Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 8.HD. 2009/844 ESAS-2009/1481 İçtihat

Üyemizin Özeti
Kadastro tespitiyle hazine adına tapuda tescil edilen taşınmaz hakkında açılan tapu iptal ve tescil davasında, yapılan satışın tapulu taşınmazın harici satışı niteliğinde kabul edilmesi gerektiği, BK.213, TK.26, MK.706. maddesi gereğince hukuken geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Zilyetliği devralan zilyetlikle birlikte dava hakkını da devralmış sayılacağından açmış olduğu davanın dinlenmesi, kadastro tespitine kadar önceki zilyedin haklarına MK.nun 975 ve 999 maddesi gereği halef olarak dava açıp taşınmazı iktisap edebilecektir.Ancak TMK.976.maddesine göre fiili hakimiyetin geçici nitelikteki sebeplerle kullanılmaması zilyetliği sona erdirmez. Kanun metninden de anlaşılacağı gibi fiili hakimiyetin geçici değil fakat uzun süreli sebeplerle kullanılmaması zilyetliği sona erdirir.

Somut olayda davacının satıcısının 1980 yılından 2000 yılına kadar taşınmazı terki geçici nitelikte olmayıp uzun süreli bir terktir. Dolayısıyla mahkemece davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken yukarıda açıklanan gerekçeyle reddi doğru değilse de hüküm sonucu itibariyle doğru olduğundan değişik gerekçeyle onanması gerekmiştir.
(Karar Tarihi : 31.03.2009)
Dava: A____Ş____ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Gökçeada Sulh Hukuk Hakimliğinden verilen 25.12.2008 gün ve 102/156 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Mahkemece dava konusu 205 numaralı parselin kadastroca 30.04.1999 tarihinde Hazine adına tespit görüp 08.08.2000 tarihinde kesinleşmesi sebebiyle tapuya tescil edildiği, bu tarihten sonra yapılan satışların tapulu taşınmazın harici satışı niteliğinde kabul edilmesi gerektiği ve bu nedenle de BK. 213, Tapu Kanunu'nun 26, TMK.'nun 706. maddesi gereğince hukuken geçersiz olduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Bu gerekçe somut olaya uymamaktadır. Zira kadastro tespitinin yapıldığı 30.04.1999 tarihine kadar taşınmaz üzerinde zilyet olan kişinin bu zilyetlik hakkını devretmesi mümkündür. Zilyetliği devralan zilyetlikle birlikte dava hakkını da devralmış sayılacağından açmış olduğu davanın dinlenmesi, kadastro tespitine kadar önceki zilyedin haklarına TMK.nun 975 ve 999 maddesi gereği halef olarak dava açıp taşınmazı iktisap edebilecektir. Davanın bu nedenle reddi doğru değildir. Ancak 14.11.2008 tarihinde yapılan keşifte hazır bulunan mahalli bilirkişi P____G____alınan beyanında taşınmazın 1958 yılında N____ve R____isimli karı koca tarafından zeytinlik olarak kullanıldığını, 5-10 yıl sonra çocukları İ____ F____'ya bağışladıklarını, F____'nun da bu taşınmazı 1970'li yıllara kadar kullandığını, 1970 yılında ada'dan ayrıldığını ancak eniştesi P____İ____'i taşınmaz üzerindeki zilyetliğini sürdürmesi için vekil tayin ettiğini, P____'un 1980 yılına kadar bu şekilde zilyetliğini sürdürdüğünü, 1980'li yıllarda P_____'ın da ada'dan ayrıldığını ifade etmiştir. Aynı bilirkişi taşınmazın 2000'li yıllarda İ____F____tarafından B____soyadlı kişilere satıldığını açıklamıştır. Bu açıklamalardan da anlaşıldığı gibi 1980 yılından sonra satıcı İ___'nin taşınmaz üzerinde asli ve feri biçimde zilyet olmadığı anlaşılmaktadır. TMK.nun 975. maddesine göre, bir şeyde fiili hakimiyetini doğrudan doğruya sürdüren kimse dolaysız, başka bir kişi aracılığıyla sürdüren kimse ise dolaylı zilyettir. TMK.nun 976. maddesine göre de fiili hakimiyetin geçici nitelikteki sebeplerle kullanılmaması zilyetliği sona erdirmez. Kanun metninden de anlaşılacağı gibi fiili hakimiyetin geçici değil fakat uzun süreli sebeplerle kullanılmaması zilyetliği sona erdirir.

Davacının satıcısının 1980 yılından 2000 yılına kadar taşınmazı terki geçici nitelikte olmayıp uzun süreli bir terktir. Dolayısıyla mahkemece davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken yukarıda açıklanan gerekçeyle reddi doğru değilse de hüküm sonucu itibariyle doğru olduğundan davacının temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 31.03.2009 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 976 :Fiili hakimiyetin geçici nitelikteki sebeplerle kullanılmaması veya kullanma olanağının ortadan kalkması zilyetliği sona erdirmez.

Gerekçesi için Bkz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Mehmet KARAUSTA
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 17-07-2013

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02260303 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.