Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 19.Hukuk Dairesi, 2009/9978 Esas, 2010/4056 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
İstirdat davasından söz edebilmek için, ödemenin cebri icra tehdidi altında, yani, takibin kesinleşmesinden sonra yapılmış olması gerekir. Davacı, ödeme süresi içerisinde icra dosyasına parayı yatırdığı için eldeki davanın İstirdat Davası olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
(Karar Tarihi : 07.04.2010)
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı sebeplerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belirli günde davacı vek. Av. Burcu Göl ile davalı vek. Av. Sinan Ulaş Kestioğlu'nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı vekili müvekkilinin 19.01.1983 günlü sözleşmeyle davalının kiracısı olduğunu, kiranın süper benzin üzerinden ödendiğini ve 03.02.2003 günlü protokolle verilen 51.000,-TL. tutarlı çekten dolayı, bu gün itibariyle borç kalmadığını; davalının 5.3.2003 ile 30.7.2003 dönemi için 122.836,93 TL üzerinden İstanbul 9. İcra Müdürlüğü'nün 2003/8707 s. dosyası ile giriştiği takibe yaptıkları itirazın iptali için davalının İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2004/193 E. s. davayı açtığını; ardından 5.3.2003 ile 5.9.2003 dönemi için 270.844,23 TL. üzerinden Beyoğlu 2. İcra Müdürlüğü'nün 2005/16533 s. dosyası ile tahliye ihtarlı ödeme emri gönderttiğini ve müvekkilinin bu alacağı 19.12.2005 gününde ihtirazi kayıtla 297.939,08 TL olarak ödediğini;

Yapılan ödeme üzerine İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin konusu kalmayan dava hakkında karar vermeye yer olmadığına dair verdiği kararın kesinleştiğini;

Taraflar arasında düzenlenen protokole dayalı olarak verilen 51.000,-TL. lik çekin de eklenmesi ile borcun sona erdiğini ve beş aylık kiranın mahsubu ile 3.8.2003 itibariyle 40.150,-TL fazla ödeme yaptıklarını; 2003 yılı Ağustos ve Eylül borçları da dikkate alınırsa dava tarihi itibariyle 4.500,-TL. alacaklı olduklarını ileri sürerek ihtirazi kayıtla ödedikleri 297.939,08 TL'nin şimdilik 10.000,-TL. sinin paranın icra dosyasına yattığı tarihten itibaren işleyecek reeskont faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı şirket vekili İcra ve İflas Kanunu'nun 72 nci maddesine göre davanın zamanaşımına uğradığını, girişilen icra takibinde hukuka aykırılığın bulunmadığını ve davacının itiraz ile takibi durdurmak yerine borcu rıza ile ödemeyi tercih ettiğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece taraflar arasında kira sözleşmesi yapıldığı, davacının Beyoğlu 2. İcra Müdürlüğü'nün 2005/16533 s. dosyasından gönderilen ödeme emrine itiraz etmeden parayı ödediği, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açılan davanın süreyi kesmeyeceği ve istirdat davası açmak için aranan bir senelik sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İstirdat davasından söz edebilmek için ödemenin cebri icra tehdidi altında, bir sair deyişle takibin kesinleşmesinden sonra yapılmış olması gerekir. Somut olayda davacı ödeme süresi içerisinde icra dosyasına parayı yatırmıştır. Açıklanan kanuni düzenleme karşısında davanın istirdat davası olarak nitelendirilmesine olanak bulunmamaktadır.

Davacının istemi kira ilişkisi sebebiyle belirtilen miktarda borçlu bulunmadığının tespiti ve ödediği fazla paranın iadesi istemine ait olup, zamanaşımının kira sözleşmesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir.

Bu halde mahkemece yukarıdaki ilkeler de göz önüne alınıp bütün deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı nitelendirme ile yazılı biçimde hüküm oluşturulması bozmayı gerektirmiştir.

KARAR : Yukarda açıklanan sebeple temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 750,-TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istem halinde iadesine, 07.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Üye Notu : İstirdat Davası İle İlgili Güzel Bir Karar ...
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 72 :(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/43 md.)

Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.

İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.

İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmiden" aşağı tayin edilemez.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmisinden" aşağı olamaz.

Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.

Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.

Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Barış TİRYAKİ
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 13-11-2011

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02305508 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.