Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 2008/34761 Esas 2010/25593 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Davalı vekili bilirkişi raporuna yaptığı itirazın 2. bendinde ücrete ilişkin iradesini 2000 TL üzerine yoğunlaştırmıştır. Mahkemece söz konusu dilekçe yanlış yorumlanarak aylık ücret alacağı miktarının 4000 TL olarak kabulü isabetsizdir.
(Karar Tarihi : 28.04.2008)
DAVA:Davacı,kıdem,ihbartazminatı, ulusal bayram ,genel tatil ile ücret alacaklarının ödetilmesinekarar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ş____ tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Davacıdavalıişyerinde genel müdür olarak çalıştığını, ücretin aylık 4000 TL olduğunu ama işverenin bunun yarısını ödediğini, diğer yarısı için beklemesi durumunda şirketten hisse verileceği taahhüdünde bulunulduğunu, ancak işverenin verdiği sözü tutmadığını ileri sürerek bakiye ücret alacağı ve kıdem tazminatının hüküm altına alınmasını istemiştir.

Mahkemece davalının sadece kıdem tazminatı hesabında bilirkişinin raporuna tavanın aşıldığı yolunda itirazda bulunduğunu, diğer hesaplanan miktarları kabul ettiği gerekçe gösterilerek davacının istekleri kabul edilmiştir
Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasında davacının aldığı aylık ücretin miktarı ve işvereninde bu ücretin yarısını ödediği hususları ihtilaflıdır.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda banka hesap ekstrelerine göre davacıya işveren tarafından aylık 2000 TL ücret ödendiği buna göre davacının en son net 2000 TL ücret aldığı kabul edilerek kıdem tazminatı hesaplanmış, ücret alacağı konusunda da takdiri mahkemeye bırakarak 26.03.2003 -01.02.2005 arası için bakiye ücret alacağı hesap edilmiştir.

Davalı vekili 25.02.2008 tarihli rapora itiraz dilekçesinin 1 nolu bendinde kıdem tazminatının tavan dikkate alınmadan hesaplandığını, 2 nolu bendinde ise toplanan deliller ve davacının çelişkili beyanlarının dahi davacının ücretinin 2000 TL olduğunu gösterdiğini bilirkişinin kıdem tazminatı hesabında ücreti 2000 TL kabul ederek reel ücretin aslında 2000 TL olduğunu tespit ettiğini, 1.maddede yaptıkları itiraz dışında rapora bir diyecekleri olmadığını belirtmiştir. Davalı vekili bilirkişi raporuna yaptığı itirazın 2. bendinde ücrete ilişkin iradesini 2000 TL üzerine yoğunlaştırmıştır. Mahkemece söz konusu dilekçe yanlış yorumlanarak aylık ücret alacağı miktarının 4000 TL olarak kabulü isabetsizdir.

Medeni Usul Hukukumuzda yemin delili kesin delil niteliğinde olup; uygulama ve öğreti de iki başlık halinde ele alınmaktadır. Bunlardan birisi taraf yemini (Kesin yemin), diğeri de resen yemin (hakimin teklif ettiği tamamlayıcı yemin) dir. Kesin yemin, ispat yükü kendisine düşen tarafın davanın halline etkili bir vakıanın ispatı için diğer tarafa teklif ettiği yemin olup, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 344 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Yemin teklif edecek taraf, ispat yükü kendisine düşen fakat iddiasını veya savunmasını ispat edememiş olan taraftır.

Hakimin teklif ettiği tamamlayıcı yemin ise 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 356.maddesinde düzenlenmiş olup; maddede yer alan "iddia olunan hususun kesin delillerle ispat edilememiş olması" ve "iddia olunan hususun ispatı için gösterilen delillerin hüküm verilebilecek derecede hakimi ikna edememesi" koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği kabul edilmektedir.

Yine, Aynı Kanunun 195 ve devamı maddelerinde esasa cevap düzenlenmiş olup; davalının varsa karşı delillerini bildirmesi gereği, 200.maddede 179. ve 180.maddelere
atıfla açıkça belirtilmiştir.

Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, mahkemece yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ancak ispat yükü kendisine düşen tarafın yemin deliline başvuru hakkının varlığı
ile mümkündür. Yasal olarak kullanılma hakkı bulunmayan bir hakkın varlığının mahkemece hatırlatılması da düşünülemez. Yemin deliline dayanılabilmesi de ancak, ya tarafların delil listelerinde açıkça bu delile dayanmaları veya davacının dava dilekçesinde, davalının da cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmaları veya uygulamada kabul edildiği şekliyle sair deliller ifadesine yer vermeleri ile olanaklıdır(20.10.2008 gün ve 2007/29532 Esas, 2008/27966 Karar sayılı ilamı).

Tüzel kişilerin taraf olduğu davalarda tüzel kişiye teklif edilen yemin, tüzel kişinin yetkili organı tarafından eda edilir. Bu temsilci, yemin konusu işlemin yapıldığı tarihteki değil, yemin teklif edildiği zamandaki temsilcidir. Ayrıca, birlikte temsil söz konusu olduğu takdirde yeminin bağlayıcı olabilmesi için birlikte temsile yetkili kişilerin tamamının da yemin etmesi zorunludur.
İspat külfeti kendisinde olmayan tarafın karşı tarafa yönelttiği yemin hukuki sonuç doğurmaz.

Somut olayda; Mahkemece yapılacak iş davacının aldığı aylık ücretin miktarı ve yarısının ödenmesi hususunda davacı tarafından davalı tarafa yemin teklifinde bulunmak ve sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.

KARAR : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Üye Üye
M.Kılıçoğlu T.Özmen S.Özfırat R.C.Hanedan M.Çamur
DY
Üye Notu : İş Kanunu 32.maddesi ve Usulün yemine ilişkin bölümleri yönünden önemlidir.
İlgili Mevzuat Hükmü : İş Kanunu MADDE 32 :ÜCRET VE ÜCRETİN ÖDENMEMESİ

Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır.

(Değişik ikinci fıkra : 17/4/2008-5754/85 md.) Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir. Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak, yabancı para olarak kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödeme yapılabilir. Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanuni kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler.

(Ek fıkra : 17/4/2008-5754/85 md.) İşçinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesaplarına yatırılmak suretiyle ödenmesine ilişkin diğer usûl ve esaslar anılan bakanlıklarca müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

       Emre muharrer senetle (bono ile), kuponla veya yurtta geçerli parayı temsil ettiği iddia olunan bir senetle veya diğer herhangi bir şekilde ücret ödemesi yapılamaz.

       Ücret en geç ayda bir ödenir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya kadar indirilebilir.

       İş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve Kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur.

       Meyhane ve benzeri eğlence yerleri ve perakende mal satan dükkan ve mağazalarda, buralarda çalışanlar hariç, ücret ödemesi yapılamaz.

       Ücret alacaklarında zamanaşımı süresi beş yıldır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ali EKMEKÇİ
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 15-02-2015

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02608609 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.