Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Esas: 2005/11238, Karar: 2005/13567 İçtihat

Üyemizin Özeti
Davacı, ortaklığın giderilmesi davası sonucunda, davalı (diğer mirasçı) tarafından satın alınan taşınmaz üzerindeki samanlık ve deponun kendisi tarafından yapıldığı; davalının bu muhdesattan dolayı sebepsiz zenginleştiği iddiası ile temyize konu davayı ikame etmiştir.

Taşınmazın satışı sırasında muhdesatlarla ilgili bir değer biçilmediğine göre, muhdesatların davalıya geçmesi nedeni ile davalının, alıcı sıfatıyla muhdesatların değeri oranında bir zenginleşmesinin bulunduğu muhakkaktır. Muhdesatlara değer biçilmemekle birlikte ihalede muhdesatlar da gözetilerek satış bedeli belirlenmiş ise, bu takdirde de davalının, mirasçı sıfatıyla (miras hissesi oranında) bir zenginleşmesi söz konusu olacaktır.

Anılan sebeplerle davalının, alıcı sıfatıyla veya mirasçı sıfatıyla bir zenginleşmesinin bulunup bulunmadığı araştırılıp sonucuna uygun karar verilmelidir.
(Karar Tarihi : 12.12.2005)
"Dava dilekçesinde 1.800.000.000 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin zilyedliğinde bulunan taşınmazın ortaklığın giderilmesi davası sonucunda, davalı (diğer mirasçı) tarafından 8.500.000.000 TL'ye satın alındığını; taşınmaz üzerindeki samanlık ve deponun müvekkili tarafından yapıldığını iddia ederek; fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla 1.800.000.000 liranın faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin, ihale sonucunda taşınmazı; üzerindeki muhdesatla birlikte satın aldığını, ihaleye herhangi bir itirazın olmadığını, bu nedenle davacıya ödemesi gereken bir bedelin de bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; "...sebepsiz zenginleşmeden sözedebilmek için bir kimsenin diğer kimsenin aleyhine zenginleşmesi ve bu zenginleşme ile fakirleşme arasında illiyet bağının bulunmasının yanı sıra kişinin zenginleşmesinin de haklı bir sebebinin bulunmaması gerekir. Oysa, olayımızda davalı ve davacının da katılmış olduğu açık artırma sonucu taşınmazın mülkiyetini üzerinde bulunduğu muhdesat ile birlikte kazanmıştır. Bu muhdesatın açık artırma sırasında dikkate alınmamış olması belki ihalenin feshi sebebi olabilir gerekçesiyle" davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.

Davaya konu, ortaklığın giderilmesi davası sonucunda satılan taşınmaz üzerindeki samanlık ve deponun; davacı tarafından yapıldığı hususunda taraflar hemfikir olup, taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, sözü edilen yapıların satış şartnamesinde yer alıp almadığı, davalının taşınmazı muhdesatla birlikte satın alıp almadığı; dolayısıyla, davalının (alıcı sıfatıyla) üçüncü kişi olarak veya mirasçı sıfatıyla muhdesatların taşınmazla birlikte kendisine geçmesi nedeniyle bir zenginleşmesinin bulunup bulunmadığı hususlarındadır.

Davacı tarafından yapılan muhdesatlarla ilgili taşınmazın satış sırasında bir değer biçilmediğine göre, muhdesatların davalı eline geçmesi nedeni ile davalının alıcı sıfatıyla muhdesatların değeri oranında bir zenginleşmesinin bulunduğu muhakkaktır. Muhdesatlara değer biçilmemekle birlikte ihalede muhdesatlar da gözetilerek satış bedeli belirlenmiş ise, bu takdirde; davalının, mirasçı sıfatıyla (miras hissesi oranında) bir zenginleşmesi söz konusu olacaktır.

Mahkemece, dava konusu muhdesattan dolayı; davalının, alıcı sıfatıyla veya mirasçı sıfatıyla bir zenginleşmesinin bulunup bulunmadığı araştırılıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

KARAR : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.12.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Borçlar Kanunu (Yeni) MADDE 77 :Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.

Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 18-12-2012

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01696897 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.