Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

İstanbul BAM 12. HD. 2018/2322 E.2020/1107K. İçtihat

Üyemizin Özeti
TTK 614 gereğince davacının bilgi alma ve inceleme hakkını kullanabilmek için öncelikle davalı şirket ortaklar kuruluna başvurması gerekmektedir. Davacı tarafından bu amaçla davalı şirket ortaklar kuruluna başvurulmadığı hususu tartışmasız olup, davalı şirket tarafından bilgi alma ve inceleme hakkının engellendiğine ilişkin herhangi bir delil sunulmamıştır.
(Karar Tarihi : 03/11/2020)
Davanın reddine yönelik hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı müvekkilinin davalı şirkette 30/100 pay sahibi olarak, karşılığında 30.000-TL şirket sermayesi bulunduğunu, müvekkilinin sahip olduğu bu payların 20.000-TL karşılığı olan payı 09/05/2013 tarihinde Eyüp ... Noterliği'nin ... yevmiye numaralı devir sözleşmesi ile, 10.000-TL karşılığı olan payı 16/05/2013 tarihinde Eyüp ... Noterliği'nin ... yevmiye numaralı devir sözleşmesi ile devralmış, bu devirler ticari siciline ve şirket defterlerine kaydedilmiş olup, müvekkilinin davalı şirkette en yüksek pay sahibi olmasına rağmen diğer şirket ortaklarının ve özellikle şirket yetkilisinin, müvekkiline şirket ile ilgili olarak bilgi vermemekte, kâr payı ödememekte, şirketin mali ve idari durumunu bildirmemekte vs. kısacası davacı müvekkilinin mali ve idari işlemlerden uzak tutulmakta olduğunu, şirket adına alınan kararlar çalışanlar vasıtası ile davacı müvekkiline iletilip imzalaması istenilmiş, hiçbir şekilde şirket bünyesinde bir toplantı, değerlendirme, yönetim kurulu ve genel kurul toplantıları yapılmamış, davalı şirket yetkilisi ve diğer ortakların usulsüzlükler yaptığını, şirketi zarara uğratacak eylemlerde bulunduğunun öğrenildiğini, davalı şirketin diğer ortaklarının şirketin aktifini azaltmış olma ve menkul mallarını kaçırmış olma ihtimali kuvvetle muhtemel olduğundan, müvekkilinin TTK m. 638/2 gereği haklı sebeple ortaklıktan çıkmak istediğini belirterek, öncelikli olarak davacı müvekkilinin sermaye bedelinin koruma altına alınması için şirket aktifi üzerinde bilirkişi marifeti ile tespit yapılıp tedbirine, davacı müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmasına ve sermaye bedelinin davalı şirket tarafından davacı müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı süresinde cevap dilekçesi vermemiş davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının ortaklıktan çıkmayı haklı gösterecek somut delil sunmadığı gerekçesiyle sübuta ermeyen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvurusunda; Mahkeme kararına gerekçe olan TTK. 614. maddesinde yer alan husus ortaklıktan çıkma konusunda dava şartı olmayıp, ortaklıktan çıkma için davacı müvekkilinin davalı şirkete başvurma zorunluluğu bulunmadığını, buna rağmen davacı müvekkilinin davalı şirkete ihtarname göndererek, kendisine bilgi verilmediği, şirketten uzak tutulduğundan bahisle şirket ortaklığından ayrılmak ve şirket payına karşılık gelen bedelin kendisine ödenmesini talep ettiğini, ancak davalı şirketin bu hususta davacı müvekkiline cevap dahi vermediğini, davacı müvekkili davalı şirketten pay devir aldıktan sonra şirket ana sözleşmesinde kar bedelinin %5'i yedek akçe olarak ayrılıp kalan kar bedellerinin ortaklara dağıtılacağı yer almasına rağmen davacı müvekkiline hiç bir şekilde kar payı ödenmediğini, davalı şirkette hiç bir şekilde şirket bünyesinde bir toplantı, değerlendirme, yönetim kurulu ve genel kurul toplantıları yapılmadığını, davalı şirket yöneticisi ve diğer şirket ortakları usulsüzlükler yaparak, şirketin zarara uğramasına sebep olmuşlar, ayrıca şirketin mallarını kaçırarak şirketin aktifini azaltmış olduklarını, yerel mahkemece bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda yeniden ek rapor alınmasına karar vermesi gerekirken eksik ve hatalı olan bilirkişi raporunu esas alarak gerekli araştırma ve incelemeleri yapmaksızın bir karar verdiğini bildirerek, yerel mahkemenin ilamının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava TTK.'nun 638. maddesi uyarınca haklı sebeplerle ortaklıktan çıkma ve sermaye payının tahsili talebine ilişkindir. Bilindiği gibi TTK'nun 638/2. maddesi gereğince her ortak haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. TTK'nun 641. maddesine göre ise ortak şirketten ayrıldığı takdirde esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkına haizdir. TTK.'nun 614. maddesine göre de; "Her ortak, müdürlerden, şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konularda inceleme yapabilir. Ortağın, elde ettiği bilgileri şirketin zararına olacak şekilde kullanması tehlikesi varsa, müdürler, bilgi alınmasını ve incelemeyi gerekli ölçüde engelleyebilir; bu konuda ortağın başvurusu üzerine genel kurul karar verir. Genel kurul, bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse, ortağın istemi üzerine mahkeme bu hususta karar verir. Mahkeme kararı kesindir." Bu yasal düzenleme gereğince davacının bilgi alma ve inceleme hakkını kullanabilmek için öncelikle davalı şirket ortaklar kuruluna başvurması gerekmektedir. Davacı tarafından bu amaçla davalı şirket ortaklar kuruluna başvurulmadığı hususu tartışmasız olup, davalı şirket tarafından bilgi alma ve inceleme hakkının engellendiğine ilişkin herhangi bir delil sunulmamıştır. Somut olayda; davacı ...'nın davalı şirkette %30 payla hissedar olduğu, pay devrinin yapıldığı 2013 yılında davalı şirketin 88.259,71-TL zarar ettiği, kaldı ki bilirkişi raporuna göre şirketin öz sermayesini yitirdiği, bunun yanı sıra davacı tarafın şirkete ödemesi gereken sermaye katılımından kalan bakiye borcunun bulunduğu da belirlenmiş olmakla, davacı ortaklıktan çıkmayı haklı gösterecek somut delil sunmadığından, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Hükme yönelik ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 'nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Hükümden sonra davalı yan gider avansından karşılanan 35,90-TL yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK 'nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.03/11/2020
Üye Notu : Aynı Doğrultuda:

11. Hukuk Dairesi 2021/1068 E. , 2022/4983 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12.HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05.03.2018 tarih ve 2015/481 E- 2018/246 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 03.11.2020 tarih ve 2018/2322 E- 2020/1107 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı müvekkilinin davalı şirkette 30/100 pay sahibi olduğunu, davalı şirkette en yüksek pay sahibi olmasına rağmen diğer şirket ortaklarının ve özellikle şirket yetkilisinin, müvekkiline şirket ile ilgili olarak bilgi vermediğini, kâr payı ödemediğini, şirketin mali ve idari durumunu bildirmediği, davalı şirket yetkilisi ve diğer ortakların usulsüzlükler yaptığını, şirketi zarara uğratacak eylemlerde bulunduklarını, müvekkilinin TTK m. 638/2 gereği haklı sebeple ortaklıktan çıkmak istediğini ileri sürerek müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmasına ve sermaye bedelinin davalı şirket tarafından davacı müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı süresinde cevap dilekçesi vermemiş, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının bilgi alma ve inceleme hakkını kullanabilmek için öncelikle davalı şirket ortaklar kuruluna başvurması gerektiği, davacı tarafından bu amaçla davalı şirket ortaklar kuruluna başvurulmadığı, davalı şirket tarafından bilgi alma ve inceleme hakkının engellendiğine ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı, davacının oraklıktan çıkmayı haklı gösterecek somut delil sunmadığı gerekçesiyle sübuta ermeyen davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 16/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


11. Hukuk Dairesi 2016/8554 E. , 2018/1956 K.


"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)


Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11.05.2016 tarih ve 2015/401-2016/202 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin %10 ortağı olduğunu ancak şirketin gidişatı, alıcı ve satıcı firmalar ile olan ilişkiler, yapılan iş ve işlemler ile şirketin genel durumu hakkında bilgi sahibi olmadığı, bu konuda şifaen yapılan müracaatlarının sonuçsuz kalması üzerine ihtar çekildiğini, davalı şirketin ihtarnameye cevap vermediğini, şirket yönetiminden bilgi verilmediği gibi müvekkilinin şirketten uzaklaştırıldığını ileri sürerek öncelikle şirketin taşınır ve taşınmazlarına tedbir konulmasını, davalı şirketin ve şirketin dış ticaret işlerini yürüten ... Karton İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi'nin mali durumu hakkında rapor alınmasını ve şirketin yönetimi için kayyım tayinini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; davacı yanın 14/05/2015 tarihinde gerçekleştirilen genel kurula katıldığını ancak herhangi bir muhalefet şerhi olmadığını, 06/07/2015 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasına karar verildiğini, davacıya çağrı yapıldığını, davacının ihtarname keşide ederek ortaklıktan çıkma iradesini bildirildiğini, devamında ... 614. maddesi gereği ortakların bilgi alma hakkı çerçevesinde ara bilançonun gönderilmesinin talep edildiğini, ancak genel kurula katılmadığını, davacı yanın taleplerinde tamamen kötü niyetli olduğunu, talep ettiği bilgi ve belgeleri şirkete gelip her zaman inceleyebileceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının ... 614. maddesi uyarınca bilgi alma ve inceleme hakkını kullanabilmek için öncelikle davalı şirket ortaklar kuruluna başvurması gerektiği, davacı tarafından bu amaçla davalı şirket ortaklar kuruluna başvurulmadığı, davalı şirket tarafından bilgi alma ve inceleme hakkının engellendiğine ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Kararın kesin olması nedeniyle davacının temyiz isteminin reddine ek kararla karar verilmiştir.
Bu kez ek karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin 17.05.2016 günlü ek karara yönelik tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan 17.05.2016 tarihli ek kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 14.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/481
KARAR NO : 2018/246

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 12/08/2015
KARAR TARİHİ : 05/03/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirkette 30/100 pay sahibi olup karşılığı 30.000 TL şirket sermayesinin bulunduğunu, müvekkilinin sahip olduğu bu payların 20.000 TL karşılığı olan payı 09/05/2015 tarihinde Eyüp .... Noterliğinin ... yevmiye numaralı devir sözleşmesi ile devir alındığını, 10.000 TL karşılığı olan payı 16/05/2013 tarihinde Eyüp .... Noterliğinin ... yevmiye numaralı devir sözleşmesi ile devraldığını, bu devirlerin ticari siciline ve şirket defterlerine kaydedildiğini, müvekkilinin davalı şirkette en yüksek pay sahibi olmasına rağmen diğer şirket ortaklarının ve özellikle şirket yetkilisinin, müvekkiline şirket ile ilgili olarak bilgi vermediğini, kâr payı ödemediğini, şirketin mali ve idari durumunu bildirmediğini, müvekkilini idari ve mali işlemlerden uzak tuttuğunu, şirket adına alınan kararların çalışanlar vasıtasıyla müvekkiline iletilip imzalanması istenildiğini, hiçbir şekilde şirket bünyesinde bir toplantı değerlendirme, yönetim kurulu ve genel kurul toplantıları yapılmadığını, davalı şirket yetkilisinin herşeyi kendi isteği doğrultusunda ilerlettiğini ve usulsüz işlem yaptığını, müvekkilinin TTK m.638/2 gereği haklı sebeple ortaklıktan çıkmak istediğini, ancak öncesinde davalı şirketin aktif durumunun tespiti ile müvekkilinin sermayesinin koruma altına alınması için şirket malları üzerinde tedbir kararı verilmesini talep ettiğini, bu nedenlerle müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmasına ve sermaye bedelinin davalı şirket tarafından müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının süresin de cevap dilekçesi vermemiş davanın reddini talep etmiştir.
Deliller ve Değerlendirilmesi
Dava TTK.2nun 638. maddesi uyarınca haklı sebeplerle ortaklıktan çıkma ve sermaye payının tahsili talebine ilişkindir.
Dosyaya delil olarak tarafların sunduğu ve celp edilen Ticaret Sicil Kayıtları, Şirketin, Vergi Dairesine, SGK, Üçüncü Şahıslara ve Bankalara olan borç dökümleri Şirketin Ticari Defter kayıt ve Belgeleri Bakırköy .... İcra Müdürlüğü ... Esas sayılı dosyası Bakırköy .... İcra Müdürlüğü ... Esas sayılı dosyası ,Tanık Beyanları ve Bakırköy .... Noterliği 25/06/2015 Tarih ve ... Yevmiye numaralı ihtarname belgeleri bilirkişi incelemesine tabi tutulup incelenmiştir.
Davanın ve talebin hukuki dayanağı; 6102 sayılı TTK'nun 638, 641. maddelerinden ibarettir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre;
Davanın tarafları arasında davacının, davalı şirketin ortağı olduğu konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacı şirket ortağına şirket kayıt ve belgelerinin incelenmesi konusunda izin verilip verilmediği, şirketin idari ve mali işlerinden uzak tutulup tutulmadığı, kar payı verilip verilmediği, davacıya bilgi verilip verilmediği ve davacının çıkma payı alacağı miktarı noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği gibi TTK'nun 638/2. maddesi gereğince her ortak haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. TTK'nun 641. maddesine göre ise ortak şirketten ayrıldığı takdirde esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkını haizdir. Yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarına göre geçimsizliklerden haberi olmadığı tüm kararları firazın tek başına aldığını beyan etmilerdir.
Davacının ayrılma akçesinin belirlenmesi amacıyla bilirkişi incelenmesi yaptırılmıştır
Heyet bilirkişi raporunda şirketin öz sermayesini yitirdiği belirtilerek davacının herhangi bir payının kalmadığı belirtilmişlerdir..
Davacının iddiaları delillerle birlikte değerlendirildiğinde kendisine bilgi verilmediği hususuyla ilgili 6102 Sayılı TTK.'nun 614. maddesine göre; "Her ortak, müdürlerden, şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konularda inceleme yapabilir.
Ortağın, elde ettiği bilgileri şirketin zararına olacak şekilde kullanması tehlikesi varsa, müdürler, bilgi alınmasını ve incelemeyi gerekli ölçüde engelleyebilir; bu konuda ortağın başvurusu üzerine genel kurul karar verir.
Genel kurul, bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse, ortağın istemi üzerine mahkeme bu hususta karar verir. Mahkeme kararı kesindir." Bu açık yasal düzenleme gereğince davacının bilgi alma ve inceleme hakkını kullanabilmek için öncelikle davalı şirket ortaklar kuruluna başvurması gerekmektedir. Davacı tarafından bu amaçla davalı şirket ortaklar kuruluna başvurulmadığı hususu tartışmasız olup, davalı şirket tarafından bilgi alma ve inceleme hakkının engellendiğine ilişkin herhangi bir delil sunulmamıştır. Davacı ayrıca şirket adresinin habersiz değiştirildiği iddiasında bulunmuş ise de 14.07.2015 tarihi adres değiştirmede davcının da imzası olduğu hususu da göz önüne alındığında davacı oraklıktan çıkmayı haklı gösterecek somut delil sunmadığından sübuta ermeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerkmiştr
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Yargılama harç ve giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına
3-492 sayılı harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar harcından daha önce yatırılan peşin harçtan mahsubu ile bakiye harcın karar kesinleştiğinde TALEP HALİNDE davacıya iadesine
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca dava değeri üzerinden hesaplanan 17.999,50 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine
6-HMK'nun uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereği talep halinde gerekçeli kararın tebliğine,
7-Davalı tarafından yapılan 5,10 TL masraf ve 4,10 TL vekalet harcının davacıdan alınarak davalıya verilmeisne
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/03/2018
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu (Yeni) MADDE 638 :(1) Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir.

(2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Sinan ÖZTÜRK
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 06-02-2023

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02995300 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.