Üyemizin Notu:
MADDE 74.- 1412 sayılı Kanunun 74 üncü maddesinin birinci fıkrasında “tedavi ve muhafazaya hükmolunması veya Ceza Kanununun 47 nci maddesinin uygulanması bakımından yapılan incelemede” ibaresine yer verilmiştir. Tasarının bu maddesiyle Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Tasarısı ile Türk Ceza Kanunu arasında uyum sağlanmıştır.
İkinci fıkrasında, “Birinci fıkra hükmü, ancak şüpheli veya sanığın fiili işlediği yolunda kuvvetli şüpheler varsa uygulanabilir” hükmü yer almaktadır. Böylece, Anayasanın 19 uncu maddesinde belirtilen gözlem altına alma gibi kişi hürriyeti ve güvenliğini ve Anayasanın 17 nci maddesinde belirtilen kişi dokunulmazlığını çok yakından ilgilendiren ağır bir işlemin ancak kuvvetli şüphelerin bulunması hâlinde söz konusu olabilmesi uygun sayılmıştır ve ayrıca çağdaş ceza muhakemesinin evrensel ilkelerinden biri olan orantılılık ilkesine de gereken önem verilmiştir.
Üçüncü fıkra, şüpheli veya sanık hakkında alınacak bu tedbirin kişi haklarını, adeta tutuklama gibi ihlâl edici nitelikte bulunması nedeniyle, bu hâlde zorunlu avukat atanması esasını getirmiştir.
Dördüncü fıkra, gözlem altında bulundurmayı belirli sürelerle kısıtlamış bulunmaktadır. Bu kararlara karşı acele itiraz yoluna gidilebilecek ve itiraz kararın yerine getirilmesini durduracaktır.
Fiili işlediği zaman şuur ve hareket serbestliği yerinde olan sanığın, sonradan bilincini veya hareket serbestliğini tamamen kaldıracak veya önemli derecede azaltacak surette aklî malûliyet hâli ortaya çıkarsa, hakkında kovuşturma yapılamıyacağından, bu madde hükmü gereğince işlem yapılması ve sonucuna göre yargılamanın durması kararının verilmesi gerekir.
|