![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 04.09.2012)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada davalı tanıklarının olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgu da yoktur. Mahkemece davalı kadın tam kusurlu kabul edilerek boşanma kararı verilmiş ise de yapılan soruşturma ve toplanan delillerden tarafların birlik görevlerini yerine getirmedikleri, davalı kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davacı kocanın ise eşine şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda taraflar eşit kusurlu olup verilen boşanma kararı sonucu itibarıyla doğrudur. Açıklanan sebeple davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile boşanmaya yönelik hükmün gerekçesinin değiştirilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. 2- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md. 186/1), geçimine (TMK md. 185/3), malların yönetimine (TMK. m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK. m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK. m. 169). O halde; Türk Medeni Kanunu"nun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 3- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK. m. 175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir. Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden yukarıda l. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.09.2012 gününde oybirliği ile karar verildi. |
İlgili Mevzuat Hükmü : Hukuk Muhakemeleri Kanunu MADDE 256 :(1) Tanığa dinlenmeden önce;
a) Gerçeği söylemesinin önemi, b) Gerçeği söylememesi hâlinde yalan tanıklık suçundan dolayı cezalandırılacağı, c) Doğruyu söyleyeceği hususunda yemin edeceği, ç) Duruşmada mahkeme başkanı veya hâkimin açık izni olmadan mahkeme salonunu terk edemeyeceği ve gerekirse diğer tanıklarla yüzleştirilebileceği, anlatılır. |
|
Şerh Son Güncelleme: 29-01-2013
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |