Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 1.Hukuk Dairesi 2012-15771 Esas 2012-14649 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Murisin tüm mirasçılarına kazandırmalarda bulunduğu gözetildiğinde, miras bırakanın gerçek amacının mirasçılarından mal kaçırmak olmayıp mal varlığını mirasçıları arasında paylaştırmak olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan; bir kısım mirasçıların kabul beyanlarının, miras bırakanın temlik tarihindeki asıl amacını ve bu yönde gerçekleşen iradesini ortadan kaldırmayacağı da tartışmasızdır.
(Karar Tarihi : 06.12.2012)
Dava: Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı V____ O____ vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi G____ Ü____'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

Karar: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve pay oranında tescil isteğine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan İ____ O____'ın 11871 parsel sayılı taşınmazının 2/5 payını davalı oğlu E____'e, 3/5 payını ise diğer davalı oğlu V____'e 23.11.2006 tarihinde satış suretiyle devrettiği, miras bırakanın 08.11.2008 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak davacı ve davalı çocukları ile dava dışı eşi H____ O____'ın kaldığı anlaşılmaktadır.

Davacı, miras bırakan tarafından davalılara yapılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı E____, temliklerin bedelsiz olduğunu belirterek, davayı kabul etmiş, diğer davalı V____ ise davanın reddini savunmuştur.

Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

Öte yandan, miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur.

Somut olaya gelince, davalı V____'in temyizinde murisin taksim amacıyla davacının da aralarında yer aldığı diğer mirasçılarına taşınmaz verdiğini ileri sürmesi üzerine eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıtlardan, miras bırakanın 07.02.2003 tarihinde dava dışı 11857 parsel sayılı taşınmazının 1/3 payının çıplak mülkiyetini davacı kızına, 1/3 payının çıplak mülkiyetini ise dava dışı eşine satış suretiyle temlik ettiği, bu taşınmazla ilgili eldeki davanın açılmasından sonra davalı V____'in davacı aleyhine muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak pay oranında iptal ve tescil istekli Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/50 Esas, 2010/184 sayılı dosyasından açtığı davanın, davacı tarafından kabul edilmesi üzerine 26.05.2010 tarihinde kabul sebebi ile davanın kabulüne karar verildiği ve kararın temyiz edilmeksizin 11.05.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

O halde; murisin tüm mirasçılarına kazandırmalarda bulunduğu gözetildiğinde, miras bırakanın gerçek amacının mirasçılarından mal kaçırmak olmayıp mal varlığını mirasçıları arasında paylaştırmak olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan; bir kısım mirasçıların kabul beyanlarının, miras bırakanın temlik tarihindeki asıl amacını ve bu yönde gerçekleşen iradesini ortadan kaldırmayacağı da tartışmasızdır.

Hal böyle olunca; davalı V____ yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.

KARAR : Davalı V____ O____ vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.12.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 706 :Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması, resmi şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlıdır.

Ölüme bağlı tasarruflar ve mal rejimi sözleşmeleri, kendilerine özgü şekillere tabidir.

Gerekçesi için Bkz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ufuk BOZOĞLU
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 08-06-2014

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03355002 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.