Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

4857 S.lı İş Kanunu MADDE 34
ÜCRETİN GÜNÜNDE ÖDENMEMESİ

Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.

       Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz.

Maddeye eleştiri getirmek amacıyla

Üyemizin Notu: " Ücretin gününde ödenmemesi " madde başlığı ile kaleme alınan 34. maddenin birinci fıkrasında, işçinin iş görmekten kaçınmasının haklı nedeni ve şartları açıklanmış, 2. fıkrasında da, birinci fıkraya aykırılığın yaptırımı bildirilmiştir.

2. fıkradaki yaptırım, iş görmekten kaçınan işçinin iş sözleşmelerinin işveren tarafından feshedilemeyeceği, iş görmekten kaçınan işçinin yerine işçi alınamayacağı ve iş görmekten kaçınan işçinin yaptığı işin başkasına yaptırılamayacağıdır.

Fıkranın bu yaptırımının haricinde, 4857 sayılı İş Yasası'nın 102. maddesinde de ayrı bir yaptırıma ( idari para cezası) bağlandığı unutulmamalıdır.

Peki işveren 34/2 deki yaptırıma uymadığı, başka bir söyleyişle aykırı hareket ettiği durumda, bu haksız hareketinin neticesinden işçinin yararı ne olacaktır. Öyle ya, işçi yasal hakkını kullanmakta, işveren ise yasanın buyurucu niteliği bulunan fıkrasına uymamaktadır.

O halde işverenin bu nedenle yapacağı fesih geçersiz olacak ve işçinin açacağı dava ile işe iadesine karar verilecektir.

Ancak işçinin yasal hakkını kullanmak sureti ile iş görme borcunu yerine getirmediği süre içinde işveren işçinin sözleşmesini feshetmezse durum ne olacaktır? Yasal mevzuat ve Yargıtay içtihatları doğrultusunda, bu gibi durumlarda işveren aleyhine akçalı bir yaptırım sözkonusu olamamaktadır.

Düşünceme göre, işçinin haklı olarak iş görmediği bu süre zarfında da, en azından " yarım ücretinin " ödenmesi hakkaniyete uygun, işveren açısından caydırıcı, uygulamada daha sağlıklı kararlar verilmesine vesile olacaktır. Yapılması gerektiğini düşündüğüm ekleme birinci fıkranın son cümlesi olarak mevzuata girebilir. ( Öneri olarak ilgili kısma yazılmıştır)

Bu düşüncenin yasal zemini de mevcuttur. Zira " yarım ücret " başlığını taşıyan İş Yasası'nın 40. maddesi gereği, 24 ve 25 nci maddelerin (III) numaralı bentlerinde gösterilen zorlayıcı sebepler dolayısı ile çalışılmayan veya çalıştırılmayan işçiye bu bekleme süresi için yarım ücret ödeneceği hükmü mevcuttur. Esasen 34. maddede yapılmasını önerdiğim ekleme 40. maddeye de konulabilir.

Özetle, ücrete ilişkin İş Yasası maddeleri sosyal amaçlı maddelerdir. Çünkü işçi ücreti ile var olabilir. İşçinin ücretsiz kalması, hem kendisi, hem ailesi ve hem de çevresi için sosyal ve ekonomik dengenin bozulmasını sağlayacaktır. Genel olarak İş Yasasının işçiyi koruyucu ve kollayıcı gerekçesi göz önüne alındığında, anılan yasal eklemenin yapılmasının yerinde olacağını düşünüyorum.


 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.İbrahim YİĞİT
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 01-02-2012

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02762294 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.