Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Ankara BAM 15.HD. 2023/3237 E. 2025/145 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Davacının yurt dışında yaşadığı ancak Türkiye'ye düzenli olarak geldiği hususunun yurt dışı giriş çıkış kayıtları ve tanık beyanları ile ispat edildiği, davacının Türkiye'ye geldiği dönemde akrabalarıyla aynı evde kalmaya zorlanamayacağı, taşınmazın halen konut olarak kullanıldığı gözetildiğinde ihtiyaca uygunluğunun araştırılması yönünden bilirkişi raporu alınmasına gerek bulunmadığı, Ankara ilinde davacı adına kayıtlı başka bir taşınmaz bulunmadığı anlaşılmakla konut ihtiyacının sabit olduğu, mülkiyet hakkının üstünlüğü ve TBK'nun 355. maddesinin, kiraya verenin gereksinim amacıyla kiralananın boşaltılmasını sağladığında, haklı sebep olmaksızın, kiralananı üç yıl geçmedikçe eski kiracısından başkasına kiralayamayacağı, aksi takdirde eski kiracısına bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzere tazminat istemiyle dava açılabileceği de gözetildiğinde gereksinim nedeniyle tahliye kararı verilmelidir.
(Karar Tarihi : 22.1.2025)
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mülkiyeti davacıya ait olan Ankara Etimesgut İlçesi Bağlıca Mah. 46762 ada 11 parsel, Bağlıca Mah. Meliksah Cad. No 2b Daire No: 11 Etimesgut/ Ankara adresindeki bağımsız bölümde bulunan taşınmazın, davacı tarafından davalıya ilk önce 15.09.2028 tarihli sözleşme ile kiralandığını, bu sözleşme bitince sonrasında 15.09.2019 tarihli yeni bir sözleşme ile 1 (bir) yıllığına yeniden kiralandığını, söz konusu kira dönemi 15.09.2022 tarihinde sona erdiğini, davacının söz konusu taşınmazı kendi konut ihtiyacı nedeniyle kullanmak istediğini, davacının eşi ve 3 çocuğu ile birlikte yurtdışında yaşadıklarını, yaz dönemlerinde ya da noel tatillerinde ailesi ile birlikte ülkeye geldiğini ve ülkede 2 ay kadar kaldığını, geldiklerinde ise kalacak yerleri olmadığı için mecburen otelde kaldıklarını, müvekkilinin tatil için ülkeye geldiğinde başka bir taşınmazı olmaması nedenleriyle ailesi ile birlikte kalacakları bir evleri olmadığını, bu nedenle davacının bahse konu taşınmaza ihtiyacı olduğunu, davacının kira sözleşmesi sona ermeden çok zaman önce ve kira sözleşmesi dönemi sonunda davalı tarafa durumu izah ettiğini, davalı tarafın ise kendisine lojman çıktığı zaman taşınmazı tahliye edeceğini ilettiğini ancak uzun bir zamandır hiçbir gelişme olmadığını, bunun üzerinde davalıya 18.08.2022 tarihinde, Etimesgut 3. Noterliğinin 12691 yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek, bahse konu sözleşme bittikten sonra ilgili taşınmazda davacının oturacağını, davacının başka oturacağı bir taşınmazı olmadığından taşınmaza kendisinin ihtiyaç duyduğunu, bu nedenlerle TBK 350. Maddesi gereği sözleşmenin yenilenmeyeceğini, taşınmazı süresi içinde tahliye etmez ise hakkında ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açılacağını bildiren ihtarnamenin davalıya 20.08.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, tebligatı alan davalı sözleşme sonu olan 15.09.2022 tarihinde taşınmazı terk etmediğini, kendisi ile yapılan en son görüşmede de terk etmeyecegini de beyan ettiğini, davalının dava konusu taşınmazdan tahliyesine karar verilmesi gerektiğini belirterek talep ve dava etmiştir.

CEVAP:

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ihtiyaç nedeniyle davalı müvekkili aleyhine açtığı tahliye davasında iyi niyetli olmadığını, davacının yaklaşık bir yıl önce, davaya konu kiralanan gayrimenkulü hem emlakçıya vermek suretiyle hem de ilan yoluyla satışa çıkarttığını, satım konusundaki iradesini de ayrıca davalıya telefonla bildirdiğini, davacı kiralanan gayrimenkule ihtiyacı olduğu konusunda samimi olmadığı gibi, gerçekte böyle bir ihtiyacı da bulunmadığını, davacı vekilinin de bildirdiği üzere davacının yurt dışında yaşadığını, Türkiye'ye de çok nadir geldiğini, geldiğinde de kısa süre kalıp tekrar yaşadığı ülkeye döneceğini, davacının ara sıra Türkiye'ye geldiklerinde kaldıkları evin küçük olduğunu, davaya konu evde kalmalarının daha uygun olacağını, otelde kalmalarının maddi külfet getireceğini, bu nedenle tahliyeye konu gayrimenkule ihtiyaçları olduğunu iddia ettiğini, ancak davacı ve çocuklarının Türkiye'ye geldiklerinde Ankara'da hangi evde kaldıklarına dair bir açıklık getirilmediğini, kaldıkları evin ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamadığı anılan evde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda anlaşılabileceğini, bir an için davacının bu iddiasının doğru olduğu kabul edilse bile, süreklilik arz etmeyen bu ihtiyaç tahliye sebebi yapılamayacağını, davalı müvekkilinin yaklaşık 27 yıllık Cumhuriyet Savcısı olup beş yıldır da Ankara adliyesinde görev yaptığını, başvurusu olmasına rağmen Adalet Bakanlığı tarafından şimdiye kadar kendisine lojman tahsisi yapılmadığını, aylık 600 TL ödeyerek lojmanda oturmak varken dava konusu kiralanana neredeyse beş misli kira ödeyerek oturmayı elbette davalının da istemediğini, ancak lojman çıkar çıkmaz kiralanandan taşınacağını defeatle davacıya bildirdiğini, davacının asıl niyeti, davalı müvekkilini tahliye ederek yüksek fiyatlarla başkalarına kiralamak olduğunu, geçen yıl davalı müvekkilinin lojman tahsisi yapıldığında taşınacağını davacıya bildirdiğinde, davacı kiralananı yukarıda da açıkladığımız üzere satışa çıkardığını, davacının konut ihtiyacı gerçek, samimi ve zorunlu olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:

Mahkemece; davanın kabulü ile, davalının taşınmazdan tahliyesine karar verilmiştir.

İSTİNAF

İstinaf Kanun Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.

İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının gerekçeden yoksun olduğunu, mahkeme, yasa maddelerini tekrarlayarak tahliye kararına gerekçe sunmadığını, davacı taraf, dava dilekçesinde ve yargılama aşamalarında, türkiye'ye geldiklerinde kaldıkları evin ailesi için çok küçük olduğunu beyan ve iddia etmiş olmasına karşın, yerel mahkeme tarafından anılan ev ile ilgili keşif yapılarak inceleme yapılmaması da usule aykırılık teşkil ettiğini, davacının tahliyeye konu taşınmaza gerçekte ihtiyacının olmadığını, asıl amaç, davalı müvekkili tahliye ederek taşınmazı daha yüksek miktarlarda kiraya vermek olduğunu, zira davacı ailesiyle birlikte yurt dışında yaşamakta olup emniyet müdürlüğünden gelen belgelerden de anlaşıldığı üzere 2 yılda bir türkiye'ye tatile gelmekte olduklarını, ihtiyacın samimi olduğunu düşünseler bile bu ihtiyacın süreklilik arz etmediğini, bu sebeple süreklilik arz etmeyen bu ihtiyaç tahliye sebebi yapılamayacağının kanaatinde olduklarını, yargılama aşamasında dinlenen tanık ifadelerinden ve dosyada bulunan belge ve bilgilerden de anlaşıldığı üzere, davacının, önce bir kaç kez taşınmazı satışa çıkarmak suretiyle davalı müvekkili tahliye etmek istemiş, sonra bundan vazgeçerek iş bu tahliye davasını açtığını, davacının tatil amacıyla 2 yılda bir türkiye'ye gelmekte, tatilini de tatil bölgelerinde yapmakta olduğunu, davaya konu taşınmazın tatil bölgesinde olmadığını, davacının yurt dışına yerleşmiş orada yaşamakta olduğunu, türkiye'ye dönme ya da yerleşme gibi bir niyeti de bulunmadığını, davacının taşınmaza ihtiyacı gerçek, samimi ve zorunlu olmadığı halde davanın kabulüyle tahliyeye karar verilmesinin usul, yasa ve yargı içtihatlarına aykırılık teşkil ettiği inancıyla kaldırılmasını belirterek istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.

UYUŞMAZLIK VE HUKUKİ NİTELENDİRME:

Uyuşmazlık; davacı tarafından davalıya kiralanan konutun, ihtiyaç nedeniyle tahliyesine ilişkindir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

6098 Sayılı TBK'nun 350/1. maddesi hükmüne göre, kiraya verenin kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa tahliye davası açabilir. İhtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak tahliye davalarının belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde bu kanunun 328. maddesinde fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açılması gerekir. TBK.'nun 353. maddesi uyarınca kiraya veren, daha önce veya en geç davanın açılması için öngörülen sürede dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse dava, bildirimi takip eden uzayan bir kira yılı sonuna kadar açılabilir. Dava açma süresi kamu düzenine ilişkin olup, davalı ileri sürmese bile mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Açılacak davada tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir.

Somut olaya gelince, dava TBK'nun 350/1. maddesi gereğince açılan konut ihtiyacı nedeni ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın 15.09.2019 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile davalıya kiralandığı, davacı kiraya verenin, 18.08.2022 tarihinde, Etimesgut 3. Noterliğinin 12691 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taşınmazın 15/09/2022 tarihinde tahliye edilmesini ihtar ettiği, ihtarnamenin davalıya 20.08.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davanın da yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır. İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Davacının yurt dışında yaşadığı ancak Türkiye'ye düzenli olarak geldiği hususunun yurt dışı giriş çıkış kayıtları ve tanık beyanları ile ispat edildiği, davacının Türkiye'ye geldiği dönemde akrabalarıyla aynı evde kalmaya zorlanamayacağı, taşınmazın halen konut olarak kullanıldığı gözetildiğinde ihtiyaca uygunluğunun araştırılması yönünden bilirkişi raporu alınmasına gerek bulunmadığı, Ankara ilinde davacı adına kayıtlı başka bir taşınmaz bulunmadığı anlaşılmakla konut ihtiyacının sabit olduğu, mülkiyet hakkının üstünlüğü ve TBK'nun 355. maddesinin, kiraya verenin gereksinim amacıyla kiralananın boşaltılmasını sağladığında, haklı sebep olmaksızın, kiralananı üç yıl geçmedikçe eski kiracısından başkasına kiralayamayacağı, aksi takdirde eski kiracısına bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzere tazminat istemiyle dava açılabileceği de gözetildiğinde mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmıştır.

Ancak dava değeri 33.540,00 TL olup, mahkemece alınması gereken 2.291,12 TL harçtan peşin alınan 572,78 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.718,34 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine'ye irat kaydına karar verilmesi gerekirken "Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına" şeklinde hüküm kurulması doğru değildir. Bu hususta istinaf istemi bulunmuyorsa da Dairemizce de benimsenen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 18/04/2024 tarih ve 2022/7103 Esas, 2024/3043 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, harç kamu düzenine ilişkin olduğundan re'sen gözetilmesi gerekir. Kamu düzeni, aleyhe bozma yasağı kuralının istisnalarındandır. Ancak yanlışlığın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasında usul ekonomisi yönünden yarar görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun değişik sebeple kabulüyle HMK'nun 353/1-b-2 maddesi gereğince yerel mahkeme kararı kaldırılarak hükmün harç yönünden düzeltilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜNE, Ankara Batı 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2022/1443 Esas, 2023/1316 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,

1-)Davalının Bağlıca Mah. Melikşah Cad. No:2B Daire:11 Etimesgut/Ankara adresinden TAHLİYESİNE,

2-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.291,12 TL harçtan peşin alınan 572,78 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.718,34? TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine'ye irat kaydına,

3-)Davacı tarafından peşin ve başvurma harcı olarak yatırılan toplam 609,78? TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

4-)Davacı tarafından yapılan 689,787 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

5-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 5.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

6-)Kullanılmayan gider avansının istek halinde ilgilisine iadesine,

Peşin alınan istinaf karar harcının talep halinde yatıran davalıya iadesine,

HMK'nun 27. maddesi gereğince tarafların hukuki dinlenilme hakkı nedeniyle ve 04/08/2017 tarihinde yürürlüğe giren 7035 Sayılı yasanın 27. maddesiyle HMK'nun 302. maddesine eklenen 5. fıkrası uyarınca hükmün ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/01/2025 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Borçlar Kanunu (Yeni) MADDE 350 :Kiraya veren, kira sözleşmesini;

1. Kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa,

2. Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise,

belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Sinan ÖZTÜRK
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 11-06-2025

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01765108 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.