Üyemizin Notu:
6762 sayılı Kanunun 909 uncu maddesinden dili güncelleştirilerek ve Tasarının 1353 üncü maddesine göre gerekli değişiklikler yapılarak alınmıştır. 6762 sayılı Kanunun 909 uncu maddesi uygulamada çeşitli sıkıntılara yol açmaktaydı; o maddeye göre mahkemenin gemiye el koyup koyamayacağı şüpheliydi. 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 257 nci maddesi uyarınca rehinle temin edilmiş alacak için ihtiyati haciz istenemeyeceğinden, bu hallerde yalnızca 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 101 inci maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talep edilebilmekteydi. Bu takdirde on günlük süre içerisinde esas hakkında dava açmakta, alacak henüz muaccel olmadığı için büyük güçlükle karşılaşılmaktaydı. Yeni düzenlemeyle, Tasarının 1352 nci maddesinin birinci fıkrasının (v) bendi doğrultusunda ihtiyati haciz yolu açılmıştır. Ancak, bu aşamada amaç, gemideki kötüleşmenin giderilmesi olduğu için, kısa süre içinde dava açılması zorunluluğu yerine, malike otuz günlük bir süre tanınması uygun görülmüştür. Bu sürenin sonunda gereken tedbirler alınmamışsa, alacaklıya ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibi başlatma imkânı tanınmıştır.
Adalet Komisyonu Raporu'ndan:
Alt Komisyonca, Tasarının 1030 uncu maddesinde aşağıda belirtilen gerekçelerle değişiklik yapılmış, yapılan bu değişiklikler Komisyonumuzca da kabul edilmiştir:
1030 uncu maddenin ikinci fıkrasında öngörülen düzenlemeye göre, 1352 nci maddenin birinci fıkrasının (v) bendi uyarınca deniz alacağı niteliğinde bulunan bu uyuşmazlıklar sebebiyle mahkeme, 1353 üncü maddeye göre geminin ihtiyati haczine karar verecektir. İhtiyati haczi tamamlamak üzere yapılacak işlemler bakımından 1376 ncı madde, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 264 üncü maddesinde öngörülen bütün sürelerin "bir ay" olarak uygulanacağını öngörmüştür. Bu sebeple, 1030 uncu maddenin ikinci fıkrasının (c) bendinde öngörülen otuz günlük sürenin de "bir aylık" olarak değiştirilmesi uygun görülmüştür. Ayrıca, hükmün ikinci cümlesinde öngörülen "derhal paraya çevirme hakkı"nın da aynı süreyle sınırlandırılması uygun bulunmuş ve ikinci cümle bu yönde değiştirilmiştir. Bu süre içinde takip yapılmaması halinde, 1376 ncı madde bakımından da uygulanacak olan yaptırım devreye girecektir ve 2004 sayılı Kanunun 264 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca gemi üzerindeki ihtiyati haciz hükümsüz kalacaktır. Bunun dışında, maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde, 2004 sayılı Kanunun 145 ve devamı hükümlerine uygun olarak "çevirmek" sözcüğü tercih edilmiştir. Nihayet ikinci fıkranın (b) bendinde, 2004 sayılı Kanunun 88 inci maddesine uygun olarak "yediemin" teriminin kullanılması uygun görülmüştür.
|