardan biri veya birkaçı ile alacaklı arasında yahut müteselsil alacaklılardan biri veya birkaçı ile borçlu arasında oluşan kesin hüküm, diğerleri hakkında geçerli değildir. |
|
Şerh Son Güncelleme: 12-10-2025
|
| Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |