![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 14.12.2011)
"Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, davalı arsa sahipleriyle yapı denetim sözleşmesi imzaladığını ancak Bayındırlık Bakanlığı ve yapı denetim mevzuatına göre ödenmesi gereken bedelin davalılar ve dava dışı müteahhit tarafından kendisine ödenmediğini belirterek şimdilik 10.000 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar T____ Ü____ ve E____ K____, davacı ile 7.12.2005 tarihli yapı denetim hizmet sözleşmesi imzaladıklarını, hizmet bedelinin %2' si olan 4.303 TL'nin 12.12.2005 tarihinde Belediyenin yapı denetim hesabına yatırıldığını, dava dışı müteahhitle imzaladıkları 9.8.2005 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre yapı denetim hizmet bedelinden müteahhidin sorumlu olduğunu, dava dışı müteahhidin kendisine verdiği yetkiye dayanarak yetki verdiği davalı T____ A____' ın yapı denetim şirketiyle sözleşme yaptığını, davacının bu sözleşmeyi imzalarken yapı denetim hizmet bedelinden müteahhidin sorumlu olduğunu bildiğini, ayrıca 4 yıllık süre içerisinde davacının kanunlara ve sözleşmelere aykırı davranarak görevini yerine getirmediğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Davalı R____ Y____, dava dışı müteahhitle yaptıkları sözleşmeye göre yapı denetim hizmet bedelinden müteahhidin sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen herhangi bir savunmada bulunmamışlardır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının, davalı T____ A____ yönünden temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-)Diğer davalılar yönünden; Her ne kadar mahkemece, arsa maliklerinin 9.8.2005 tarihinde dava dışı müteahhide yapı denetim şirketiyle akit yapma yönünde vekaletname verildiği, davalı T____ A____'ın da dava dışı müteahhidin verdiği vekaletnameye istinaden arsa sahipleri adına yapı denetim sözleşmesi imzaladığı bu durumun 4708 Sayılı Kanunun 2 nci maddesine göre geçersiz olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; davalılardan arsa sahipleriyle dava dışı müteahhidin Ankara 39. Noterliğinin 9.8.2005 tarih ve 18537 yevmiye sayılı gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladıkları ve aynı Noterliğin aynı tarih ve 18538 yevmiye sayılı vekaletnamesiyle davalı arsa sahiplerinin, dava dışı müteahhit H____ K____' a yapı denetim şirketleri veya büroları ile her türlü akit yapma ve tevkil verme yetkisini de içerir şekilde vekalet verdikleri, dava dışı müteahhidin de bu vekaletnameye istinaden Ankara 45. Noterliği' nin 22.8.2005 tarih ve 11673 yevmiye sayılı düzenleme genel vekaletnameyle davalı arsa sahipleri adına yapı denetim şirketleri ve büroları ile her türlü akit yapma yönünde davalı T____ A____' a yetki verdiği, davalı T____' ın da bu vekaletnameye dayanarak davalı arsa sahipleri adına davalı şirketle 7.12.2005 tarihli yapı denetim hizmet sözleşmesi imzaladığı dosya kapsamıyla sabittir. Davalı arsa sahipleri az yukarda bahsedilen vekaletnamede verdikleri yetki kapsamında yapılan işlemlerden ve bu yönde imzalanan yapı denetim sözleşmesinden sorumludurlar. O halde mahkemece, işin esasına girilerek, taraf delilleri de toplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. KARAR : Birinci bentte açıklanan sebeplerle davacının davalı T____ A____ yönünden temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan sebeplerle davalı arsa sahipleri yönünden hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, 14.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi." |
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 388 :Vekâlet akdinin şümulü mukavele ile sarahaten tesbit edilmemiş ise, taallük eylediği işin mahiyetine göre tâyin edilir.
Vekâlet, vekilin takabbül eylediği işin yapılması için icabeden hukuki tasarrufları ifa salâhiyetini şamildir. Hususi bir salâhiyeti haiz olmadıkça vekil, dâva ikame edemez, sulh olamaz, tahkim edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, hibe edemez, bir gayrimenkulü temlik veya bir hak ile takyit edemez. |
|
Şerh Son Güncelleme: 29-06-2013
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |