![]() |
|
![]() |
|
Üyemizin Notu:
Maddenin birinci fıkrasında marka korumasının tescil yoluyla elde edileceği düzenlenmiştir. Bununla beraber, tescilsiz marka sahiplerinin hukuki durumunu düzenleyen istisnai hükümler de Kanunda yer almaktadır. Bu istisnalar kapsamında olan bir kişi, marka tescil başvurusuna itiraz ederek tescili önleme ya da tescil edilmiş ise markanın hükümsüzlüğünü isteme hakkına sahip bulunmaktadır. Maddenin ikinci fıkrasında marka tescilinden doğan hakkın kapsamı belirtilmiş, üçüncü fıkrada ise marka sahibinin izni olmadan üçüncü kişilerin markayı kullanmalarının yasaklanabileceği haller örnekseme yoluyla sayılmıştır. AB Marka Tüzüğünün 9 uncu maddesi ve Alman Marka Kanununun 14 üncü maddesi dikkate alınarak düzenlenen madde ile, mezkur hükümlerle uyum sağlanması amaçlanmıştır. Maddenin üçüncü fıkrasının (d) bendinde markanın internette kullanılması hali düzenlenmiştir. Bu bent, AB Marka Tüzüğü ve Alman Marka Kanununda yer almamaktadır. Ancak, internette marka kullanımının marka hakkı kapsamına girdiği hususunda ulusal ve uluslararası doktrinde ve mahkeme içtihatlarında tam bir görüş birliği mevcuttur. Fiilen karşımıza yeni çıkan bir olgunun, markalar ile ilgili düzenleme yapılırken açıkça vazedilmesinin faydalı olacağı düşüncesiyle mezkur hüküm konulmuştur. Hüküm konulurken aralarında Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı tahkim ve arabuluculuk merkezinin de bulunduğu internet alan adı ile marka arasındaki uyuşmazlıkları çözen merkezlerin kuralları esas alınmıştır. Bu bağlamda işareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması ve dolayısıyla kötüniyetli olması koşullarıyla, işaretin aynı veya benzerinin internette ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması yasaklanmıştır. Türkçe’ye yönlendirici kod olarak çevrilen kelimenin, internetteki kullanımı “metatag”dır. (www.turkpatent.gov.tr : Ancak kelimenin Türkçe tam çevirisi hakkında görüş birliği bulunmamaktadır.) Maddenin üçüncü fıkrasının (e) ve (f) bentleri maddeye yeni eklenen bentler olup bu anlamda özellikle 2015/2436 sayılı AB Direktifine ve uluslararası uygulamalara uyum sağlanmıştır. Maddenin dördüncü fıkrasında markanın sahibine sağladığı hakların üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade edeceği, başvuru sahibinin tazminat davası açmaya yetkili olacağı ve mahkemenin öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremeyeceği düzenlenmiştir. Maddenin beşinci fıkrası ile markanın, sahibine sağladığı münhasır haklara sınırlamalar getirilmiştir. Söz konusu hüküm, AB Marka Tüzüğünün 12 nci maddesinde ve AB Marka Direktifinin 6 ncı maddesinde de yer almaktadır. Ancak, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede de yer alan hüküm, ifade ediliş biçimi bakımından doktrinde yöneltilen eleştiriler ve Tüzük ile Direktifteki anlam netliğinin Kanun Hükmünde Kararnamede bulunmaması nedenleri ile madde, aslına uygun biçimde yeniden kaleme alınmıştır. Buna göre, üçüncü kişilerin kendi ad ve adresini belirttiği, mal ve hizmetler ile ilgili açıklamada bulunduğu ve özellikle aksesuar, yedek parça gibi malların ya da hizmetlerin kullanım amacını göstermek bakımından gereklilik bulunan hallerde markanın kullanılmasının marka sahibince önlenemeyeceği düzenlenmiştir. |
|
Şerh Son Güncelleme: 17-08-2017
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |