![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 10.12.2004)
"Taraflar arasındaki menfi tesbit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince duruşmasız, davalı A____ A.Ş. vekilince de duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. S____ G____ gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacılardan S____ A.Ş.nin davalı A____ G____ A.Ş.ne olan borcu nedeniyle diğer davacının keşidecisi olduğu 25.5.2002 tarihli 12.000.000.000 TL'lik çeki verdiğini, bu çekin süresinde ödenmediğinden yerine 20.6.2002, 5.7.2002 ve 15.7.2002 tarihli 4.000.000.000 TL'lik üç adet çek verildiği, konularında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacılar vekili, 25.5.2002 tarihli çekin davalı tarafından üçüncü kişiye ciro edildiğini ve bu çekin müvekkilleri tarafından ödendiğini, böylece diğer üç çekin karşılıksız kaldığını ancak davalı şirketin bu çekleri iade etmediğini belirterek üç adet toplam 12.000.000.000 TL'lik çeklerin bedelsiz olduğunun tespiti ve çeklerin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkili A____ Y____'a husumet yöneltilemeyeceğini, ticari ilişkinin müvekkili şirket ile davacı S____ A.Ş. arasında olup, davacı şirketin dava konusu çekler dışında da borçları olduğunu 12.000.000.00 TL'lik çek ödemesinin müvekkilin çeki ciro ettiği G____ Tarım Ürünlerine yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir. Dava açıldıktan sonra dava konusu edilen üç adet çek ile, dava dışı K____ B____ davacılar hakkında icra takibi yapmış, davacılar vekili 3.3.2003 tarihli celsede borcun tamamının icra dosyasına ödendiğini davaya istirdat davası olarak devam edilmesini istemiştir. Mahkemece dava konusu üç adet çekin dava konusu edilmeyen 12.000.000.000 TL'lik çek karşılığı verildiği bu çekin de, çeke ciro yolu ile hamil olan dava dışı üçüncü kişiye ödendiği, dava konusu üç çekin karşılıksız kaldığı, davalı A____ Y____'ın dava konusu çekleri şirket adına alıp şirket adına hareket ettiğinden davalı sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle davacıların üç adet çekle borçlu olmadığının tespitine, davacıların tazminat isteminin reddine, A____ Y____ hakkında açılan davanın husumetten reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı A____ G____ A.Ş. vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacılar vekili, 3.3.2003 tarihli celsede dava konusu üç adet çekin icra dosyasına ödendiğini, davaya istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiğini belirtmesine rağmen bu yön üzerinde durulmadan davanın menfi tesbit davası olarak görülüp sonuçlandırılması isabetli görülmemiştir. KARAR : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi." |
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 72 :(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/43 md.)
Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmiden" aşağı tayin edilemez. (Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmisinden" aşağı olamaz. Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur. |
|
Şerh Son Güncelleme: 14-07-2013
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |