Üyemizin Notu:
Anayasamızın bu maddesinin somut hali TCK’ nun 127. maddesi olarak vücut bulmuştur. Madde metnine göre, kamu görev ve hizmetlerinde bulunanlara karşı, bu görev ve hizmetin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılan isnatlardan dolayı açılan hakaret davalarında, sanık isnadın doğruluğunu ispat hakkına sahiptir. Maddenin bu ilk cümlesinden anlaşılacağı üzere, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret edilen hallerde sanık, hiçbir şartın gerçekleşmesi beklenmeksizin doğrudan doğruya, isnadın ispatını yapabilmek hakkına sahiptir.
Madde lafzında bunun dışındaki hallerden kasıt olarak, kamu görevlisine görevinden dolayı açılan hakaret davalarının dışında kalan bütün hakaret davaları belirtilmek istenmiştir. Yani, görevinden dolayı olmaksızın kamu görevlisine hakaret veya kamu görevlisi olmayan herhangi bir kişiye hakaret durumlarında isnadın ispatı, ancak fiilin doğru olup olmadığında kamu yararı bulunmasına veya şikâyetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.
Bu maddenin ilk cümlesi açısından TCK’ nun 127. maddesinde Anayasaya aykırılık durumunun olduğunu düşünüyoruz; zira, TCK’ nun 127. maddesinde kamu görevlisine karşı görevinden dolayı ayırımı yapılmadan, her durumda hakaretin ispatı bu maddenin de ikinci cümlesinde sayılan şartlara bağlanmış bulunmaktadır. Anayasanın kanunlarla daraltılamayacağı ve lafzının gayet açık olduğu gerekçesi ile, TCK’ da özellikle belirtilmese dahi, kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret davasında sanığın doğrudan doğruya ispat hakkının varlığını kabul etmek gerekecektir.
Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret davasında isnadın doğrudan ispatının altında yatan gerekçe, kamu görevlerinin doğası itibariyle, kamu yararı kavramını içerdiğini peşinen kabul etmek olsa gerektir.
|