Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 1.Hukuk Dairesi 2016/4590 Esas 2019/2404 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Mirasbırakanın ölüm tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
(Karar Tarihi : 04/04/2019)
Taraflar arasında görülen tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tazminat isteğine ilişkindir.

Davacılar, mirasbırakan ...'ün maliki olduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki ..., ..., ... ve ... nolu bağımsız bölümleri davalı ikinci eşine satış suretiyle devrettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, taşınmazların temlik tarihlerindeki gerçek değerlerinden miras paylarına karşılık 47.812,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

Davalı, zamanaşımı itirazında bulunup muvazaanın söz konusu olmadığını, temlik tarihlerinde mirasbırakanla evli olmadığını, satış işlemlerinin gerçek olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerde; mirasbırakan ...'in maliki olduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki ... nolu bağımsız bölümü 18.07.1997 tarihinde, ..., ... ve ... nolu bağımsız bölümleri ise 23.12.1997 tarihinde davalı ikinci eşi ...'e satış suretiyle temlik ettiği, 1946 doğumlu murisin 25.01.2003 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak boşandığı eşi ...'den olma davacı çocukları ..., ... ve ... ile davalı ikinci eşi ... ve ...'ten olma dava dışı oğlu ...'un kaldığı anlaşılmaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki; mahkemece, muvazaa olgusu sabit görülerek davanın kabul edilmesinde ve mirasbırakanın ölüm tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur.

Ne var ki; denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu hükme esas alınarak sonuca gidilmiştir.

Bilindiği üzere; davanın konusunu teşkil eden bir taşınmazın değeri belirlenirken cins ve nev'i, yüzölçümü, değeri etkileyebilecek tüm nitelik ve unsurlar, varsa imar durumu, vergi beyanı, resmi kurumlarca yapılmış değer takdirleri; taşınmaz arazi ise malın mevki ve koşullarına göre olduğu gibi kullanılması durumunda getirebileceği net gelir, arsa ise emsal satışlara göre olması gereken satış değeri; taşınmazda yapı var ise, resmi birim fiyatları, maliyet hesapları ve yıpranma payı ile bedelin saptanmasında etkili olacak diğer objektif ölçülerin gözönüne alınmasında zorunluluk vardır. Değinilen bu esasların da ancak konusunda uzman bilirkişiler tarafından değerlendirilebileceği açıktır.

Hal böyle olunca, taraflardan da sorulmak suretiyle emsal satışların sunulması halinde mukayeseli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak eksik inceleme ile sonucu gidilmesi doğru değildir.

Davalının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, davacıların belirtilen nedenlerle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Borçlar Kanunu (Yeni) MADDE 19 :Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.

Borçlu, yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı kazanmış olan üçüncü kişiye karşı, bu işlemin muvazaalı olduğu savunmasında bulunamaz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ufuk BOZOĞLU
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 25-03-2021

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02311897 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.