![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 18.06.2012)
"Taraflar arasındaki tesbit ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı maddi tazminat isteminin reddine, araç bedelinin iadesine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı; sahibi olduğu 2004 model Volkswagen marka Passat tipi ____ plakalı aracın, 7.8.2006 tarihinde hiçbir dış müdahaleye maruz kalmadan kendiliğinden ateş alarak yanmaya başladığını ve büyük ölçüde zarar gördüğünü, söz konusu yangının çıkış nedeninin tam olarak belirlenemediğini, davalı firma tarafından yapılan inceleme sonucunda araçta oluşan yanma sebebiyle meydana gelen hasarın sebebinin ürün kaynaklı olmadığı ve araçta imalat hatasının söz konusu olmadığı, meydana gelen hasarın sigorta hasarı olduğunun dile getirildiğini, aracın yanmasıyla ilgili olarak İskenderun 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/142 D.iş dosyasıyla tespit yaptırdıklarını, aracının garanti kapsamı içinde tamir edilmesi için, davalı firmanın servisine 7.8.2006 tarihinde verildiğini, 30 günlük tamir süresi geçtiği halde aracın teslim edilmediğini, ayıplı malın ayıptan ari misliyle değiştirilmesi, bu taleplerinin kabul edilmemesi durumunda ayıplı malın bedelinin iadesini, söz konusu teknik arıza sebebiyle uğradığı maddi zarardan dolayı fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, 14.4.2010 tarihli celsede ise talebini araç bedelinin iadesine hasretmiştir. Davalılar; davacının seçimlik hakkını tamir yönünde kullandığını belirterek davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece maddi tazminat davasının reddine, davaya konu aracın bedelinin davacıya iadesine, Davacı tarafça davaya konu aracın trafik kaydı üzerinde herhangi bir sınırlandırma ve kısıtlama bulunmaksızın davalı tarafa iadesine karar verilmiş; hüküm, her iki davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-) İncelenen dosya içeriğine göre; davaya konu aracın 7.8.2006 tarihinde yanarak hasar gördüğü, 8.8.2006 tarihinde ise servis işlemi görerek tamir edilmek suretiyle hasarın giderildiği, aracın tamir işleminin ise davalı G____ Oto Ltd Şti tarafından yapıldığı, dava dışı sigorta şirketi tarafından aracın yanması sebebiyle davacıya 20.11.2006 tarihinde 8.919.95 TL tutarında hasar ödemesi yapılıp, aracın dava tarihi itibariyle de davacının kullanımında bulunduğu anlaşılmaktadır. Yargılama esnasında aldırılan 3 ayrı bilirkişi raporu içeriğine göre aracın gizli ayıplı olduğu anlaşılmakta ise de; Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 Sayılı yasayla değişik 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. maddesi hükmü gereğince tüketici satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde satıcıdan, verdiği bedelin iadesini, ayıp nispetinde bedelin tenzilini, ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını, son olarak da ürünün yenisiyle değiştirilmesini isteyebilir. Aynı kanunun 13. maddesinin 3. fıkrasında da "Tüketici onarım hakkını kullanmışsa, garanti süresi içerisinde sık arızalanması sebebiyle maldan yararlanamamasının süreklilik arz etmesi veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirin mümkün bulunmadığının anlaşılması halinde, 4. maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir" hükmü bulunmaktadır. Öte yandan 14.6.2003 gün ve 25138 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 14. maddesinde de "tüketicinin onarım hakkını kullanılmasına rağmen malın tüketiciye teslim edildiği tarihten itibaren, belirlenen garanti süresi içerisinde kalmak kaydıyla bir yıl içerisinde; aynı arızanın ikiden fazla tekrarlanması veya farklı arızaların dörtten fazla meydana gelmesi veya belirlenen garanti süresi içerisinde farklı arızaların toplamının 6'dan fazla olması unsurlarının yanı sıra bu arızaların maldan yararlanamamayı sürekli kılması ve tamir için gereken azami sürenin aşılması durumunda tüketicinin bedel iadesi talep edebileceği" hükmü mevcuttur. Açıklanan bu kanun ve yönetmelik hükümleri ışığında davaya konu olay değerlendirildiğinde; davacının oluşan hasar sebebiyle seçimlik hakkını tamir yönünde kullandığı ve hasarın tamamen giderildiği anlaşıldığından, sözleşmeden dönerek artık bedelin iadesini isteyemez. Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2-) Bozma nedenine göre davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. KARAR : Yukarıda 1. bentte belirtilen nedenle, davalıların temyiz itirazının kabulüyle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, 2. bentte belirtilen sebeple davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 496.40 TL temyiz harcının istenmesi halinde davalı G____ Oto'ya ve yine peşin alınan 497.00 TL temyiz harcının istenmesi halinde D____ Oto A.Ş'ye iadesine, 18.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi." |
İlgili Mevzuat Hükmü : (ESKİ)Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun MADDE 4 :(Değişik madde: 06/03/2003 - 4822 S.K./4. md.)
Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilanlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir. Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir. (Değişik fıkra: 21/02/2007-5582 S.K./22.mad.) İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu teslim tarihinden itibaren 1 yıl süre ve kullandırdığı kredi miktarı ile sınırlıdır. Konut finansmanı kuruluşları tarafından 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre verilen kredilerin devrolması halinde dahi, kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu devam eder. Krediyi devralan kuruluş bu madde kapsamında sorumlu olmaz. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. * Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz. Ayıplı malın neden olduğu zararlardan sorumluluğa ilişkin hükümler dışında, ayıplı olduğu bilinerek satın alınan mallar hakkında yukarıdaki hükümler uygulanmaz. Satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, imalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde "özürlüdür" ibaresini içeren bir etiket konulması zorunludur. Yalnızca ayıplı mal satılan veya bir kat ya da reyon gibi bir bölümü sürekli olarak ayıplı mal satışına, tüketicinin bilebileceği şekilde tahsis edilmiş yerlerde bu etiketin konulma zorunluluğu yoktur. Malın ayıplı olduğu hususu, tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde gösterilir. Güvenli olmayan mallar, piyasaya özürlüdür etiketiyle dahi arz edilemez. Bu ürünlere, 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun hükümleri uygulanır. Bu hükümler, mal satışına ilişkin her türlü tüketici işleminde de uygulanır. |
|
Şerh Son Güncelleme: 12-06-2014
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |