Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, Esas: 2003/587, Karar: 2003/1034 İçtihat

Üyemizin Özeti
Sözleşme ile kararlaştırılan cezai şartın uygulanması tarafların ekonomik yönden mahvına sebebiyet olur ise, ahlak ve adaba aykırı olduğu için sözleşmenin o hükmü geçersiz sayılır. Ne var ki tarafların bir cezai şart kararlaştırmış bulunmaları karşısında, cezai şartın makul bir düzeyde belirlenmesi de mahkemenin görevi içinde bulunduğundan; tarafların ekonomik durumu hakkında gerekli araştırma yapılarak; taraflarca kararlaştırılan cezai şartın ödenmesinin davalıların ekonomik açıdan çökmesine sebebiyet verdiğinin anlaşılması halinde; davalıların ne miktar cezai şart ödeyebilecekleri Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle belirlenmeli ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
(Karar Tarihi : 03.02.2003)
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR : Davacılar, davalılardan villa satın aldıklarını, sözleşme ile kararlaştırılan bedeli ödediklerini ek sözleşme ile villanın teslim tarihinin 2000 yılı ocak ayı olarak kararlaştırıldığını, ancak bu güne kadar taşınmazın teslim edilmediğini, bu itibarla davalıların sözleşmede kararlaştırılan cezai şartı ödemeleri gerektiğini ileri sürerek 107.000 Amerikan Dolarının ödeme günündeki TL. karşılığının tahsilini istemişlerdir.

Davalılar, davacıların edimlerini yerine getirmediklerini, cezai şart miktarının ahlak ve adaba aykırı olduğunu, davalılardan E____ M____ Ltd. Şti.ne husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, şirket sermayesinin 500.000.00 TL. olduğu davacıların istediği bedelin (cezai şartın) şirket sermayesinin çok üzerinde bulunduğu, belirlenen cezai şartın ödenmesinin iktisadi durumu itibariyle davalı şirketin yok olmasına sebep olacağı ve bu itibarla cezai şartın adaba aykırı ve batıl olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Taraflar arasında düzenlenen satış sözleşmesinde yapımcı firmanın teslim tarihini geçirdiği her gün için 1000 ABD Doları ceza ödeyeceğini kararlaştırdıkları gözlenmiştir. Davacı bu sözleşmeye dayanarak 107 günlük gecikme nedeni ile davalıdan az yukarıda açıklanan cezai şart tutarı 107.000 ABD doların ödetilmesini istemiştir. Davalıların tacir oldukları uyuşmazlık konusu değildir. TTK.nun 24. maddesi uyarınca tacirler hakkında BK.nun 161/son maddesi uygulanamaz. Ancak bu hükme rağmen cezai şartın uygulanması tarafların ekonomik yönden mahvına sebebiyet olur ise, ahlak ve adaba aykırı olduğu için sözleşmenin o hükmü geçersiz sayılır. Ne var ki tarafların bir cezai şart kararlaştırmış bulunmaları karşısında, cezai şartın makul bir düzeyde belirlenmesi de mahkemenin görevi içinde bulunmaktadır. Mahkemece bilgisine başvuralan, bilirkişi davalı şirketlerin tüm kayıtlarını incelemeden sadece koyulmuş bulunan sermaye ve davalı şirketlerin zarar açıklamalarına binaen, cezai şartın ekonomik olarak mahvına sebep olacağını bildirmiştir. Oysa şirketin sermayesinin bilirkişiler tarafından belirlenen miktarda bulunması ve şirketin bir dönem zarar göstermesi cezai şartın ödenmesi açısından, davalı şirketlerin ekonomik yönden mahvına sebep olmayabilir. Mahkemece, davalı şirketlere ait tüm ticari defter ve kayıtlar ile belgeler getirtilerek, davalıların mal varlığını oluşturan menkul ve gayrimenkulleri, üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları ve bu suretle aktifini oluşturan tüm unsurlar incelenerek belirlenmeli, davalıların tacir olmaları da gözetilerek, aralarındaki kararlaştırmaya göre belirlenen cezai şartın ödenmesi davalıların ekonomik açıdan çökmesine sebebiyet verdiğinin anlaşılması halinde makul bir miktara indirilerek ne miktar cezai şart ödeyebilecekleri konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle belirlenmeli ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemenin değinilen bu yönleri gözardı ederek, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak yazılı şekilde hüküm tesis etmesi usul ve yasaya aykırıdır. bozmayı gerektirir.

KARAR : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacıların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bent uyarınca temyiz olunan hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 3.2.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu (Yeni) MADDE 22 :(1) Tacir sıfatını haiz borçlu, Türk Borçlar Kanununun 121 inci maddesinin ikinci fıkrasıyla 182 nci maddesinin üçüncü fıkrasında ve 525 inci maddesinde yazılı hâllerde, aşırı ücret veya ceza kararlaştırılmış olduğu iddiasıyla ücret veya sözleşme cezasının indirilmesini mahkemeden isteyemez.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Avni OLCAY
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 21-01-2013

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01554990 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.