Üyemizin Notu:
" .... Varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, bu fıkra hükmünün uygulanmasında gizleme olarak kabul edilir ...."
şeklinde 213 sayılı kanunun 359 /a-2 maddesine muhalefet suçu işlendiği gerekçesi ile yapılan yargılamaların çoğu mahkumiyetle sonuçlanmaktadır. Bu sebeple tırnak içi düzenlemenin hukuki amacının iyi anlaşılması ve kanun koyucunun esas amacını anlamak gerek. Özellikle yasal süresi içerisinde tasdik edilmemiş defterler veya hiç tasdik edilmediği anlaşılan defterlerin ibraz edilmemesi hali, düzenlemedeki hukuki sonucu doğurur mu sorunsalını gündeme getirmek gerekmektedir. BU bağlamda özetle söylemek gerekir ki; varlığı noter tasdiki ile kanıtlanmamış defter ve belgelerin gizlendiğinden söz edilemez. zira kanunun aradığı "....varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit...." zorunluluk hali mevcut olmaması sebebi ile suçun kanuni unsurları oluşmamış olup cezaya hükmedilmesi de söz konusu olamayacaktır. Bir başka husus ise yasal süresinden sonra tasdik edildiği tespit edilen defter ve belgelerin ibraz edilmemesi ile suçun kanuni unsurlarının oluşup oluşmadığı hususudur. Bu durumda da kanunun 352/8 maddesi parantez içi hükmü "....Tasdiki mecburi olan defterlerden herhangi birinin tasdik muamelesinin yaptırılmamış olması (Kanuni sürenin sonundan başlayarak 1 ay geçtikten sonra tasdik ettirilenler, tasdik ettirilmemiş sayılır ....." tasdik edilmemiş sayıldığından burada da suçun hukuki sonuçları oluşmamış ve mahkumiyete yönelik hüküm kurulamayacaktır.