Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 14.HD.2010/14948 ESAS-2011/3652 KARAR İçtihat

Üyemizin Özeti
Dava 05.03.2008 tarihli zilyetlik devir sözleşmesine dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil tahsili istemlerine ilişkindir.Davalı, çekişme konusu bağımsız bölümü zilyetliğin devri sözleşmesiyle dava dışı H___B___’dan 28.03.2005 tarihinde satın aldığını, bu yerde de oturmakta olduğunu, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının zilyetliği 05.03.2008 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle kazandığından bahisle elatmanın önlenmesi istemi kabul edilmiş, ecrimisil istemi ise davalı kötüniyetli zilyet olmadığından reddedilmiştir.

Her iki taraf da önceki zilyetlerin zilyetlik devir sözleşmesine dayanmakta olup, bu tür sözleşmeler, ilgilisine mülkiyet hakkı sağlamayacağından, uyuşmazlığın
TMK.974., 981. ve 984. maddeleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekir.05.03.2008 tarihli sözleşmenin konusu olan bağımsız bölüm davacıya teslim edilmemiştir. Davacıya yapılan bir teslim bulunmadığından, davacının "fer-i zilyet" durumuna girdiği düşünülemez. Dolayısıyla, eldeki davanın reddi gerekirken istemin hüküm altına alınması doğru değildir.
(Karar Tarihi : 22.03.2011)
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.02.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin reddine dair verilen 29.04.2010 günlü hükmün Yargıtay'ca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 22.03.2011 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. G___Ç___ geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Dava, 05.03.2008 tarihli zilyetlik devir sözleşmesine dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil tahsili istemlerine ilişkindir.

Davalı, çekişme konusu bağımsız bölümü zilyetliğin devri sözleşmesiyle dava dışı H___B___'dan 28.03.2005 tarihinde satın aldığını, bu yerde de oturmakta olduğunu, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davacının zilyetliği 05.03.2008 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle kazandığından bahisle elatmanın önlenmesi istemi kabul edilmiş, ecrimisil istemi ise davalı kötüniyetli zilyet olmadığından reddedilmiştir.

Hükmü, davalı temyiz etmiştir.

Dava konusu bağımsız bölüm, ____ ada ____ ve ____ sayılı parseller üzerindeki binada bulunmaktadır. ____ ada ____ ve ____ sayılı parsellerin kayıt maliki dava dışı İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve başkaca kişilerdir.

Eldeki davada, her iki taraf da önceki zilyetlerin zilyetlik devir sözleşmesine dayanmıştır. Kuşkusuz bu tür sözleşmeler, ilgilisine mülkiyet hakkı sağlamaz. Bir tarafın dayandığı sözleşmenin, Noter'de yapılmış olmasının da bir önemi yoktur. Dolayısıyla eldeki davanın Türk Medeni Kanununun 974., 981. ve 984. maddeleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekecektir.

Dosya kapsamından; davacının taşınmazda zilyet olmadığı, bağımsız bölüm zilyetliğinin davalıda bulunduğu anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle, 05.03.2008 tarihli sözleşmenin konusu olan bağımsız bölüm davacıya teslim edilmemiştir. Davacıya yapılan bir teslim bulunmadığından, davacının "fer-i zilyet" durumuna girdiği düşünülemez. Dolayısıyla, eldeki davanın reddi gerekirken istemin hüküm altına alınması doğru değildir.

Karar, açıklanan nedenle bozulmalıdır.

KARAR : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 825,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 22.03.2011 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 974 :Zilyet, bir sınırlı ayni hak veya bir kişisel hakkın kurulmasını ya da kullanılmasını sağlamak için şeyi başkasına teslim ederse, bunların ikisi de zilyet olur.

Bir şeyde malik sıfatıyla zilyet olan asli zilyet, diğeri fer'i zilyettir.

Gerekçesi için Bkz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Mehmet KARAUSTA
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 16-07-2013

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03204608 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.