![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 30.05.2011)
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.06.2009 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.01.2011 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
- KARAR - Dava, muvazaalı şekilde kurulan ipoteğin terkini istemine ilişkindir. Davalı Y___K____, davanın reddini savunmuş, davalı S__ S____davaya yanıt vermemiştir. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalılardan Y___K____mirasçıları temyiz etmiştir. İpotek, halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla birlikte doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak için kurulabilir (TMK. m. 881). Mevcut alacakları teminat altına almak için kurulan ipotek, anapara ipoteğidir. İlerde doğacak veya doğması muhtemel alacaklar için kurulacak ipotek ise üst sınır (azami meblağ) ipoteğidir. Eğer mevcut bir alacak için ipotek kurulmuşsa, alacağın geçerli olması gerekir. Zira, ipotekle alacak arasında çok sıkı bir birliktelik vardır. Alacak varsa ipotek kabul edilir. Ancak alacak doğmamışsa, hukuki nedeni dolayısıyla batılsa (BK. m. 19/2, 20/1), ipotek tescil edilse bile hüküm ifade etmez ve rehinli alacaklıya icra takibi yoluyla alacağını elde etme yetkisi vermez. Vurgulanması gereken diğer bir hususta, ipoteğin tescilinin tarafları bağlayacağıdır. Fakat söylendiği üzere ipotek, rehnin temin ettiği alacağın varlığı yönünden bir karine ya da delil oluşturmaz. Bununla birlikte ipotek, eğer mevcut bir alacak için kurulmuşsa, bunun tutarının ipotek sözleşmesinde gösterilmesi yeterlidir. Bu durumda ipotek sözleşmesi, aynı zamanda bir borç ikrarı görevi de görebilir (BK. m. 17). Rehin sözleşmesinin kayıtsız ve şartsız bir borç ikrarını kapsadığı durumlarda, alacaklı sanki bir mahkeme kararına dayanıyormuşçasına ilamlı takiplere özgü yoldan yararlanabilir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; İncelenen tapu kayıt örneğinden, 21.09.2007 tarihli ipoteğin malik S__ tarafından Y__ K____ lehine alınan 30.000,00 TL borca karşılık faizsiz ve birinci derecede tesis edildiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 875. maddesi uyarınca kurulan ipotek, bir karz (kesin borç) ipoteğidir. Burada, malik/borçlunun bir borç ikrarında bulunduğu kabul edilir. Bu borç ikrarında, akit tablosu ipoteğin hukuki dayanağını oluşturur. Hal böyle olunca, artık üst sınır ipoteğinde olduğu gibi mahkemece alacağın doğup doğmadığının, başka bir deyişle rehinli taşınmaz malikinin gerçek bir alacağı olup olmadığının ayrıca araştırılması gerekmez. Öte yandan ipotek akit tablosuna karşı ileri sürülen iddia, senede karşı yapılmış bir iddiadır. HUMK'nun 288. maddesi gereğince de senede karşı iddianın, senetle ispatı gerekmektedir. Bu gibi durumlarda, ancak 289. madde uyarınca karşı tarafın açık muvafakatı halinde tanık dinlenebilir. Mahkemece yapılan bu saptamalar bir yana bırakılarak, özellikle ipoteğin bir karz ipoteği olduğu ve davacının iddiasının senede karşı yapıldığı gözden kaçırılmak suretiyle ipoteğin muvazaalı düzenlendiğinden bahisle davanın kabulü doğru olmadığından karar bozulmalıdır. KARAR : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 30.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 875 :Taşınmaz rehninin alacaklıya sağladığı güvencenin kapsamına şunlar girer:
1. Ana para, 2. Takip giderleri ve gecikme faizi, 3. İflasın açıldığı veya rehnin paraya çevrilmesinin istendiği tarihe kadar muaccel olmuş üç yıllık faiz ile son vadeden başlayarak işleyen faiz. Daha önce belirlenmiş olan faiz oranı, sonradan gelen alacaklıların zararına olarak artırılamaz. Gerekçesi için bkz. |
|
Şerh Son Güncelleme: 11-08-2012
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |