Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Danıştay 9. Daire, Esas: 2009/8183, Karar: 2010/1730 İçtihat

Üyemizin Özeti
Muhatap bilinen adreslerinde bulunamadığında tebliğ evrakının tebliği çıkaran mercie iadesi gerekmekte iken; 31.12.2008 tarihli vergi ceza ihbarnamesi tebliğ alındıları incelendiğinde, muhatabın bilinen adresinde bulunamadığı belirtilerek tebliğ evrakının, ilgili mahalle muhtarlarına imzalatılıp şirket adresi ile şirket müdürünün ikametgah adreslerine bırakıldığı anlaşılmaktadır. 7201 S.K. hükümleri uygulanmaya çalışılarak tebliğ evrakı ilgili adreslere bırakıldığından, söz konusu vergi ceza ihbarnamesinin usulüne uygun tebliğ edildiğinden söz edilemez. Bu itibarla, 2003 yılına ait vergi ve ceza izleyen yıldan başlayarak beş yıl içinde en son 31.12.2008 tarihi mesai bitimine kadar anılan kanuni düzenlemelere uygun olarak tarh ve tebliğ edilmediğinden zamanaşımına uğradığının kabulünde isabetsizlik yoktur.
(Karar Tarihi : 08.04.2010)
"İstemin Özeti : Davacı şirketin işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak Ağustos/2003 dönemi için tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin terkini istemiyle açılan davayı; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 94. maddesinde, Tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı, tüzel kişilerin müteaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının kati olduğu, tebliğin, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılacağı, muhatap yerine bu şekilde kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerektiği, 102. maddesinde, tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarfın posta idaresince muhatabına verileceği ve keyfiyetin muhatap ile posta memuru tarafından taahhüt ilmühaberine tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunacağı, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerine yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye gönderileceği, muhatabın geçici olarak bir başka yere gittiği bilinen adresinde bulunanlar veya komşuları tarafından bildirildiği takdirde keyfiyetin beyanda bulunanın kimliği tebliğ alındısına yazılarak altının beyanı yapana imzalatılacağı, imzadan imtina ederse, tebliği yapanın bu ciheti şerh ve imza edeceği ve tebliğ edilemeyen evrakın çıkaran merciye iade olunacağı, bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğe çıkarılacağı, ikinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeple tebliğ edilemeyerek iade olunursa tebliğin ilan yoluyla yapılacağı, muhatap tebellüğden imtina ederse tebliğ edilecek evrak önüne bırakılmak suretiyle tebliğ edileceği, muhatap imza edecek kadar yazı bilmez veya herhangi bir sebeple imza edemeyecek durumda bulunursa sol elin baş parmağı bastırılmak suretiyle tebliğ edileceği, yukarıdaki fıkralarda yazılı işlemlerin komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyetin taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz edilmek ve hazır bulunanlara imzalatılmak suretiyle tespit olunacağının hükme bağlandığı ve 103. maddesinde tebliğin ilanla yapılacağı hallerin sayıldığı, aynı Kanunun 114. maddesinde ise vergi alacağının, doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını durduracağı, duran zamanaşımının takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam edeceği hükmüne yer verildiği; dosyanın incelenmesinden, vergi ceza ihbarnamesinin 31.12.2008 günlü tebliğ alındılarında, muhatabın bilinen adresinde bulunamadığı belirtildikten sonra ilgili mahalle muhtarlarına imzalatıldığı ve tebliğ evrakının şirket adresi ile şirket müdürünün ikametgah adreslerine bırakıldığının anlaşıldığı, olayda, muhatabın bilinen adreslerinde bulunamaması nedeniyle anılan Kanun hükümleri uyarınca tebliğ evrakının tebliği çıkaran mercie iadesi yoluna gidilmesi gerektiği halde, 7201 sayılı Tebligat Kanununu hükümlerinin uygulanmaya çalışıldığı ve tebliğ evrakı ilgili adreslere bırakıldığından, söz konusu vergi ceza ihbarnamesinin usulüne uygun tebliğ edilmediği sonucuna ulaşıldığı, bu itibarla, 2003 yılına ait vergi ve cezanın izleyen yıldan başlayarak beş yıl içinde en son 31.12.2008 tarihi mesai bitimine kadar anılan kanuni düzenlemelere uygun olarak tarh ve tebliğ edilmediğinden zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle kabul eden Bursa 2. Vergi Mahkemesinin 03.07.2009 tarih ve E:2009/176, K:2009/1640 sayılı kararının; zamanaşımı nedeniyle tebliğin memur eliyle yapıldığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Savcısı Filiz Z. Gürmeriç'in Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Tetkik Hakimi Aydemir Saydan'ın Düşüncesi : İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar, sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından,

KARAR : Temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, 08.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Vergi Usul Kanunu MADDE 114 :Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar.

(Değişik 2.fıkra: 6009-23.07.2010-m.8) “Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması, zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamaz.”

(5228 Sayılı Kanunun 5 inci maddesiyle değişen fıkra, Yürürlük: 31.07.2004) Şarta bağlı istisna veya muafiyet uygulamaları sonucu kısmen veya tamamen alınmayan vergilere ilişkin zamanaşımı süresi, istisna veya muafiyet şartlarının ihlâl edildiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren başlar.

(3239 sayılı Kanunun 9'uncu maddesiyle değişen fıkra) Damga vergisine tabi olup vergi ve cezası zamanaşımına uğrayan evrakın hükmünden tarh zamanaşımı süresi dolduktan sonra faydalanıldığı takdirde mezkûr evraka ait vergi alacağı yeniden doğar.

* Değişmeden önceki şekli (3239 sayılı Kanunun 9'uncu maddesiyle eklenen fıkra) Yatırım indirimi uygulamasında yatırımcının yatırım veya işletme döneminde öngörülen özel şartları ihlal etmesi halinde, zamanaşımı bu şartların ihlal edildiği yılı takip eden yıl başından itibaren başlar.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 15-02-2014

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02587295 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.