Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 12.HD 2009/22743 Esas, 2010/4502 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Borçlunun mahkemeye başvurusu, hacze konu menkullerin haczedilmezliğine yönelik şikayettir. Şikayet süresi kural olarak (7) gün olup, bu süre şikayet edenin, şikayet konusu işlemi öğrendiği günden itibaren (7) gündür (İİK'nın 16. maddesi). Şikayet konusu işlem ilgiliye tebliğ edilmişse şikayet süresi tebliğ tarihinden itibaren başlar.
(Karar Tarihi : 01.03.2010)
Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Borçlunun mahkemeye başvurusu, hacze konu menkullerin haczedilmezliğine yönelik şikayettir. Şikayet süresi kural olarak (7) gün olup, bu süre şikayet edenin, şikayet konusu işlemi öğrendiği günden itibaren (7) gündür (İİK'nın 16. maddesi). Şikayet konusu işlem ilgiliye tebliğ edilmişse şikayet süresi tebliğ tarihinden itibaren başlar. Yine; kural olarak, haciz sırasında bulunmayan borçlunun İİK'nın 103. maddesi gereğince hacizden haberdar edilmesi gereklidir. Ne var ki, uygulamada sıkça görüldüğü üzere (103) haciz davetiyesinin tebliğ edilmediği ahvalde hacze muttali olan borçlunun hacizle ilgili İcra Mahkemesine yapacağı başvurunun süresinde olup olmadığı muttali olunan bu tarihe göre tespit edilir. Ancak, hacze haricen muttali olunsa dahi bilahare takip dosyasında borçlulara (103) haciz varakası tebliği halinde anılan maddedeki hakları kullanma açısından borçluya alacaklı tarafından yeni bir hak bahsedildiğinin kabulü gerekir. Somut olayda borçluya çıkarılan (103) davetiyesi (İcra Müdürlüğü'nün dosyaya verilen cevabi yazısına göre), 28.04.2009 tarihinde tebliğ edilmiş olup, mahkeme nezdindeki 04.05.2009 tarihli şikayet, İİK'nın 16. maddesine göre yasal (7) günlük sürededir. Mahkemece işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, istemin süre aşımından reddi isabetsizdir.

KARAR : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366. ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 01.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 103 :(Değişik madde: 09/11/1988 - 3494/12 md.)

Tutanak tutulurken alacaklı, borçlu veya namlarına Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebellüğe yetkili kimse bulunmazsa, bulunmayan alacaklı veya borçlu üç gün içinde tutanağı tetkik ve diyeceği varsa söylemesi için icra dairesine davet olunur. Kanunen ilavesi gereken müddetler mahfuzdur. Haciz sırasında borçlu veya alacaklı adına Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebellüğe yetkili kimse bulunduğu takdirde haciz tutanağının bir örneği bulunan şahsa verilir. Borçluya veya alacaklıya ayrıca haber verilmez.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Barış TİRYAKİ
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 16-03-2011

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02553797 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.