Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2022/6032 E., 2024/2624 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
6098 sayılı Kanun'un 179 uncu maddesi emredici nitelikte olmadığından gecikmiş ifadan önce keşide edilen ihtarla gecikme cezası isteme hakkı saklı tutulmuş veya sözleşmede ceza koşulu talep edebilmek için ihtiraz-i kayda gerek olmadığı kararlaştırılmış veyahut da ifadan önce alacaklının bu hakkını saklı tuttuğu anlamına gelecek davranışları mevcut ise sonradan yapılan teslimde çekince konulmamış olsa dahi ceza koşulu isteme hakkı düşmez.
(Karar Tarihi : 01/04/2024)
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle değişik gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan 05.07.2012 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi kapsamında davalı yanca asgari alım taahhüdünde bulunulmasına rağmen sözleşme süresi içerisinde bu taahhüde riayet edilmediğini ileri sürerek, kâr mahrumiyetinden kaynaklanan şimdilik 10.000,00 TL'nin Ankara 53. Noterliğinin .... tarih ve ..... yevmiye sayılı ihtarnamesinin tebliğinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili tarafından sözleşme kapsamında asgari alım taahhüdü yerine getirilmemesine karşın davacı tarafından mal verilmeye devam edildiğini, davacı yanın kâr mahrumiyeti talebinde bulunamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafça sözleşme kapsamında asgari alım taahhüdü yerine getirilmemesine karşın davacı yanca mal verilmeye devam edilmesi karşısında davacının kâr mahrumiyeti talebinde bulunamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının sözleşme kapsamında asgari alım taahhüdüne aykırı olarak mal almadığı hususunda ihtilaf bulunmadığını, müvekkili tarafından dosya kapsamına sunulan Ankara 53. Noterliğinin .... tarih ve .... yevmiye nolu ihtarnamesinin ihtirazi kayıt olarak kabul edilmemesinin hatalı olduğunu, ihtirazi kayıt yükümlülüğünün sözleşmenin her iki yanı için de geçerli olduğunu, ...2016 tarihli ihtarname sonrasında davalının hiç mal alımı yapmadığı hususunun gözden kaçırıldığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her yıl sonunda bir önceki yıla dair ceza koşulunun istenebilmesi için takip eden yılda henüz ifaya başlanmadan önce çekince (ihtirazi kayıt) bildirilmesine veya ihtar çekilmesine bağlı olduğu, bunlar yapılmadan müteakip yılın ifasının gerçekleşmesi halinde artık bir önceki yıla ait ceza koşulunun istenilemeyeceği, çekince konulması ve ihtarname çekilmesi durumlarında ceza koşulunun istenebileceğinin kuşkusuz olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 179 uncu maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen hüküm, emredici nitelikte olmadığından tarafların sözleşme serbestisi ilkesi gereğince aralarında farklı bir düzenleme yapabileceği, somut olayda açıklanan ilkeler çerçevesinde davacının cezai şart talep etme hakkı bulunmadığı anlaşılmış olup, mahkemece belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesinin yazıldığı şekilde değiştirilmesi gerektiğinden bahisle istinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında kurulan hüküm ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle ve gerekçelerle hükmün bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bayilik sözleşmesi kapsamında asgari alım taahhüdüne aykırılık nedeniyle kâr mahrumiyeti alacağının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
6098 sayılı Kanun'un 179 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince alacaklı, açıkça feragat etmiş veya ifayı kayıtsız şartsız kabul etmiş olmadıkça sözleşmede özel olarak düzenlenmiş olması kaydı ile cezai şart niteliğinde olan kâr kaybını isteyebilir. Alacaklı ifayı, ceza koşulu isteme hakkını saklı tutmadan (çekince, ihtiraz-i kayıt koymadan) kabul edecek olursa ceza koşulundan zımnen feragat etmiş olacaktır. Ceza koşulunu isteme hakkının saklı tutulması (çekince, ihtirazı kayıt konulması), yenilik doğuran bir irade beyanı olup ifa anında açıkça yapılmalıdır. Saklı tutma, teslim-kabul tutanağına düşülecek bir kayıtla veya ifayı kabulden önce yapılacak yazılı bildirimle yahut iş bedelinin ceza alacağı kesilerek ödenmesi gibi buna delalet eden bir eylem veya işlem ile gerçekleştirilebilir. Buna karşılık ceza koşulundan açık feragat ise borçluya yöneltilen ve varması gereken bir irade beyanıyla veya sözleşmeye önceden ifanın çekincesiz kabul edileceğine ilişkin bir hükmün konulmasıyla olur.

Hemen belirtilmelidir ki 6098 sayılı Kanun'un 179 uncu maddesi emredici nitelikte olmadığından gecikmiş ifadan önce keşide edilen ihtarla gecikme cezası isteme hakkı saklı tutulmuş veya sözleşmede ceza koşulu talep edebilmek için ihtiraz-i kayda gerek olmadığı kararlaştırılmış veyahut da ifadan önce alacaklının bu hakkını saklı tuttuğu anlamına gelecek davranışları mevcut ise sonradan yapılan teslimde çekince konulmamış olsa dahi ceza koşulu isteme hakkı düşmez.

Davacı taraf taahhütnamedeki asgari alım taahhüdünü yerine getirmeyen davalıya karşı takip eden yıllar bakımından her yıla ilişkin edimin yerine getirilmesi için ihtar çekildiğini veya müteakip teslimleri ihtiraz-i kayıt koyarak yerine getirdiğini ispat etmesi gerekir.

Somut olayda taraflar arasında 05.07.2012-05.07.2017 tarihleri arasını kapsayacak şekilde akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalanmış olup, sözleşme ile ekindeki taahhütnamede davalının, davacıdan her yıl belli miktarda akaryakıt almayı taahhüt ederek, bu taahhüdünü yerine getirmemesi durumunda cezai şart ödemeyi kabul etmesine rağmen yıllık taahhüdüne uygun alım yapmadığı, davacının da uzun bir süre ihtirazı kayıt koymadan mal teslimine devam ettiği, ancak davacının Ankara 5. Noterliğince düzenlenen ....2014 günlü ihtarname ile sözleşme ve ekinde imzalanan taahhütname gereğince kâr mahrumiyetini davalıdan talep ettiği, bu şekilde 2015 yılındaki akaryakıt teslimi için ihtirazı kayıt koymak sureti ile bu yıla ilişkin olarak cezai şartı talep etme hakkını kazandığı, yine .....2016 tarihli noter ihtarnamesi ile de çekince koyduğu, kaldı ki çekince koymaması halinde de davalının son dönemde taahhütten daha fazla miktarda ürün almaması halinde son yıla ait eksik alım nedeni ile cezai şart talebinde bulunabileceği (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.06.2022 tarih ve 2019/(19)11-775 E. ve 2022/962 K. sayılı ilamı), hal böyle olunca davacının 2015 ve 2017 yıllarına ilişkin olarak ihtarnamelerden sonraki süreye ait cezai şart niteliğindeki kâr mahrumiyetini talep edebileceği nazara alınarak gerektiğinde bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.04.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Borçlar Kanunu (Yeni) MADDE 179 :Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.

Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.

Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Murat BÖLÜKBAŞ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 12-07-2024

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03161192 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.