![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 01.02.2002)
"Taraflar arasındaki istirdat-muarazanın men'i davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, taraflar arasında 01.10.1997 tarihli protokol ile 25.000 ton şekerin Irak Devlet Şirketine satışının akdedildiğini ve ifa garanti teminatı olarak 510.000 USD teminat mektubunun verildiğini, Birleşmiş Milletlerin izni ile sınırlı olarak ihracat veya hibe yapılabileceğini, 1997 yılı sonunda çıkan Irak krizi ve krizin savaşa dönüşmesi nedeniyle sınır kapıları kapatıldığından Birleşmiş Milletlerin amborgosu nedeniyle bakiye 16.000 ton şekerin Irak'a alıcısına gönderilemediğini, bu arada akreditif süresi bittiğinden ihracatın yapılmasının imkansız hale geldiğini, davalının realize edilen şeker ihracatıyla ilgili herhangi bir alacağı ve zararı bulunmadığı, force majeure (önlenemez hal) hali husule geldiğini, iadesi gereken teminat mektubunun talebe rağmen iade edilmediğini iddia ederek teminat mektubunun iadesine veya iptaline, muarazanın men'ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, Irak krizinin sözleşme yapılmadan önce mevcut olup, davacının bu krizi değerlendirip, tedbirli bir tacir gibi davranması gerektiğini, force majeure halinin mevcut olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece taraflar arasında 01.10.1997 tarihinde sözleşmenin imzalandığı, Irak'ın Kuveyt'i işgali ile 1990 yılında başlayan krizin ABD'nin müdahalesi ile Birleşmiş Milletlerin ambargosu ile bugüne değin süregeldiği, basiretli bir tacir gibi hareket etmek durumunda olan davacının, belirli zamanlarda farklılık gösteren krizin boyutunu, Irak'a yapılan ilk müdahaleyi ve Birleşmiş Milletler'in ambargosunu da gözönüne alarak hesaplaması gerektiğini, sınır kapılarının kapanması ve Irak krizinin savaşa dönüşmesinin force majeure hali olmadığı, kısmi ifa nedeniyle sözleşmenin 14.maddesi uyarınca davalının teminat mektubunu irad kaydetmeye hakkı bulunduğu gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 01.02.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi" |
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 161 :Akitler, cezanın miktarını tayinde serbesttirler.
Ceza, kanuna veya ahlâka (âdâba) muğayir bir borcu teyit için şart edilmiş veya hilâfına mukavele olmadığı halde borcun ifası borçlunun mesuliyetini icap etmeyen bir hal sebebiyle gayri mümkün olmuş ise, şart olunan cezanın tediyesi talep edilemez. Hâkim, fahiş gördüğü cezaları tenkis ile mükelleftir. |
|
Şerh Son Güncelleme: 12-07-2011
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |