Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Esas: 2013/954, Karar: 2013/12241 İçtihat

Üyemizin Özeti
Dava, davacıya ait tekstil emtiasının davalı tarafça CMR Konvansiyonu kapsamında taşındığı, ancak gerekli vesaikin alıcı tarafa imzalatılmaması sebebiyle davacı satıcı tarafından mal bedelinin tahsil edilemediği iddiasına dayalı tazminat istemine dair olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının ilgili vesaiki teslim hususunda kusurunun bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.

Mahkeme karar gerekçesinde davalının hangi eylem ve işlemleri sebebiyle kusurlu olduğu hususuna değinilmemiştir. Davacı zararının davalının hangi eylemi sebebiyle oluştuğu, taşıma senedinin imzalatılmadığı iddia olunduğuna göre alıcı tarafından yapılan kısmi ödemenin sebebinin ne olduğu hususları davacı taraftan sorulup tespit edildikten sonra dosya içerisinde bulunan taşıma senedi de değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmelidir.
(Karar Tarihi : 12.06.2013)
"Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 12.4.2012 tarih ve 2008/495-2012/236 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. Alper Bostancı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, 1475 adet tekstil emtiasının müvekkili tarafından davalı şirkete ait kamyonla Fransa'daki alıcısına gönderildiğini, malın bedeli olan 19.746,82 Euro'nun alıcı tarafından HSBC Bankası aracılığıyla Garanti Bankası Merter Şubesine havale edildiğini; ancak davalının vesaik mukabili olarak yapılan satışta konşimentoyu usulüne uygun şekilde imzalatmaması sebebiyle satış bedelinin bankadan çekilemediğini, bu sebeple davalı hakkında icra takibi başlattıklarını ancak itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında alacağın 11.071,01 Euro tutarındaki kısmından feragat ettiğini bildirmiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin kendisine yüklenen sorumlulukları yerine getirdiğini, konşimentonun usulüne uygun şekilde alıcıya imzalatıldığını, alacağın tahsil edilemeyen kısmının taraflar arasındaki malın kalitesiyle ilgili bir sorundan kaynaklandığını bildirerek, davanın reddini savunmuş, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı taşıyıcının usulüne uygun doldurulmuş ve imzalanmış konşimentoyu amir bankaya ibrazla yükümlü olduğu, alacak likit olup icra inkar tazminatı koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüyle icra takibinin 8.729,81 Euro üzerinden devamına, bu miktara devlet bankalarının bir yıl vadeli Euro mevduat hesabına uyguladıkları faiz uygulanmasına, fazlaya dair kısmın feragat sebebiyle reddine, kabul edilen kısım yönünden %40 oranı olan 4.187,16 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1-) Dava, davacıya ait tekstil emtiasının davalı tarafça CMR Konvansiyonu kapsamında taşındığı, ancak gerekli vesaikin alıcı tarafa imzalatılmaması sebebiyle davacı satıcı tarafından mal bedelinin tahsil edilemediği iddiasına dayalı tazminat istemine dair olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının ilgili vesaiki teslim hususunda kusurunun bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.

Davacı vekili, müvekkili tarafından davaya konu tekstil emtiasının alıcısına gönderildiğini, taşıma işleminin davalı tarafından yapıldığını ancak satışın vesaik mukabili yapılmasına rağmen davalının taşıma senedini alıcıya usulüne uygun şekilde imzalatmaması sebebiyle satış bedelinin bankadan çekilemediğini ileri sürmüş, mahkemece yapılan yargılama sonunda davalı taşıyıcının usulüne uygun doldurulmuş ve imzalanmış taşıma senedini amir bankaya ibrazla yükümlü olduğundan bahisle davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Dosya kapsamı itibariyle davalı tarafça taşıma senedinin yurtdışında bulunan mal alıcısına imzalatıldığına dair belge örneği sunulmuş, buna karşın gerek davacı tarafça gerekse mahkeme karar gerekçesinde davalının hangi eylem ve işlemleri sebebiyle kusurlu olduğu hususuna değinilmemiştir. Nitekim dosya içerisinde mevcut tarihsiz 2. bilirkişi raporunda da bu hususa temas edilmiş, davacının, davalının hangi eylemi sebebiyle zarar meydana geldiğini açıklaması gerektiği belirtilmiş, alınan ilk bilirkişi raporuyla oluşan çelişkiyi gidermek amacıyla alınan 3. raporda ise davalı taşıyıcının taşıma senedinin kendisinde bulunmadığı yönünde beyanda bulunması sebebiyle kusurlu olduğu bildirilmiştir. Buna karşın dosyaya sunulan ve alıcının imzasını havi taşıma senedi örneğine değinilmemiştir. Bu durumda mahkemece, davacı zararının davalının hangi eylemi sebebiyle oluştuğu, taşıma senedinin imzalatılmadığı iddia olunduğuna göre alıcı tarafından yapılan kısmi ödemenin sebebinin ne olduğu hususları davacı taraftan sorulup tespit edildikten sonra dosya içerisinde bulunan taşıma senedi de değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.

2-) Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

KARAR : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz edene iadesine, 12.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 96 :Alacaklı hakkını kısmen veya tamamen istifa edemediği takdirde borçlu kendisini hiç bir kusurun isnat edilemiyeceğini ispat etmedikçe bundan mütevellit zararı tazmine mecburdur.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 17-06-2014

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02893305 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.