Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay HGK 1991/6-595 E. 1992/32K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Yurtdışında yaşayan bir kişi de gerek kendisi, gerekse kızı Türkiye'ye geldiğinde rahatça kalabilecekleri bir evleri olması için ihtiyaçtan tahliye davası açabilirler.
(Karar Tarihi : 05.02.1992)
Taraflar arasındaki "tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 15. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 20.12.1990 gün ve 978-1296 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 12.3.1991 gün ve 3082-3467 sayılı ilamı ile

(... Davacı yurt dışında çalışmakta olup kesin döndüğünden veya döneceğinden bahsetmeksizin sadece yazın bir, bir buçuk aylık tatilini geçirmek için çocukları ile birlikte geldiğinde konut sıkıntısı çektiğini ve bu sebeple dava konusu taşınmaza ihtiyaç duyduğunu ileri sürüp tahliye istemiştir.

Davalı davayı kabul etmemiş ve davacı tanıkları iddiayı doğrulamış iseler de davanın çözümünde delillerden önce iddianın irdelenmesi önem taşımaktadır.

6570 sayılı yasada kendisinin eş ve çocuklarının konut ihtiyacı için kiralayana ve uygulama ile mal sahibine tahliye hakkı tanınmıştır. Buradaki konut ihtiyacı geçici olmayıp sürekli bir ihtiyaçtır. Bunca senelik uygulamalarda bu doğrultuda sürdürülmüş geçici ihtiyaç tahliye sebebi kabul edilmemiştir. Ancak yazlık ihtiyaçları için bir ayrıcalık tanınmış bu günkü yaşam tarzında yazlık ihtiyacı sürekli konut ihtiyacının devamı olarak kabul edilmiştir. Bu kabuldeki temel unsur hem muhit itibari ile hem de mimari yapı itibarı ile taşınmazın yazlık niteliğinde değilse yazlıklar için kabul edilen ayrıcalığın uygulanması mümkün değildir. Olayda bu esaslar incelenmeden tahliye kararı verilmesi isabetl görülmemiştir...),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : 6570 sayılı gayrmenkul kiraları hakkındaki kanun özü itibaryle sosyal amaçlıdır. Bu niteliği gereğide ekonomik yönden daha güçsüz olan kiracıyı, kiralayana karşı koruma eyilimi taşımaktadır. Ancak temel hak ve hürriyetlerden olan mülk edinme hakkının zedelenmesinden çekinilmesi gereğide gözardı edilemez.

O itibarla her olayda uyuşmazlık kendisine özgü koşulları içerisinde, 6570 sayılı kanun ile güdülen amaç, mülk edinme ve kullanılması hakkı ile bir denkleştirmeye tabi tutularak çözüme ulaşılmalıdır.

Somut olayda yurt dışında işçi olarak çalışan davacı, her yıl yurda geldiğinde kendi evinde evli olan kızı ve ailesi ile birlikte kaldıklarını, ancak büyüyen çocuklar ve artan aile bireyleri nedeniyle sıkıntıya düştüklerini, beraber oturmalarına imkan kalmadığını bu nedenle evli kızının ayrılıp oturması amacı ile taşınmazı satın aldığını ileri sürerek ihtiyaç sebebiyle bu yerin boşaltılmasını istemiştir.

Yıllarını türlü fedakarlıklarla çalışarak yurt dışında geçirmiş belirli bir ekonomik birikime ulaşmış ve bu birikimi ile bir yerde evli olan evladının, ihtiyacı için bir mesken edinmiş olan davacının, yurda geldiğinde gerek kendisinin gerekse evli kızının rahatça kalabilecekleri evin bulunmasını samimiyetle arzu edebileceği gayet doğal görülmelidir.

Davacının iddiasını doğrulayacağı delil ikame etmesine karşılık davalı kiracı, davacının ileri sürüşünden aksini de kanıtlayabilmiş değildir.

Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 31.5.1989 gün 291-402 ve 28.11.1990 gün 466-593 sayılı kararlarında da aynı görüşler benimsenmiştir.

Bu durumda mahkemece mevcut delillerin değerlendirilmesi suretiyle ihtiyacın gerçek ve samimi olduğu görüşü ile davanın kabul edilmesi doğrudur.

O halde usul ve yasaya uygun olan direnme kararı onanmalıdır.

KARAR : Davalı vekili temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA) ilk görüşmede çoğunluk sağlanamadığı için ikinci görüşmede, 05.02.1992 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Borçlar Kanunu (Yeni) MADDE 350 :Kiraya veren, kira sözleşmesini;

1. Kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa,

2. Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise,

belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Sinan ÖZTÜRK
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 11-06-2025

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01529193 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.