Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 2013/1307 Esas 2013/2465 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
DERDESTLİK

Somut olayda kesinleşmemiş ilam; yardım nafakası istemine ilişkindir; eldeki dava ise artırım talebine ilişkindir. Her dava; açıldığı tarihte gerçekleşmiş koşullara göre incelenip, dava tarihi itibariyle sonuç doğuracak biçimde hükme bağlandığından ve nafakaya dava tarihinden itibaren karar verildiğinden somut olayda iki dava arasında derdestlikten söz edilemez.
(Karar Tarihi : 18.02.2013)
Dava: Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların müşterek kızları E____'nin zihinsel özürlü olduğunu; Ankara 13. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 24.11.2009 tarihli kararı ile kısıtlanarak annesi S.'nin velayeti altına konulduğunu, tarafların 24.03.2010 tarihli ilam ile boşandıklarını; 24.10.2011 tarihli ilam ile de davalı babanın kızı E____'ye aylık 250,00 TL yardım nafakası ödemesine karar verildiğini belirterek; takdir edilen nafakanın aradan geçen zaman içerisinde E____'nin ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığı gerekçesiyle nafakanın aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasını vekaleten talep etmiştir.

Mahkemece; yardım nafakasına hükmedilen ilamın henüz kesinleşmediği gerekçesi ile davacının davasının HMK 114. H ve I maddesi gereğince dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava; yardım nafakasının artırılması talebine ilişkindir. Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde nafakanın artırılmasına karar verilebilir.

Mahkemece; davacı tarafın nafaka artırım talebi HMK'nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (h) ve (ı) bendleri gerekçe gösterilerek reddedilmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-h maddesinde, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartları arasında düzenlenmiştir. Bu hüküm gereğince davacının, bir davayı açmakta hukuki yaranın diğer bir deyişle menfaatinin bulunması gerekir. Somut olayda davacı annenin, 21 yaşındaki özürlü kızı adına, yardım nafakasının artırılmasını istemekte hukuki yararı bulunmaktadır. Zira; artırılması istenen nafaka 18.10.2010 tarihindeki koşullara göre verilmiş olup, eldeki artırım davasının açıldığı 13.04.2012 tarihine kadar geçen 1,5 yıllık sürede tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve nafaka alacaklısının ihtiyaçları değişebilir.

Diğer taraftan mahkemenin red kararına gerekçe gösterdiği HMK'nın 114/1-ı maddesinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte (derdest) olmaması da dava şartları arasında düzenlenmiştir. Derdestlik; dava açılmasının usul hukuku bakımından ortaya çıkardığı sonuçlardan biridir. Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte ise, aynı konunun yeni bir dava konusu yapılması mümkün değildir. Çünkü; aynı konuda iki dava açılmasında davacının korunmaya layık bir menfaati yoktur. Daha önce HUMK m.187/4'de bir ilk itiraz olarak nitelenen bu husus HMK m. 114/1-ı hükmü ile dava şartı haline getirilmiştir.

Somut olayda kesinleşmemiş ilam; yardım nafakası istemine ilişkindir; eldeki dava ise artırım talebine ilişkindir. Her dava; açıldığı tarihte gerçekleşmiş koşullara göre incelenip, dava tarihi itibariyle sonuç doğuracak biçimde hükme bağlandığından ve nafakaya dava tarihinden itibaren karar verildiğinden somut olayda iki dava arasında derdestlikten söz edilemez.

Mahkemece; bu yönler gözetilmeksizin yazılı ve yanılgılı gerekçeler ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.

O halde mahkemece yapılacak iş; yardım nafakası talebine ilişkin dosyada verilen kararın kesinleşmesini beklemek ve o ilamın kesinleşmesinin ardından hasıl olacak sonuç dairesinde artırım talebini değerlendirmek olmalıdır.

KARAR : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Hukuk Muhakemeleri Kanunu MADDE 114 :(1) Dava şartları şunlardır:
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.
(2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ufuk BOZOĞLU
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 21-01-2014

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02704310 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.