![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 20.10.2011)
"F____ B____ ve müşterekleri ile A____ B_____ aralarındaki elatmanın önlenmesi davasının görevsizlikten reddine dair Anamur Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 28.09.2010 gün ve 708/526 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
Davacılar vekili, dava dışı Hazine adına kayıtlı bulunan 806 parselin vekil edenlerinin zilyetliğinde bulunduğunu, davalının davacıların zilyetliğinde bulunan taşınmaza duvar örmek, duvar ile kendi taşınmazı arasında kalan bölümüne ağaç dikmek suretiyle müdahale ettiğini açıklayarak, elatmanın önlenilmesine, ağaçların ve duvarın kal'ine, taşınmazın davacılara teslimine karar verilmesini istemiştir. Davalı A____ B____, açılan davayı kabul etmediğini, taşınmazı 15-16 yıl önce dava dışı üçüncü şahıslardan satın aldığını bildirmiş ve davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlık meni müdahale niteliğinde olup dava değerine göre görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar vekili, dava dilekçesinde açıkça zilyetliğe dayanmış, zilyetliğin korunmasını istemiş, bu yerin Hazineye ait bir taşınmaz olduğunu ileri sürmüş, taşınmaza ait tapu kaydından Hazine adına kayıtlı bulunduğu tespit edilmiştir. TMK. nun 981, 982, 983 ve 984 maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kimsenin zilyetliğini korumak üzere amir hükümleri ihtiva etmektedir. TMK. nun 973. maddesinde zilyetlik "... Bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir..." biçiminde tanımlanmıştır. TMK.nun 982 ve 983. maddelerinde de zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan faydalanır, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. Yargıtay HGK.nun 6.10.1993 gün 1993/14-423/561 sayılı ve Yargıtay HGK. nun 15.6.1983 gün 3351/679 ve 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararlarında da aynı görüş benimsenmiştir. Davacılar vekili davada yukarıda belirtildiği üzere zilyetliğin arkasında bulunan ayni veya şahsi bir hakka dayanmadığına ve taşınmaz tapuda Hazine adına kayıtlı bulunduğuna göre, uyuşmazlık zilyetliğin korunması hükümleri gereğince çözümlenmelidir. Mahkemece zilyetliğin korunması talebi ile TMK.nun 981 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan davalarda, dava konusu taşınmazın değerine bakılmaksızın 6100 sayılı HMK'nun 4/c (1086 sayılı HUMK.nun 8/II-3.) bendine göre Sulh Mahkemelerinin görevli bulunduğu dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır. KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla ve halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 20.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi." |
İlgili Mevzuat Hükmü : Hukuk Muhakemeleri Kanunu MADDE 4 :(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler. |
|
Şerh Son Güncelleme: 10-11-2012
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |