![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 01.03.2007)
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 9. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 10.03.2005 tarih ve 2003/396-2005/80 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M.Ş. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı, hareket halindeki banliyö treninde iken K.Tren İstasyonu'nda gaspa uğradığını, olay sırasında kafasına aldığı darbe nedeniyle yaralandığını, cep telefonunun çalınması ile yirmi gün iş ve gücünden kalması nedeniyle maddi, bu olay sonucu psikolojik durumunun bozulması nedeniyle de manevi zarara uğradığını, yeterli güvenlik önlemlerini almayan davalıların olaydan dolayı sorumlu olduklarını ileri sürerek telefon bedeli 333.000.000.-TL ile iş ve güç kaybı zararı 500.000.000.-TL olmak üzere maddi zararları karşılığı toplam 833.000.000.-TL ve manevi zararı karşılığı 10.000.000.000.-TL ile yargılama sırasında yapılan ıslah sonucu tedavi giderleri karşılığı 2.500.000.000.-TL'nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı TCDD vekili, olayda müvekkili kurum ve elemanlarının hiçbir kusur ve kabahatinin bulunmadığını, davacının zararı varsa bunu olaya sebebiyet veren şahıslardan ya da İçişleri Bakanlığı'ndan talep etmesi gerektiğini, istenen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı bakanlık vekili, idarenin yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olduğunu ve bu tür davaların idari yargıda görülebileceğini savunarak öncelikle dava dilekçesinin görev yönünden reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacının uğradığı saldırı sonucu cep telefonunun çalındığı ve yaralandığı, bu nedenle 625.000.000.-TL kazanç kaybı ve 305.000.000.-TL telefon bedeli olmak üzere 930.000.000.-TL maddi zararının gerçekleştiği, bu olay nedeni ile manevi olarak da zarara uğradığı gerekçesiyle davanın 930.-YTL maddi ve 4000.-YTL manevi olmak üzere toplam 4.930.-YTL üzerinden kabulü ile bu miktarın davalı TCDD'den tahsiline, diğer davalı İçişleri Bakanlığı aleyhine açılan davanın takipsiz bırakılması nedeniyle HUMK'nun 409/5. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Davacı Ş'ye mahkeme kararı 12.08.2005 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına göre on beş günlük yasal temyiz süresi adli tatil içinde sona erdiğinden HUMK'nun 177. maddesi uyarınca temyiz süresi tatilin bitiminden itibaren yedi gün uzamaktadır. Bu durumda sürenin son günü 12.09.2005 Pazartesi olup, bu tarihe kadar temyiz isteminde bulunulması gerekirken davacı tarafından 16.09.2005 tarihinde hükmün temyiz edilmiş olmasına göre davacının süresinden sonra yaptığı temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davalı İçişleri Bakanlığı vekilinin temyiz itirazına gelince; anılan davalı yönünden HUMK'nun 409/5. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu durumda hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davayı vekil vasıtasıyla takip etmiş bulunan davalı bakanlık yararına vekalet ücreti tayin edilmesi gerekirken bu konuda karar verilmemesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı bakanlık yararına bozulması gerekmiştir. 3- Davalı TCDD vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması ile TTK.'nun 806. maddesi uyarınca taşıyıcının, yolcuları gidecekleri yere sağ ve salim olarak ulaştırmakla mükellef bulunmasına göre somut olayda, davacının trende maruz kaldığı gasp eylemi nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararından davalı taşıyıcının anılan maddede düzenlenen yasal yükümlülüğüne aykırı davranması ve üstlendiği toplu taşıma hizmetinin gereği olan tedbirleri almayarak güvenli bir yolculuk ortamı sağlayamaması nedenleriyle sorumlu olduğunun kabulü gerektiğinden anılan davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 4- Ancak, davacı dava dilekçesinde olay sırasında yaralanması nedeniyle yirmi gün süreyle iş ve gücünden uzak kaldığını ileri sürerek iş ve güç kaybı zararı karşılığı olarak 500.000.000.-TL maddi tazminat isteminde bulunmuştur. O halde mahkemece, yargılama sonunda ortaya çıkacak duruma göre azami bu tutar dikkate alınarak iş ve güçten kalma tazminatına karar verilmesi gerekirken davacının yirmi beş gün süreyle iş ve gücünden kaldığının kabulü ile HUMK'nun 74. maddesine aykırı olarak talep aşılmak suretiyle yazılı şekilde 625.000.000.-TL kazanç kaybına hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı T.C.D.D. yararına bozulması gerekmiştir. KARAR: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin 432/4. maddesi uyarınca reddine; (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı TCDD vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; diğer bentlerde açıklanan nedenlerle bu davalı ile davalı İçişleri Bakanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı İçişleri Bakanlığı yararına, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ise kararın davalı TCDD yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1,90.-YTL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz eden davalı TCDD'na iadesine, 01.03.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu MADDE 806 :F - TAŞIYICININ MESULİYETİ:
Madde 806 - Taşıyıcı, yolcuları gidecekleri yere sağ ve salim olarak ulaştırmakla mükelleftir. Yolcuların kazaya uğramaları halinde bundan doğacak zararları taşıyıcı tazmin eder. Yolcunun kaza neticesinde ölmesi halinde onun yardımından mahrum kalan kimseler dahi uğradıkları zararlara karşılık taşıyıcıdan tazminat istiyebilirler. Şu kadar ki; taşıyıcı, kazanın kendisine veya yardımcılarına yükletilmesi mümkün olan bir kusurdan doğmadığını ispat ettiği takdirde bu iki haldeki tazminattan kurtulur. Taşıyıcı, bilette tayin edilen yerin başka bir kimseye verilmiş olması veyahut bilette tayin edilen vasıta yerine onun aynı olmıyan başka bir vasıtanın sefere konulmuş olması veya vasıtanın belli saatten önce hareketi sebebiyle yolcunun yetişememesi yahut taşıma vasıtasında halin gerekli kıldığı ilk sıhhi yardım malzeme ve ilaçlarının bulundurulmaması veya bunlardan derhal istifade edilmesi imkanının sağlanmamış olması sebebiyle dahi yukarki fıkra hükmünce mesuldür ve her hangi bir zarar ispat edilmese bile bilet parasının üç mislini maktu tazminat olarak ödemekle mükelleftir. Bu miktarı aşan zarar halinde onun da tazmini istenebilir. Yukarıki fıkrada gösterilen hareketleri yapan vasıta şoförleri ve vasıtaları emri altında bulunduran kimseler ile vasıtaları taşıma işinde kullananlar şikayet üzerine elli liradan aşağı olmamak üzere hafif para cezasiyle cezalandırılırlar. Daha ağır cezalar derpiş eden hükümler mahfuzdur. |
|
Şerh Son Güncelleme: 07-07-2011
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |