![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 27.02.2014)
"C____ D____ ile Hazine aralarındaki yargılamanın yenilenmesi davasının kabulüne dair Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 11.04.2011 gün ve 4/201 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Taraflar arasında, Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen 1999/52 Esas ve 2000/268 Karar sayılı davasına yönelik yargılamanın iadesi isteğinin yapılan yargılaması sonunda; Mahkemece, dava konusu 49 parselin kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle tapusunun iptali ile tescil dışı bırakılmasına dair Mahkeme'nin 1999/52 Esas ve 2000/268 Karar sayılı ilamının Muğla 1. İdare Mahkemesi'nin 2005/672 Esas ve 2007/1689 Karar sayılı ilamı ile ortadan kaldırıldığı ve bu dosyada belirlenen kıyı kenar çizgisi iptal edilerek yeni bir kıyı kenar çizgisi oluşturulduğu, 1086 sayılı HUMK'nun 445/10 (Mahkeme gerekçesinde maddi hata ile 445/8. yazılmıştır) maddesi uyarınca birbirleri ile çelişen ve kesinleşen iki ayrı mahkeme kararı olması nedeniyle yargılamanın iadesi isteği koşulları oluştuğu, yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi ile dava konusu taşınmazların yeni oluşturulan (İdare Mahkemesince) kıyı kenar çizgisi içerisinde kalmadığı gerekçesiyle isteğin kabulüne; Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1999/52 Esas ve 2000/268 Karar sayılı hükmünün kaldırılarak, bu dosyadaki davanın reddine, dava konusu 49,50 ve 998 parsel sayılı taşınmazların davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hüküm, Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1999/52 Esas ve 2000/268 Karar sayılı dosyasının davacısı, eldeki davanın davalısı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı yanın isteği, yargılamanın iadesi talebine ilişkindir. Öncelikle, eldeki uyuşmazlığa ilişkin ilgili Anayasa ve Yasa maddelerinin incelenmesi gerekirse; 1982 Anayasası'nın 158. maddesi ile "Uyuşmazlık Mahkemesi adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir." düzenlemesi kabul edilmiştir. 2247 sayılı Yasa'nın 1. maddesi ile Uyuşmazlık Mahkemesi'nin görev tanımı yapılarak; Mahkeme'nin adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili olduğu, aynı Yasa'nın 24. maddesi ile de Yasa'nın 1. maddesinde gösterilen yargı mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığı kabul edileceği düzenlenmiştir. 1086 sayılı HUMK'nun 445/10. maddesinde iki tarafı ve sebebi aynı bir dava hakkında verilen bir karara aykırı yeni bir karar verilmesine sebep olabilecek bir madde yokken yine o Mahkeme veya diğer bir Mahkeme tarafından önceki kararın hükmü aksine bir hüküm ve karar verilmiş olup da her iki kararında kesinlik kazanması halinde tarafların yargılamanın iadesi isteğinde bulunulabileceği kabul edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 375/1-ı maddesi uyarınca HUMK'nun 445/10. maddesi ile paralel olarak, bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması yargılamanın iadesi sebebi olarak düzenlenmiştir. Somut olayda; davacı Hazine tarafından, dava konusu 49 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmının tapu kaydının iptali ve tespit dışı bırakılmasına karar verilmesi isteğiyle açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 13.09.2000 tarih 1999/52 Esas ve 2000/268 Karar sayılı kararı ile; 30.03.2000 tarihinde 28.11.1997 gün 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda kabul edilen ilkeye göre, 3621 sayılı Kıyı Kanuna uygun olarak belirlenen bilirkişi kurulu aracılığıyla keşif yapılarak, Teknik Bilirkişi İ____ S____'ın 20.04.2000 ile Jeolog Bilirkişiler M____ E____, A____ T____ ve S____ B____'nun 21.04.2000 tarihli raporları esas alınarak davanın kabulüne, 49 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi İ____ S____'ın 20.04.2000 tarihli raporunda belirttiği üzere sarı renkli boya ile boyalı A harfi ile gösterilen 510.99 m2'lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması nedeniyle bu kısma ilişkin tapu kaydının iptali ile tespit dışı bırakılmasına karar verilmiştir. Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, karar Yüksek Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 18.09.2001 tarih 2001/7656 Esas ve 2001/9280 Karar sayılı kararı ile onanmış, davalının karar düzeltme isteğinin Yüksek Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2002/93 Esas ve 2002/1077 Karar sayılı kararı ile reddine karar verilmekle 30.01.2002 tarihinde kesinleşmiştir. Sonrasında; Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1999/52 Esas ve 2000/268 Karar sayılı dosyasında davalı olan C____ D____ tarafından Muğla 1. İdare Mahkemesi'nin 2005/672 Esas ve 2007/1689 Karar sayılı dosyasında 49 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alana ilişkin idare tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisinin iptali için dava açılmıştır. Mahkemece, üç kişiden oluşan bilirkişi kurulu marifetiyle keşif yapılarak, bilirkişilerin dosyaya ibraz ettikleri rapor esas alınmak suretiyle idarece belirlenen kıyı kenar çizgisinin iptaline karar verilmiştir. Bu hüküm, 05.12.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Bu kez, C____ D____ Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1999/52 Esas ve 2000/268 Karar sayılı kararı ile Muğla 1. İdare Mahkemesi'nin 2005/672 Esas ve 2007/1689 Karar sayılı kararı arasında çelişki olduğunu ileri sürerek, Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1999/52 Esas ve 2000/268 Karar sayılı kararına karşı yargılamanın iadesi isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, bu istek kabul edilerek Muğla 1. İdare Mahkemesi'nin 2005/672 Esas ve 2007/1689 Karar sayılı dosyasında belirlenen kıyı kenar çizgisi esas alınarak hüküm kurulmuştur. 1086 sayılı HUMK'nun 445/10. (6100 sayılı HMK'nun 375/1-ı maddesi) maddesi kapsamında, yargılamanın iadesi isteğinde bulunulabilmesi için iki hükmün de hukuk mahkemelerinden (asliye-sulh hukuk veya özel mahkemelerinden) verilmiş olması gerekir. Bu kapsamda, hükümlerden biri hukuk mahkemesi diğer biri idari mahkeme tarafından verildiği durumlarda, yargılamanın iadesi yoluna değil, ancak hüküm uyuşmazlığının giderilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulabilir. (2247 sayılı Yasa'nın 1. ve 24., 25. maddeleri; Prof. Dr. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.5, 6. Baskı, s.5226-5227; Prof. Dr. Erdal Tercan, Farklı Yargı Kollarına Mensup Mahkemeler Arasındaki Hüküm Uyuşmazlığı, www.uyuşmazlık.gov.tr/galeri/sempozyum2/ erdaltercan.pdf). Bu durumda, eldeki uyuşmazlık kapsamında, yargılamanın iadesi koşulları oluşmadığı, Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1999/52 Esas ve 2000/268 Karar sayılı dosyasının davalısı C____ D____ tarafından ancak Uyuşmazlık Mahkemesi'ne, mahkemeler arasında çıkan hüküm uyuşmazlığının giderilmesi için başvurulabileceği gözetilerek isteğin reddine karar verilmesi gerekirken, Yasa'nın yanlış yorumlanarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Öte yandan, Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1999/52 Esas ve 2000/268 Karar sayılı dosyasında, idare tarafından belirlenen kıyı çizgisi değil, bilirkişi marifetiyle belirlenen kıyı kenar çizgisi esas alınmıştır. İdare tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisi ile Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesince belirlenen kıyı kenar çizgisi örtüşmektedir. Her ne kadar, İdare Mahkemesince idare tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisi iptal edilmiş ise de; bu husus Adli Yargı koluna tabi Asliye Hukuk Mahkemesi'nin vermiş olduğu kararın geçerliliğini etkilemez. Zira, yukarıda açıklandığı üzere, Asliye Hukuk Mahkemesi'nce 28.11.1997 gün 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında kabul edilen ilkeye göre, 3621 sayılı Kıyı Kanuna uygun olarak belirlenen bilirkişi kurulu marifetiyle kıyı kenar çizgisi belirlenmiş, başka bir anlatımla idare tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisi hükme esas alınmamıştır. Bu kapsamda, Mahkemenin bilirkişi marifetiyle belirlediği kıyı kenar çizgisinin, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin verdiği kararları denetim yetkisi bulunmayan İdare Mahkemesinin kararı ile iptal edildiği veya ortadan kaldırıldığı sonucuna ulaşılması da yerinde olmamıştır. Kabule göre de; Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1999/52 Esas ve 2000/268 Karar sayılı kararının sadece 49 sayılı parsele ilişkin olduğu halde, yargılamanın iadesi kapsamında anılan davada hüküm kurulmayan 50 ve 998 sayılı parsellere ilişkin olarak da karar verilmesi doğru olmamıştır. KARAR : Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1999/52 Esas ve 2000/268 Karar sayılı dosyasının davacısı, eldeki davanın davalısı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. Maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi." |
İlgili Mevzuat Hükmü : (Eski) Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu - Mülga MADDE 445 :Katiyen verilen veya katiyet iktisap etmiş olan kararlar hakkında aşağıdaki sebeplere binaen iadei muhakeme talep olunabilir;
1- Muhakeme esnasında esbabı mücbireye veya lehine hükmolunan tarafın fiiline binaen elde edilemiyen bir senet veya vesikanın hükmün itasından sonra ele geçirilmiş olması, 2- Hükme esas ittihaz olunan senedin sahteliğine karar verilmiş veyahut senedin sahte olduğu mahkeme veya bir mevkii resmide ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki karar hükümden evvel ittihaz olunup iadei muhakeme talebinde bulunan kimsenin, hüküm zamanında bundan haberi bulunmamış olması, 3- Hükme esas ittihaz olunan bir ilam hükmü fesih ve nakzolunarak kaziyei muhkeme teşkil etmek suretiyle külliyen mürtefi olması, 4- Şahadeti hükme esas ittihaz olunan şahidin hükümden sonra yalan şahadetle mahkum edilmiş olması, 5- Ehlihibrenin kasten hilafı hakikat ihbaratta bulunduğunun hükmen tahakkuk etmesi, 6- Mahkumunlehin yalan yere yemin ettiği ikrarı veya beyyinei tahririye ile sabit olmuş olması, 7- Mahkumunleh tarafından hükme müessir diğer bir hile ve hud'anın kullanılmış olması, 8- Vekil ve mümessil olmıyan kimseler huzuriyle davanın rüyet ve hükmedilmiş olması, 9- Davayı rüyetten istinkaf etmeğe kanunen mecbur olan hakim huzuriyle muhakemenin rüyet ve hükmedilmiş olması, 10- İki tarafı ve sebebi müddehit bir dava hakkında sadır olan bir ilama mugayir yeni bir ilam suduruna sebep olabilecek bir madde yokken yine o mahkeme veya diğer bir mahkeme tarafından evvelki ilamın hükmü hilafında bir hüküm ve karar verilmiş olup da her iki ilamın katiyet kesbetmesi, (EKLENMİŞ BENT RGT: 23.01.2003 RG NO: 25002 KANUN NO: 4793/1) 11- Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması, (EKLENMİŞ FIKRA RGT: 18.07.1981 RG NO: 17404 KANUN NO: 2494/33) Birinci fıkranın 4, 5 ve 6 ncı bentlerindeki hallerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkümiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya karar verilememiş ise, ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde yargılamanın iadesi sebeplerinin varlığının, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir. 445/A - (MÜLGA MADDE RGT: 04.02.2003 RG NO: 25014 KANUN NO: 4793/5) |
|
Şerh Son Güncelleme: 19-09-2014
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |