Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 22.Hukuk Dairesi 2011/17886 Esas 2012/11821 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Davacının fesih bildiriminde 01.05.2010 tarihinde Kartal'daki marketten taransfer edildiği yazılmış olup fesih tarihine kadar kısa bir süre geçtiği bu sürede davacının önceki yıla göre seviyesinde ne tür olumsuz değişiklikler tespit edildiği işverence somut olarak açıklanmadan yer değiştirilmesi ağır bir yaptırım olup ölçülülük ilkesine aykırı bu uygulama fesih için geçerli neden oluşturmayacağından davanın kabulü yerine yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi bozma nedenidir.
(Karar Tarihi : 10.02.2011)
Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ: Bakırköy 3. İş Mahkemesi
TARİHİ: 10/02/2011
NUMARASI: 2010/593-2011/84
DAVACI: ____ ADINA VEKİLİ AVUKAT ALİ EKMEKÇİ
DAVALI: ____

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesinekarar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş
olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi H_____ tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı işçi, iş sözleşmesinin davalı işverence geçerli bir nedenolmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliği ile işe iadesine karar verilmesini, buna bağlı işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesi isteğinde bulunmuştur.

Davalı işveren, market işyerinde davacının sebze meyve takım lideri olarak sorumluluklarını bildiği halde 20.05.2010 tarihinde mantar siparişinin Antalyadan verilmesi
gerekirken davacının ____ A.Ş.'nden verdiği ve görevini önceki yıllara göre yerine getirmede aşağı seviyeye gerilediği bu nedenle kendisine önceki geldiği yer olan
Kartaldaki markette görevlendirilmesi üzerine bunu reddettiği bu gerekçe ile iş sözleşmesinin fehsedildiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece davacının fazla mesai istemi üzerine iş sözleşmesinin feshedildiği iddiasını ispat edemediği ve yazılı iş sözleşmesinde davalının diğer işyerlerinde de çalışmayı kabul ettiğinden aynı görev, unvan ve ücretle yapılan çalışma teklifini reddetmesi üzerine iş sözleşmesinin işverence feshhinin geçerli hatta haklı nedene dayandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden
işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. 4857 sayılı Kanun'un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun'un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve
ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.

4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğinden, davalıya ait market işyerinde 12.06.2000 tarihinden beri sebze meyve takım lideri görevlisi olarak çalışan davacının 26.07.2010 tarihli yazılı fesih bildirimi
ile davacının yapılan görevlendirmeyi kabul etmediğinden iş sözleşmesinin 26.07.2010 tarihi itibariyle 4857 sayılı Kanun'un 17 ve 18 maddeleri uayrıncafeshedilidiği anlaşılmaktadır.

Davacı hakkında 2003 yılında terazide çalışan sadece bir kişi olduğu gerekçesi ile takım lideri olarak savunmasının alındığı ve ceza verilmediği, dosyada davacı hakkında başkaca olumsuzluk bulunmadığı, davacının fazla mesai alacağı için24.06.2010 tarihinde işverene noter aracılığı ile ihtar çektiği ve bu ihtarın işverene 28.06.2010 tarihindetebliğ edildiği, davacıya tebliğ edilen 24.07.2010 tarihli yazıda talimatlara uymadığı 01.05.2010 tarihinde
taransfer edildiğiniz Kartal'dakiişyerinden gelmiş olduğunuz Ümraniyede önceki yıla göre durumunun negatifdurumda olduğu Ümraniye'de beklentileri karşılamadığı bu nedenle Kartal'daki işyerine aynı ünvan ve görevlenakli yapıldığı bildirildi ve davacının da el yazısı ile kesinlikle kabul etmediğini bildirdiği görüldü. Davacı hakkında iddia edilen son olayda davacının ürün siparişinin farklı şirketten bildirdiği gerekçesi ile savunması alındıktan sonra bu değişkliğin teklif edildiği oysa davacının savunmasında siparişin verildiği gün kendisinin
hafta izinini kullandığını bildiridiği halde mahkemece bu durum değerlendirilmeden ve yer değişikliğini gerektirecek davacının ne tür başkaca negarif davarnış ve uygulaması
bulunduğubelirtilmeden, sözleşmesinde yazılı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Davacının fesih bildiriminde 01.05.2010 tarihinde Kartal'daki marketten taransfer edildiği yazılmış olup fesih tarihine kadar kısa bir süre geçtiği bu sürede davacının önceki yıla göre seviyesinde ne tür olumsuz değişiklikler tespit edildiği işverence somut
olarak açıklanmadan yer değiştirilmesi ağır bir yaptırım olup ölçülülük ilkesine aykırı bu uygulama fesih için geçerli neden oluşturmayacağından davanın kabulü yerine yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi bozma nedenidir.

Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.

KARAR : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE,

3-Davacının yasal sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin beş aylık ücreti olarak
belirlenmesine,

4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer
haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,

5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

7-Davacı tarafından yapılan 131,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya
verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,

8-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 31.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Üye ÜyeBu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.
R.Balta F.E.Kabasakal S.Namazcı M.Akkaya S.Göktaş
K.A
İlgili Mevzuat Hükmü : İş Kanunu MADDE 20 :FESİH BİLDİRİMİNE İTİRAZ VE USULÜ

(DEĞİŞİK FIKRA RGT: 25.10.2017 RG NO: 30221 KANUN NO: 7036/11) (YÜR. TAR.: 01.01.2018)
İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması halinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir. Taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede iş mahkemesi yerine özel hakeme de götürülebilir. Arabulucuya başvurmaksızın doğrudan dava açılması sebebiyle davanın usulden reddi halinde ret kararı taraflara resen tebliğ edilir. Kesinleşen ret kararının da resen tebliğinden itibaren iki hafta içinde arabulucuya başvurulabilir.


       Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.

       (DEĞİŞİK FIKRA RGT: 25.10.2017 RG NO: 30221 KANUN NO: 7036/11) (YÜR. TAR.: 01.01.2018) Dava ivedilikle sonuçlandırılır. Mahkemece verilen karar hakkında istinaf yoluna başvurulması halinde, bölge adliye mahkemesi ivedilikle ve kesin olarak karar verir.

       (İptal dördüncü fıkra: Anayasa Mahkemesi’nin 19/10/2005 tarihli ve E.:2003/66, K.:2005/72 sayılı Kararı ile.)

Dipnot 1: Anayasa Mahkemesi’nin 19/10/2005 tarihli ve E.:2003/66, K.:2005/72 sayılı Kararıyla; bu maddenin birinci fıkrasının son cümlesinin “Toplu iş sözleşmesinde hüküm varsa veya...” bölümü iptal edilmiştir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ali EKMEKÇİ
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 03-02-2015

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01844501 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.