Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Danıştay 2. Daire E:2008/6336 K:2009/2330 İçtihat

Üyemizin Özeti
İdarenin, mevzuatın kendisine yüklediği görevlerin yerine getirilmesi sırasında hareketsiz kaldığı durumlarda, ilgililerin ileriye yönelik hakları yönünden mevzuatın öngördüğü işlemin yapılmasını idareden istemeleri, yine yasaların verdiği bir hakkın zaman içerisinde idare tarafından hareketsiz kalınmak suretiyle verilmemesi durumlarında da bu hakkın tarafına verilmesi anlamında, öngörülen işlemin tesisi için her zaman idareye başvurmaları ve isteklerinin reddedilmesi halinde de yukarıda açık hükmüne yer verilen 2577 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinde öngörülen usule uygun olarak dava açmaları mümkün bulunmaktadır.
(Karar Tarihi : 03/06/2009)
İsteğin Özeti: İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nin 06.06.2008 günlü, E:2008/605, K:2008/977 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: Nafi Alantar

Düşüncesi: İdarenin, mevzuatın kendisine yüklediği görevleri yerine getirmesi sırasında hareketsiz kaldığı durumlarda, ilgililerin ileriye yönelik hakları yönünden mevzuatın öngördüğü işlemin yapılmasını idareden isteyebilecekleri gibi, yine yasaların verdiği bir hakkın zaman içerisinde idare tarafından hareketsiz kalınması suretiyle verilmemesi durumlarında da, bu hakkın tarafına verilmesi anlamında öngörülen işlemin tesisi için de her zaman idareye başvurmaları ve isteklerinin reddedilmesi halinde ise, 2577 sayılı Kanun'un 10. maddesinde öngörülen usule uygun olarak dava açmaları mümkün bulunduğundan, davacının temyiz isteminin kabul edilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı: Celalettin Yüksel

Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:

Dava, 02.12.2006 tarihinde yapılan Gelir Uzmanlığı Özel Sınavı'nda başarılı olması sonucu Gelir Uzmanlığı'na atanan ve yeni görevine 19.01.2007 tarihinde başlayan davacının, 19.01.2007 - 15.02.2007 tarihleri arasında ödenmeyen 27 günlük maaş ve tazminat farkının ödenmesi amacıyla yaptığı başvurunun reddine ilişkin 21.03.2008 günlü davalı idare işleminin iptali ile 27 günlük maaş ve tazminat farkının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nin 06.06.2008 günlü, E:2008/605, K:2008/977 sayılı kararıyla; 19.01.2007 - 15.02.2007 tarihleri arasında ödenmeyen 27 günlük maaş ve tazminat farklarının kendisine ödenmediğini 15.02.2007 tarihi itibariyle öğrenen davacının, bu tarihten itibaren 60 gün içinde dava açması gerekirken bu süre geçirildikten sonra yaptığı 18.03.2008 tarihli başvurusunun, 21.03.2008 tarihli davalı idare işlemiyle reddi üzerine, 10.04.2008 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-b maddesi uyarınca davanın süre aşımı yönünden reddine hükmedilmiştir.

Davacı, kendisine dava konusu uyuşmazlıkla ilgili bir tebligatın yapılmadığını, maaş alma tarihinin maaş ve tazminat farklarının ödenmediğine karine olamayacağını, kaldı ki eksik bir ödeme yapıldıysa da bu eksikliğin nereden kaynaklandığının bilinmesinin mümkün olmadığını, dolayısıyla başvurunun 2577 sayılı Kanun'un 10. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının bozulmasını istemektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğuna işaret edilmiş; 10. maddesinde ise, ilgililerin haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabileceği, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde konusuna göre Danıştay'a, idare ve vergi mahkemelerine dava açılabileceği, altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgilinin bu cevabı, istemin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceği, bu takdirde dava açma süresinin işlemeyeceği, ancak bekleme süresinin başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemeyeceği, dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açılabileceği hükümleri yer almıştır.

Buna göre; idarenin, mevzuatın kendisine yüklediği görevlerin yerine getirilmesi sırasında hareketsiz kaldığı durumlarda, ilgililerin ileriye yönelik hakları yönünden mevzuatın öngördüğü işlemin yapılmasını idareden istemeleri, yine yasaların verdiği bir hakkın zaman içerisinde idare tarafından hareketsiz kalınmak suretiyle verilmemesi durumlarında da bu hakkın tarafına verilmesi anlamında, öngörülen işlemin tesisi için her zaman idareye başvurmaları ve isteklerinin reddedilmesi halinde de yukarıda açık hükmüne yer verilen 2577 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinde öngörülen usule uygun olarak dava açmaları mümkün bulunmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, Erenköy Vergi Dairesi Müdürlüğü'nde memur olarak görev yapmakta iken, 02.12.2006 tarihinde yapılan Gelir Uzmanlığı Özel Sınavı'nda başarılı olarak 19.01.2007 tarihli onay ile Gelir Uzmanı olarak atanan ve aynı gün yeni görevine başlayan davacının, 19.01.2007 - 15.02.2007 tarihleri arasında ödenmeyen 27 günlük maaş ve tazminat farkının ödenmesi için yaptığı 18.03.2008 tarihli başvurunun reddine ilişkin 21.03.2008 tarihli işlemin iptali ile 27 günlük maaş ve tazminat farkının yasal faizi ile birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle, 10.04.2008 tarihinde dava açtığı anlaşılmaktadır.

Kanunen ödenmesi gereken maaş farkının, ödenip ödenmemesi konusunda davalı idarece hareketsiz kalındığı, diğer taraftan maaş farkının, maaş bordrosundan ayrı yapılması nedeniyle, maaş alma tarihlerinin, maaş farkının ödenmeyeceğine bir karine oluşturamayacağı, bu nedenle davacı başvurusunun 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 10. maddesi kapsamında yapılmış bir başvuru olduğunun ve bu başvurunun reddedilmesi üzerine bu davayı süresinde açtığının kabulü gerekir.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nce verilen 06.06.2008 günlü, E:2008/605, K:2008/977 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin l/c fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek dosya tekemmül ettirilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine, 03.06.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : İdari Yargılama Usulü Kanunu MADDE 10 :1. İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler.

       2. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/5 md.) Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı,isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Can DOĞANEL
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 20-11-2015

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02847409 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.