![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 07.12.2010)
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davalı vekili ve davacılar vekili geldiler. Hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Uyuşmazlık, önalım hakkına konu edilen payın iptali ile davacı adına tesciline ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar vekili, dava dilekçesinde, müvekkillerinin paydaşı olduğu 277 No'lu parselin paydaşlarından A____ P____'in taşınmazdaki 3/28 payını 13.2.2008 tarihinde davalıya sattığını, yapılan pay satışının davacılara haber verilmediğini, müvekkillerinin pay satışından yeni haberdar olduğunu, önalım haklarını kullanmak istediklerini belirterek, davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin satın aldığı payın ilişkin olduğu taşınmazın çok sayıda paydaşı olup ölen paydaşların mirasçılarının da intikalleri yaptırmamaları nedeniyle pay satışını noter aracılığı ile bildirme olanağı bulamadıklarını, taşınmazın paydaşları arasında fiilen taksim edildiğini, davacıların da kendilerine düşen bölüm üzerine beş-altı yıl önce zeytin ağaçları diktiklerini, davacıların asıl amacının tapuda satış bedelinin düşük gösterilmesinden yararlanmak olup gerçekte ödenen satış parasının çok daha fazla olduğunu, davacıların yapılan pay satışından çok daha önce haberdar olmalarına karşın aradan iki yıla yakın zaman geçtikten sonra dava açtıklarını, ayrıca taşınmazın bulunduğu Seyhan Belediyesi tarafından 2008 yılında İmar Yasası'nın 17. ve 18. maddeleri gereğince ifraz uygulaması yapıldığını, bu ifrazın tescili ile paydaşlık durumunun değişeceğinden davanın konusunun ortadan kalkacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla da kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. Türk Medeni Kanunu'nun 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Olayımıza gelince; dava konusu edilen payın ilişkin bulunduğu 27. No'lu parselde 3/28 pay, taşınmazın paydaşlarından A____ P____ tarafından 13.2.2008 tarihinde 90.000 TL bedelle davalıya satılmıştır. Davacılar yapılan pay satışı kendilerine noter aracılığı ile bildirilmediğinden yasal iki yıllık hak düşürücü süre içinde 30.9.2009 tarihinde açtıkları dava ile önalım hakkının tanınmasını istemişlerdir. Bununla birlikte yasal önalım hakkı paylı mülkiyet hakkından doğan ve mülkiyet hakkı ile iç içe bulunan bir haktır. Paydaşın önalım davasını açtıktan sonra kendi payını herhangi bir nedenle yitirmesi ya da taşınmazın paylı mülkiyete konu olma durumunun sona ermesi halinde önalım hakkı da sona erer. Önalım hakkına konu edilen payın ilişkin bulunduğu 277 No'lu parselde imar uygulaması çalışmasının sonuçlanması ile davalının taşınmazdaki payı 11356 ada 1 No'lu parsele giderek davalı adına müstakil olarak tescil edilmiş, ayrıca davalı 11356 ada 4 No'lu parselde 809 / 48 pay maliki haline gelmiştir. Davacıların bu taşınmazda payları bulunmamaktadır. Davacıların payları ise 11356 ada 2 No'lu parselde toplanmıştır. Davalının da bu taşınmazda payı bulunmamaktadır. Görüldüğü üzere yeni oluşan taşınmazlarda tarafların paydaşlık durumu kalmamıştır. Taraflar arasındaki paylı mülkiyet ilişkisi sona ermiştir. Bu durumda önalım hakkından söz edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi yönünden hükmün bozulması gerekmiştir. KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK. nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için kendini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 825.-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz eden iadesine, 07.12.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi." Üye Notu : İmar Yasası hükümleri gereğince şuyulandırma sonucu birleştirilen taşınmazların sahipleri arasında meydana gelen paydaşlık, TMK hükümleri gereğince paylı mülkiyet hükümlerine tabidir. müşterek mülkiyet hükümlerine tabi bulunur.
|
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 732 :Paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler.
Gerekçesi için Bkz. |
|
Şerh Son Güncelleme: 12-12-2012
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |