Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Esas: 2003/12-424, Karar: 2003/408 İçtihat

Üyemizin Özeti
Davacı kiralayan tarafından davalı kiracı aleyhine ödenmeyen kira bedelleri ile aidat borcu ve bunların fer'ilerine ilişkin başlatılan icra takibinin mesnedi kira sözleşmesinin "hususi şartlar" bölümünde "ev depoziti olarak 500$ alınmıştır" ifadesi yazılıdır.

Kiracı borca itiraz etmiş ve itirazında kira kontratında yazılı olan 500 $ depozito alacağı hakkında da takas talep etmiş; davacı kiralayan da "itirazın kaldırılması" dilekçesinde işbu takası kabul ettiğini bildirmiştir.

Kira sözleşmesindeki "ev depoziti olarak 500$ alınmıştır." ibaresi başkaca açıklama içermediğinden ve sınırlı olarak ifade edildiğinden kural olarak kira alacağına, talep olmaksızın doğrudan mahsubu olanaklı değil ise de; taraflar karşılıklı olarak takas mahsup iradesinde birleştiğinden mahkemece depozito parasının kira alacağından mahsubu yoluna gidilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.

Ancak; 500 USD'nin takip tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığı hesaplanıp, kira parası borcundan düşülerek sonuca gidilmesi ve hesaplanan kısım yönünden itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözden kaçırılıp infazı kabil olmayan, HUMK m.388'e de aykırı bir hükmün tesis edilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
(Karar Tarihi : 11.06.2003)
"Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması " davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar İcra Tetkik Merciince davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.07.2002 gün ve 2002/633-1155 sayılı kararın incelenmesi davalı/borçlu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 05.11.2002 gün ve 2002/20970-22485 sayılı ilamı ile ; ("Alacaklı, depozito olarak aldığı 500 USD'nin takip alacağından mahsubunu kabul ederek itirazın kaldırılması talebinde bulunmuştur. Bu durumda İcra Tetkik Merciince 500 USD'nin takip tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığı hesaplanarak kira parası borcundan düşülerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.

Davacı alacaklı /kiralayan, davalı borçlu/kiracıdır.

Alacaklı/kiralayan (davacı) Üsküdar 4. İcra Müdürlüğünün 2002/1094 sayılı dosyasında 27.03.2002 tarihli takip talebinde borçlu/kiracı (davalı) aleyhine 540.000.000 TL (2000 yılı 7-8-9-10-11-12. aylar), 360.000.000 TL (2001 yılı 1-2-3-4. aylar aylık 90 Milyon TL kira bedeli), 540.000.000 TL (işlemiş %60 gecikme faizi), 480.000.000 TL (11-12-1-2-3-4. ayların 80 Milyon TL aylık aidat borcu, 36.000.000 TL %10 gecikme faizi olmak üzere toplam 1.956.000.000 TL alacağın takip tarihinden itibaren %60 faiz, masraf ve ücreti vekalet ile tahsili talebinde bulunmuştur. Takip dayanağı 05.04.2000 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesidir. Haciz ve tahliye taleplidir. Takip talebine ekli dayanak kira sözleşmesinin "hususi şartlar" bölümünde; "ev depoziti olarak 500$ alınmıştır." ifadesi yazılmıştır.

Davalı/kiracı/borçlu T____'e gönderilen (Örn. 51) Adi kiraya ve hasılat kiralarına ait takip taleplerine ilişkin ödeme emrinde de aynı hususlara yer verilmiştir.

Takip borçlusu/davalı/kiracıya ödeme emri 09.04.2002 tarihinde tebliğ edilmiş ve adı geçen, 16.04.2002 tarihli dilekçesi ile "...Takibe konu borca itiraz ediyoruz. Alacaklıya herhangi bir borcumuz yoktur. Ev sahibinden ise kira kontratında da yazıldığı üzere 500 Amerikan Doları depozito alacağımız vardır. Gerektiğinde bunu takas dermeyanı olarak ileri sürüyoruz. Yukarıda arz ve izah olunduğu üzere borcumuz olmadığından itirazımızın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini..." ifadeyle, borca itiraz etmiştir.

Davacı /alacaklı/kiralayan vekili itirazın kaldırılması istemli eldeki davayı 15.05.2002 tarihinde açmış ve dava dilekçesinde özetle; "... davalının takip talebine konu kira alacağı ve aidatları hiçbir şekilde ödememekle birlikte ödediğine ilişkin bir delil de sunamadığını, müvekkiline haber vermeden kiralananı terk etmesinin davalı kiracının tamamen kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, davalı tarafından verilen 500 USD taraflarınca kabul edilmekle birlikte, ödenmeyen kira ve aidat borçlarından düşürülmesini kabul ettiklerini" ifadeyle sonuçta ; "davalı borçlu kiralananı Nisan 2001 tarihinden itibaren tahliye ettiğinden ve belirtilen aylara ait kira ve aidat borcu ödenmediğinden haksız ve kötüniyetli yapılan itirazın kaldırılmasına, duran takibin devamına ve haksız ve kötüniyetli borçlunun %40 icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini istemiş, 24.07.2002 günlü celsedeki beyanında ise ; "biz mahsup itirazlarını kabul etmedik. Tahliye ise 2001 yılının Nisan ayında gerçekleşmiştir." ifadelerine yer vermiştir.

Davalı/borçlu/kiracı vekili 24.07.2002 günlü celsede cevabında ; itiraz dilekçesini aynen tekrar ettiklerini, bildirmiş, ayrıca 24.07.2002 tarihli aynı celsede sorulması üzerine aynen; "7-8-9. 2000 yılı kiralarının 500 ABD Doları depozitoya mahsup edilmesini istedik" şeklinde beyanda bulunmuştur.

Tetkik Merciince; "... 500 Amerikan dolarının ödenmeyen kira paralarına mahsubu davacı tarafça dava dilekçesinde yapılan beyanla kabul edilmiştir. Bu depozitonun 7.8.9. aylara sayıldığına ilişkin kiracı itirazına alacaklının itirazı yoktur." gerekçesiyle; takip konusu 2000 yılı Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarının toplam 270.000.000 TL kira parası hakkında itirazın kaldırılması istemi bulunmadığı sonucuna varıldığından, bu ayların kira paraları ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına; takip konusu Kasım, Aralık 2000 , Ocak, Şubat, Mart, Nisan 2001 aylarının toplam 540.000.000 TL kira alacağı hakkında istemin kabulü ile bu miktar hakkında itirazın kaldırılmasına, bu miktar hakkında takibin devamına, bu miktarın %40 'ı oranında davacı yararına tazminat takdirine, iş bu karara göre itirazın kaldırılmasına; karar verilen ayların nizasız aylık 90.000.000 TL kira paraları hakkında tahakkuk tarihlerinden itibaren işlemiş faiz hesabının icra dairesince yeniden yapılmasına; aidat borcuna yapılan itirazın kaldırılması istemi İİK 68/1. maddesinde öngörülen vasıfta belgeye müstenit bulunmadığından, bu vasıfta bir belge takip talebinde bildirilmediğinden ve ibraz da edilmediğinden toplam 480.000.000 TL aidat borcu alacağına yapılan itirazın kaldırılması isteminin reddine, istenmeyişi nedeniyle davalı yararına tazminat takdiri gerekmediğine, karar verilmiştir.

Davalı/borçlu/kiracının temyizi üzerine Yüksek Özel Daire; " Alacaklı, depozito olarak aldığı 500 USD'nin takip alacağından mahsubunu kabul ederek itirazın kaldırılması talebinde bulunmuştur. Bu durumda İcra Tetkik Merciince 500 USD'nin takip tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığı hesaplanarak kira parası borcundan düşülerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir." gerekçesiyle kararın bozulmasına karar vermiştir.

İcra Tetkik Mercii; "Nizasız konular tahkikat ve hüküm konusu yapılmayacağından, bozmada kira parası borcundan düşülmesi belirtilen 500 USD depozitonun, kira paraları takip konusu olan Temmuz, Ağustos, Eylül 2000 yılı kira paralarına tarafların ortak iradeleri ile mahsup edilmiş oluşu sebebiyle bozmada açıkça belirtilmemekle birlikte Tetkik Mercii kararının diğer kısımları da bozma konusu olmayışı, bozma kapsamı dışında bulunuşu nedeniyle önceki kararda ısrar olunmasına" gerekçesiyle önceki kararında direnmiş, hüküm davalı/borçlu/kiracı vekilince temyiz edilmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; borçlu/kiracının, takibe itiraz dilekçesinde yer alan "alacaklı/kiralayana ödediği 500 USD depozitonun kira borcundan mahsubu" isteminin alacaklı/kiralayan yanca da açıkça kabul edilerek itirazın kaldırılması talebinde bulunulması karşısında mahsup işleminin ne şekilde yapılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.

Öncelikle takip dayanağı kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümünde yer alan "ev depoziti olarak 500$ alınmıştır." ibaresinin değerlendirilmesinde yarar vardır. Kural olarak bu şekilde alınan depozito başkaca açıklama içermediğinden ve sınırlı olarak ifade edildiğinden kira alacağına talep olmaksızın doğrudan mahsubu olanaklı değildir. Ne var ki gerek borçlu takibe itirazında gerek alacaklı itirazın kaldırılması talepli dilekçesinde karşılıklı olarak takas mahsup iradesinde birleşmişlerdir. Bu yönüyle mahkemece 500 USD depozito parasından kira alacağının mahsubu yoluna gidilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Kaldı ki, bu husus mahkeme ile daire arasında uyuşmazlık konusu da değildir.

Ancak, hakimin mahsup konusunda vereceği kararın, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388. maddesine aykırı düşmeyecek ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde olması şarttır.

Tetkik Merciince verilen kararda; 500 USD depozito parasının, hangi tarihteki kur değeri üzerinden mahsup işleminin yapılacağı açıklanmadığı gibi, ilk kararda itirazın kaldırılması istemi bulunmadığından bahisle bu kısım yönünden karar verilmesine yer olmadığına, hükmedilmiş; direnmede ise bu yön nizasız olduğundan bu konuda herhangi bir hüküm kurulmamıştır.

Bu haliyle karar, infazı kabil nitelikte bir karar olarak kabul edilemez. Dava itirazın kaldırılması davası olduğuna ve tarafların mahsup iradesinde birleşmiş olmasına göre mahsup işleminde, 500 USD'nin takip tarihindeki kur değerinin esas alınması ve yapılacak hesaplama çerçevesinde itirazın kaldırılması talebinin tümüyle bir yasal sonuca bağlanması zorunludur.

O nedenle, İcra Tetkik Merciince 500 USD'nin takip tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığı hesaplanıp, kira parası borcundan düşülerek sonuca gidilmesi ve hesaplanan kısım yönünden itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, Merciice bu yön gözden kaçırılıp, böyle bir işlem de yapılmadan yukarıda yazılı şekilde ve infazı kabil olmayan HUMK.nun 388 hükmüne de aykırı bir hükmün tesis edilmesi usule ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

KARAR : Davalı/borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.6.2003 gününde oybirliği ile karar verildi. "
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 118 :İki şahıs karşılıklı bir miktar meblâğı veya yekdiğerine mümasil başka malları birbirine borçlu oldukları takdirde her iki borç muaccel ise iki taraftan her biri borcunu alacağı ile takas edebilir.

Alacaklardan biri, münazaalı olsa bile takas dermeyan olunabilir.

Müruru zamana uğramış bir alacak, takas dermeyan edebileceği zamanda müruru zaman ile sâkıt olmuş değil ise onun da takası dermeyan olunabilir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 14-12-2013

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02665806 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.